Kıbrıs Sorunu kritik aşamaya girerken...

Yayın Tarihi: 24/08/15 08:04
okuma süresi: 5 dak.
A- A A+

Görünen o ki Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı'nın 'ilk 100 gün' basın toplantısında yaptığı 'müzakereler 2016 Mayıs'tan önce bitmelidir' sözü Rum kamuoyunda 'Akıncı müzakerelere zaman limiti koydu' diye algılandı.

Bana sorarsanız da durum budur.

Ne var 2016 Mayıs ayında?

Rum parlamento seçimleri…

Yani?

Yanisi şu:

Eğer müzakerelerde Aralık ayı sonuna kadar bir mutabakata varılamazsa, kuşku yok ki 2016 yılı Ocak ayı itibarıyla Rumlar seçim havasına girecek ve bu da müzakereleri yeniden belirsiz bir hale sokacaktır.

Daha evvel de böyle durumlar yaşadık, tecrübe ettik…

Süreçler devam edip edip en sonunda iki taraftan birinde yapılacak olan bir seçime toslayıp durdu.

Eğer Rum Tarafı buna oynuyorsa o zaman işimiz iş demektir.

2016'nın ilk yarısının Rum tarafında yapılacak olan seçimlere kurban verilmesi demek adanın her iki tarafında da artan çözüm umutları için öldürücü bir durum olacaktır.

Şu anki atmosfere bakıldığında, iki lider arasındaki 'kimyanın' gayet iyi uyduğu düşünülebilir.

Dolayısıyla hal böyle iken, Cumhurbaşkanının 2016 Mayıs ayı gelmeden, önümüzdeki aylar içerisinde bir çözüm dile getirmesi, 'Eylül'den itibaren Aralık'a kadar süreç çok kritiktir' demesi son derece doğru bir tespittir.

Son zamanlarda güneyde Anastasiadis'in 'barışçı' tutumuna karşı bir tepki olduğu, DİKO gibi, EDEK gibi çözüm karşıtı partilerin tonlarını yükselttiği doğrudur.

Tabiatları gereği çözüm umutları arttıkça bu kesimlerin sesleri de artacaktır.

Ancak, Rum tarafında çözümcü cephenin ağırlığı da artmaktadır.

Politis Gazetesinde dün çıkan bir anketin sonuçları bunu göstermektedir;

"İki lider arasında bir çözüm anlaşmasına varılması ve bu plan temelinde referanduma gidilmesi durumunda ne yönde oy kullanacakları" sorusuna katılımcıların yüzde 30,48'i "Kesinlikle veya nerdeyse kesin EVET diyeceğim", yüzde 18, 20'si "Şu anda EVET yanıtına meyilliyim ancak o dönemde HAYIR'a yönelme olasılığım da var", yüzde 22,81'i "şu anda EVET yada HAYIR oyu kullanma ihtimalim eşit", yüzde 15,79'u "Şu anda HAYIR'a meyilliyim ancak o dönemde EVET'e yönelebilirim" ve yüzde 12, 72'si "Kesinlikle veya neredeyse kesin olarak HAYIR diyeceğim" yanıtını verdiler. (23 Ağustos, Rum Basını, TAK)

24 Nisan 2004'te %75.83'lük hayır oyundan sonra gelinen nokta gayet umut vericidir.

Ankete göre "Kesinlikle veya neredeyse kesin olarak HAYIR diyeceğim" diyenlerin oranı %12.72; "Kesinlikle veya nerdeyse kesin EVET diyeceğim" diyenlerin oranı %30.48'dir.

En kötü senaryodan bakacak olsak bile durum 2004 yılındaki %25'lik orandan daha iyidir.

Anketi yapan gazeteden bir gazeteciye yorumunu sordum.

Bana dedi ki "anket iyi şeyler söylüyor. Bir kere daha evvel yaptığımız ankette %50 oranında 'kararsız' vardı. Şimdi bu kararsızlar 'belki evet' ya da 'sanırım evet' şekline dönmüştür" şeklinde cevap verdi.

Yani ankete bakarak şunu diyebiliriz;

Rum tarafında evet ve evete meyillilerin oranı şu an %50+ civarlarındadır.

Bu kuşku yok ki umutların artmasına neden olmaktadır.

Ama yine de çıkan sonuçlara bakınca insan direk cevaplar arıyor.

Yani şu kadar evet, şu kadar hayır…

Bizim tarafta da anketler güvenilirliğini yitirmeseydi belki bizde de bir anket yapılıp sorulabilirdi.

Ha diyeceksiniz, Cumhurbaşkanı Akıncı'nın 2.turda aldığı %60 oy zaten bunun göstergesi değil mi?

Bu satırların yazarına göre öyle ama bundan emin olmayanlar da var.

Sonuç olarak, Cumhurbaşkanı Akıncı'nın 'Mayıs 2016' diyerek ortaya bir takvim koyması önemlidir.

Ama ondan daha da önemlisi, Rum Liderin bunu illa ki tersten alıp, yani 'bize zaman limiti koydular' şekline çevirmemesidir.

Zira hal böyle olursa ve süreci hızlandırıp, sonuç alıcı bir duruma çevirmek yerine, iş tekrardan 'at pazarlığı' seviyesine inerse, o zaman bu iş 2015'te de, 2016'da da bitmez.

Yaşadığımız bu sürecin bir 'son oyun' olduğunu da düşünecek olursa, Kıbrıs sorunu bir daha asla çözülemeyebilir.

Bu da benim hiç istemediğim bir durumdur…

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.