Bu kafalar...
Başbakanlık önünden bir resim
Bugün 11.gününe giren Taşel eyleminde işçiler kaldırımlarda oturmuşlar muhatap bekliyorlar
Ama yok
Bizim memleketin en büyük kısır döngülerinden birisidir zaten
Muhalefette olan parti, nerede eylem yapılırsa yapılsın oracıkta biter
Televizyon kameralarını, basını gören coştukça coşar
"Hükümet emek düşmanıdır "
"Bu hükümet işçilerin hakkını gasp etmiştir "
Sonra zaman geçer, tekrardan seçim yapılır
O muhalefet partisi iktidar olur
Sonra aynı eylemciler, sorunları çözülemediğinden yine eyleme giderler
Bu memlekette sorunların çözümü yoktur zira
Bir dönem önce iktidar koltuklarında oturan arkadaşlar bu kez muhalefette olur
Bir dönem önce muhalefet olanlar da iktidar koltuklarının rahat sıcaklığında
Roller değişir ama sloganlar hiç değişmez
"Hükümet emek düşmanıdır "
"Bu hükümet işçilerin hakkını gasp etmiştir "
Eyleme konu olan sorun çözülür mü peki?
O da kadimdir, çözülmez
Çözülse bile üstün körü çözülür diye başka yerden patlak verir
Bir kısır döngü, bir cehennem azabıdır bu
Ama bu bahsettiğim Taşel işçilerinin Başbakanlık eyleminden çekilen fotoğrafta bir farklılık var
Bugün memleketin en büyük iki partisi iktidardadır.
Meclisin nerdeyse 5/4'ü bu arkadaşlar tarafından işgal edilmektedir.
Geriye kalan arkadaşların gücü sınırlıdır, arkalarındaki sarı sendika sayısı azdır, etkisizdir.
Yani kısacası Taşel işçileri eylemlerinde yalnızdır.
Arkalarında halk da yoktur, sivil toplum da yoktur, kimsecikler yoktur.
Hâlbuki ne istiyor emekçiler?
Taşel'de örgütlü Emek-İş Sendikası Başkanı Koral Aşam bu isteği şöyle dile getiriyor;
"Hayat pahalılığı farkı ödemelerini istiyoruz. 2011 öncesi işe girenler ile Ocak 2011 sonrası işe girenlerin alacağı artışlar bellidir. Maaş tablosu ve sınıflandırmalar bellidir. Yasa doğrultusunda hem maaş tablosu, hem sınıflandırmaların yapılıp, hayat pahalılığının da yasanın emrettiği gibi uygulanması birinci talebimizdir."
Başka ne diyor Koral Başkan?
"Biz devlet olarak bu şirketin yüzde 33'lük hissesine sahipsek, üçte bir işveren de biziz ve devlet olarak koyduğumuz yasayı uygulamak zorundayız. Kendi ortağımıza da uygulatmak zorundayız."
Diğer ortak kim?
Yüzde 66 oranı ile Mey Şirketler Grubu
Yani?
Devlet kendi koyduğu yasayı uygulamaktan aciz durumdadır.
Zira bu diyardaki devlet biçimi sadece güçlüden yanadır, zayıfları ezer.
Yukarıdaki örnekte de görüldüğü üzere, devlet kendi 3/1 oranında hisse sahibi olduğu bir kurumda, diğer büyük ortağa 'kanunları uygula' diyemiyor işte
Kanunu koyan kim?
Devlet.
Kanunu uygulaması gereken kim?
Hükümet.
Onlar kim?
Ama konunun esasını şurada açıklıyor Koral Başkan;
"Mücadelemiz her ne kadar da hayat pahalılığı ödeneği konusunda başlamış olsa da, bugün geldiği konakta mücadele özelleştirmelere karşı, yani toplum malına sahip çıkma noktasına ulaşmıştır... TAŞEL Ltd'de yasalarla sabit olan yüzde 33'ü devlet iştiraki, büyük ortak Mey İçki Sanayi yönetimince gasp edilmeye çalışılmakta ve bu anlamda iştirakli kurum hasebiyle yasalara bağlı emekçi hakları da yok sayılmaktadır."
Aslında nedir?
Bırakın be satılsın.
Özel teşebbüs havramıza yansın
Geceleri oturup iki duble Rakı içip şu kahpe dünyaya ettiğimiz kahırlar lükse dönsün
İçemeyelim
Zehir zıkkım olsun
Aynen Kıb-Tek gibi bunu da satalım, peşkeş çekelim
Bırakın be satılsın
Öz be öz toplum malımız birilerinin kar mekanizması olsun
Şu küçücük toplumda tekeller oluşsun, cezasını toplum çeksin
Yakışır be bu topluma
Nereden bakarsanız bakın, neresinden tutarsanız tutun, içinde yaşadığımız düzen çökmüştür, bitmiştir zaten
Eğitimden, sosyal devlet yapısına; polisinden, sivil toplum örgütlerine; sağlığından belediyesine, bu iş bitmiştir.
Daha da fenası "gemisini kurtaran kaptan" tadında hayatına devam eden; "beni sokmayan yılan bin yaşasın" minvalinde yaşayıp giden bu toplum bitmiştir.
Ve böyle bir toplum da yok olmaya mahkûmdur
Olacaktır da
Böyle giderse, bu kafalar aynı şekilde sürerse, kaçınılmaz olarak yok olacaktır zaten
Hiç merak etmeyin
Yorumlar
Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.