Mektup...

Yayın Tarihi: 14/08/15 08:01
okuma süresi: 5 dak.
A- A A+

Bu yazıyı 2009 yılında yazmıştım…

O günden bugüne değişen tek şey yaşım olmuş…

"Sevgili dostum,

Sana mektup yazmayalı çok uzun zaman oldu ama inan ki değişen bir şey yok hayatımda…

Aynı sıkıntı, aynı yüzler, aynı mekânlar, aynı muhabbetler…

Son zamanlarda geceleri ter içinde veya gözyaşlarına boğulmuş olarak uyanıyorum ama umarım bunları delirdiğime yormazsın.

Bilemiyorum artık, belki bu haller üzerimden kayan örtünün ortaya çıkardığı 'kıçıma dolan soğuktan' veya komşunun hiç durmadan vizileyip beni çıldırtan köpeğinden olabilir ama sanırım tüm bunlardan öte başka sebepler de vardır.

Doğrusunu söylemek gerekirse dostum, bu tip durumlarda gecenin karanlığına dalıp gitmek istiyorum.

Belki çok ütopik bir istek olacaktır ama, sürekli kendimi evde otururken veya spor programlarını seyrederken düşünüp rahatlatıyor, artık hiç işe gitmek istemiyorum.

Ne yazık ki, hayat şartları henüz 'olgunlaşmadığı' için bu hedeflerime son günlerin moda lafı 'ihtiyatlı iyimser' olarak bakıyorum.

Biliyorsun, şu günlerde herkesler Kıbrıs sorununa böyle bakıyor ya, işte onlara Zeki-Metin ikilisinin "Nereye bakıyor bu adamlar?" filmini izlemelerini tavsiye etmekten başka çare bulamıyorum...

Sevgili dostum,

Sana global ekonomik krizle ilgili 'nedir durumlar sende be gardaş' diye sorduğum ve de senin de 'e bizi teğet geçti be gardaş' şeklindeki cevabına istinaden, ben de bazen bu hayata teğet geçmek istiyorum ama olmuyor işte.

İlla ki bir arakesitte yakalanıyor, özellikle sabah sabah gelen uğursuz telefonlardan tiksiniyorum.

Sabah gelen telefonların genel olarak 'hayırlı' telefonlar olmadığını artık öğrenecek kadar iş; ve de bunlardan bir türlü ders alamayacak kadar 'kısmet' tükettiğimi açık yüreklilikle itiraf edecek kadar büyüdüm.

Öyle ki; sabah sabah gelen bu telefonların, Che Guevara'nın o efsanevi; 'bir banka soymak, kurmaktan daha şerefli bir harekettir' lafındaki 'bankalardan' olduğunu söylersem kendimi biraz olsun rahatlamış hissettiğimi söyleyebilmeyi isterdim.

Ama maalesef bu geçici rahatlama bile her geçen saniye çocuklarımın geleceğinin ve benim hayatımdaki artı değerlerin 'faiz' oranı içinde mutlak kayboluşu gerçeğini değiştiremez.

Tabii bu arada çevremde kümelenen 'iyi gün dostlarına' da buradan selam göndermek isterim.

Tek tük de olsa 'kötü gün dostlarımaysa' benim gibi 'atsan atılmaz, satsan satılmaz' bir şahsiyeti taa en başından tanımamalarını dilerdim. Yine de son kertede kendime böyle yakıştırmalar yapıp da hırpalamamak en doğrusu olur diye düşünüyorum.

Sevgili dostum,

Hezeyanımı mahzur gör ama değdim gibi, son günlerdeki ruh halim beni endişelendiriyor.

Sana şimdi buradan yazmamdaki sebep, bir sıcak nefes, bir dost eli dilendiğimdendir.

Dedim ya, etrafta çokça bulunan 'iyi gün dostlarından' bana hayır olmadığı gibi, bu vatana ve millete de hayır olmayacaktır.

Ama nedense hayatta hep kötüler kazanır ve 'şeytan hep içimizdedir' diye düşünmeden edemiyorum.

Bu gonga masasındaki şeytanın uzaktan bir akrabası olsa da, o şeytan hep kötülerin içinde 'payidardır' ve benim gibi ruhunu şeytana satma girişiminde bile başarısızlığa uğrayan birisi için pek 'manidardır'.

Onun için kâğıt masasındaki 'şeytanınız bol olsun' lafına gönderme olsun diye, bazen ayni dileği kendim için de dilemiyor değilim.

Dostum,

Mektubuma burada son verirken, bir gün serin mi serin ve artık huzura ermiş bir Kıbrıs gecesinde Bizim Demirkıran'nın meyhanesinde konyakları yuvarlayıp, Kemal Dayı'nın 'Skuf' diye bana takılmaları altında eski günleri anacağımız günlerin çok uzakta olmamasını dilerim.

Eşinin, çocuklarının gözlerinden öperken seni 'devrimciliğimin tüm ateşi' ile kucaklarım…

Dostun Ulaş…"

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.