Bu kez olabilir...

Yayın Tarihi: 17/08/15 08:00
okuma süresi: 5 dak.
A- A A+
Dün gazetemizde yayınladığımız Rum gazetecilerle yaptığım röportajın başlığı bu yazının başlığı ile aynı.

Okumayanlar için röportajın linkini vererek devam edeyim…

http://www.kibrispostasi.com/index.php/cat/35/news/169577/PageName/KIBRIS_HABERLERI

Yazarken de okurken de içimde zaten dolu olan çözüm umutları daha da pekiştiren bu röportajda değişik medya kurumlarından gazeteci arkadaşlara sorduğum tek bir soru oldu;

"Kıbrıs görüşmelerinin şu anki durumu hakkında ne düşünüyorsunuz?"

Kısa ve öz şekilde sorduğum bu soruya cevap veren gazeteci arkadaşlar, bazı çekinceler olmasına rağmen, Kıbrıslı Rum toplumunun değişim içerisinde olduğunu ve çözümün daha çok destek bulduğunu söylediler.

Genel intiba olarak süreçten umutlu olduklarını belirten gazeteciler, Kıbrıs Rum toplumunda özellikle Mustafa Akıncı'nın seçilmesiyle birlikte pozitif bir hava estiğinin altını çizerken, kamuoyunun en çok endişe ettiği konuların garantiler ve güvenlik olduğunu belirttiler.

Liderlerin ortak hareket etmesinin, halk içine beraberce inmelerinin önemine vurgu yapan gazeteciler, iki liderin verdiği 'biz iki arkadaşız, siz de arkadaş olabilirsiniz' mesajının hayati önem taşıdığını belirterek, gelinen noktada Kıbrıs Rum toplumu arasında büyük çoğunluğun müzakerelerden bir sonuç çıkabileceğine inandığını gözlemlediklerini söylediler.

İki liderin birlikte hareket eder bir görüntü çizmesinin yanı sıra ve yapılan açıklamalardaki 'ortak hedef' argümanının sık sık kullanılmasının Rum toplumundaki çözüm atmosferini pozitif şekilde etkilediğini ifade eden gazeteciler yine de bu atmosferin getirilecek olan herhangi bir çözüme 'evet' denilmesi anlamına gelemeyeceği belirttiler.

Kısaca özetlersek durum bu…

Bu söylenenleri pekiştirmek için Mustafa Akıncı ile Nikos Anastasiadis'in ilk buluşması olan 11 Mayıs gününe dönüp bakalım.

O gün liderler Lefkoşa'da Ledra Palace Otelde ilk kez buluştuklarında benim en çok dikkatimi çeken şey destek için güneyden gelen Rumların sayısı idi.

Orada değildim ancak orada bulunan gazeteci dostlarıma sorduğumda aldığım cevap, Rumların, Türklerden çok daha fazla olduğuydu.

Gerçekten de durum resimlerden de açıkça görülüyordu.

Peki bu nasıl olurdu?

Ortada şöyle bir gerçek var:

24 Nisan 2003 Annan Planı referandumundan sadece bir hafta sonra; 1 Mayıs günü AB'ye giren Rumlar ile bugünkü Rumlar artık aynı kafadaki Rumlar değil.

Yani plana hayır deme ve ellerini kollarını sallaya sallaya AB'ye girme lüksü içindeki o Rumlarla bu Rumlar aynı değil.

Öyle görülüyor ki AB içerisinde beklediklerini bulamayan, ekonomik krizlerle boğuşan Rumlar, Kıbrıs sorununun çözümünü bir şekilde bir umut olarak görmeye başlamış gibi durmaktadırlar.

Bu dediklerimi, eğer röportajı okursanız sizler de fark edebilirsiniz.

Elbette, nasıl bizde 'Rum'un kafası değişmez' diyenlerin olduğu gibi orada da 'Türk'ün kafası değişmez' diyen her şartta çözüm istemeyenler de vardır.

Ancak konu şu ki, 'Kıbrıs sorununu ekonomi çözecek' diyenler haklı çıkmış görünmektedirler.

Gerek Rum pazarında satılan 'Made in Turkey' menşeli mallardan; gerekse de kuzeyin ve güneyin en büyük sermaye örgütleri olan Ticaret Odalarının çözüm yönünde verdiği büyük destekten bu çıkarımı yapmamız çok mantıklıdır.

Adaya su gelmiştir.

Ada etrafında zengin gaz yatakları vardır ve bu yataklar kurulacak olan ortak devlete ait olacaktır.

Rum gazeteci Stella Michael'in röportajda belirttiği gibi 'liderlerin iki toplumun ortak hedefleri' vurgusu yapması çok ama çok hayati bir noktadır.

Müzakerelerde eskinin kafaları gibi 'biz, hep biz' şeklindeki Rum ve Türk duruşları değişmektedir.

Yine sağ eğilimli bir kuruluş olan Sigma Live haber sitesinin gazetecilerinden Thanasis Athanasiou'nun röportajda vurguladığı gibi iki liderin 'biz dostuz, siz de olabilirsiniz' mesajı son derece önemli bir noktadır.

İki liderin her iki tarafta da halkların arasına karışması, beraber zivaniya içip bardak tokuşturması bu mesajların pekişmesini sağlamaktadır.

Tüm bunlardan çıkardığımız nokta adanın güneyinin artık eskisi gibi olmadığı ve değişim içerisinde olduğu gerçeğidir.

Bu yaşanan süreç bizi nereye götürür, işin sonunda iki taraf bir anlaşmaya varır mı buna cevap veremem.

Ancak ben de yüksek umutlar taşıyorum ve Rum meslektaşlarıma katılıyorum;

Bu kez olabilir…

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.