Son durum: dövizin da...

Yayın Tarihi: 18/08/15 08:14
okuma süresi: 4 dak.
A- A A+

Akşam refikam Yonca ile oturduk, kapının önünde bilmem ne gibi duran arabamıza bakıyorduk.

Yazının başlığı gibi bu 'bilmem ne' lafı yerine ne gelecek yaratıcılığını size bırakıyorum, maksat interaktif bir yazı olsun…

Neyse, "hatırlan be canım" dedi, "bu arabaya ilk ödediğimiz taksit ne kadardı?"

"Vallahi unuttum ilkini ama sonuncusunu bilirim" dedim.

"970 TL ödediydik ilk taksitine. İki sene oldu alalı bu arabayı. Şimdi ne ödedik?"

"1670 TL" dedim…

Cevabımın sonrasında ettiğim küfürleri buraya yazamam tabii; mümkünse siz tahmin edin…

İki senede, oturduğum yerde, araba taksitim 700 TL artmış…

İlk aldığımdaki taksit miktarı kadar yani…

Nedir?

Almasaydık arabayı değil?

Memlekette olmayan toplu taşımacılıkla idare etseydik değil?

Böyle diyenler çıkacak diye sesli düşünüp, cevap veriyorum şimdiden…

Yanlış anlaşılmasın, bu içinde yaşadığımız garabet ülkede dövizden çeken bir ben değilim elbet…

Benden çok daha ağır şartlarda döviz borcu altında ezilen insanlarla doludur bu diyarlar…

Kime gidelim?

Kimden aman dileyelim?

KKTC Merkez Bankası?

İsterim gideyim o KKTC Merkez Bankası denilen yere da yumurta atayım camlarına.

Mümkünse çürük olanlarından…

Ya da her ne geçerse artık elime…

Ha diyeceksiniz onların bu konuda yapacakları bir şey yok…

E o zaman o isimi kaldırsınlar be arkadaş.

Bir ülkenin merkez bankası dediğin şey o ülkenin parasını yöneten, piyasasını düzenleyen, dövize müdahale eden kurum değil mi?

Madem bu banka, bu işleri yapacak kapasite, kabiliyet ya da yetkide değil, o zaman merkez bankası falan değil.

Normal sistemlerde öyle olabilir belki ama bizim gibi 'manda' bozuntusu devletlerde ancak aha böyle tabela bankası olur.

Eleştiri yaparız 'e napsınlar be, ellerinde yetki yok'…

Hade yahu?

Çatır çatır başbakandan fazla maaş alıp, Recep Tayyip Erdoğan'ın ağzına bile sakız olmuşlardı ama?

Onu napacayık?

Hükümetleri eleştirin; 'e napsınlar be, Ankara ne derse o olur…"

O bakanlığı eleştirin; 'e ihale Ankara'da açıldı, yetki yok…'

Diğerini bakanlığı eleştirin; 'e müfredat Ankara'dan geldi, napalım…'

Deme be…

Maaş alırken, hükümet olmanın getirdiği her türlü imkânını kullanırken tamam ama?

İşe gelince 'yetki yok', maaş alınca tamam…

Ben bıktım be arkadaşlar bu çakma düzenden ve ondan nemalananlardan.

Vallahi billahi bıktım usandım.

Yani âlemin geri zekâlısı ben ve benim gibi bu işlerden nemalanmayanlardır?

Bir mağdur edebiyatıdır da gider.

Bu ülkede herkes mağdur zaten…

Onun için hükümet demeyin bana, çok fena küfürler edip başımı belaya sokacağım…

Merkez bankası demeyin; ona da isterim bir şeyler savurayım…

Kamu çalışanlarının hakları ya da mağduriyetleri hiç demeyin… Herkes gitsin kendi hakkını paşa paşa savunsun, ben yokum…

Kazanılmış hak hiç demeyin, zira bende bir tane bile yok…

Deli gibi işleyeceğiz, paramızı döviz farkına kaptırıp, bankalara, bilmem nelere yedireceğiz da bu hükümet denen yetkisiz şey çıkıp 'dövizde gereken yapılacak' diye sallayıp, hepimizi asap edecek…

Aha yetkin yok, bari sus ol…

Ondan sonra da DPÖ denilen kurum 'hayat pahalılığı eksi çıktı, GSHM arttı' diye her ay bülten basıp bizimle dalga geçecek; ben de bu konuda yazı yazınca, 'köşe kaptı da ahkam keser, yeni moda bu' diye bana laf atılacak...

'G.t da çektiğini bilir' diye aha buraya yazıyorum; Medya Etik Kurulu'na da, benim için 'ahkâm keser' diyen arkadaşlara da selam olsun…

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.