Rumlar dönüşümlü başkanlığı kabul etti...

Yayın Tarihi: 09/09/15 07:54
okuma süresi: 5 dak.
A- A A+

"Rumlar dönüşümlü başkanlığı kabul etti ancak bunu şimdi açıklamaları mümkün değil, tepkilerden korkuyorlar…"

Çok güvenilir bir kaynağın bana verdiği bilgi bu yönde…

Yetkililerin daha önceden Yönetim ve Güç Paylaşımı konusunun çok büyük ilerlemeler olduğunu ve başlığın neredeyse bittiğini söylediğini de biliyoruz.

Sadece 'başlığın neredeyse bittiği' açıklamasına bakarak bile bunu düşünmemiz olasıdır zaten çünkü bu konu söz konusu başlığın en önemli hususlarından birisidir.

Benim şahsi görüşüm bu başlığın Kıbrıs sorunun en can alıcı noktası olduğu yönündedir.

Kıbrıslı Türklerin siyasi eşitliği varılacak olan anlaşmada en önemli husustur, anlaşmanın ruhudur.

Bizi siyasi olarak etkisiz bir azınlık durumuna sokmayacak, insanca yaşayıp kendimizi içte ve dışta temsil etmemizi sağlayacak olan başlık bu başlıktır.

Dolayısıyla, 4 yıl bir Kıbrıslı Rum'un, 2 yıl da bir Kıbrıslı Türk'ün başkanlık edeceği iki kesimli bir federasyon modeli son derece eşitlikçi olur.

Mülkiyet konusundaki sorunun taraflar arasında varılan 'ilk sahibi-şimdiki kullanıcısı' mutabakatından sonra %50 oranında bittiğini kabul etmek gerekmektedir.

Dahası diplomatik çevreler de bunu söylemektedir.

Elbette, işin kriter yanı, kategori yanı ve diğer ihtilaflı tarafları bu başlığı pek bir zorlamaktadır ancak ortadaki mantık bellidir.

Mülkiyet iade, takas ve tazminat yoluyla çözülecektir.

Çözümden sonra çalışmaya başlayacak olan, 6 Türk ve 6 Rum üyeden oluşan Mülkiyet Komisyonu bunun için kurulmuştur.

Daha evvelki yazılarımda da vurguladığım gibi, ortada sorunlu 1.5 milyon dönüm Rum; 500 bin dönüm de Türk malı varken, yanı durum 3/1 iken, bu komisyondaki üye sayılarının eşit olması Türk tarafı için bir kazanımdır.

Geriye ne kaldı?

Ekonomi?

Ortada hidrokarbon yatakları ve Türkiye'den gelen su varken bu konuyu kolay lokma olarak görmek sanırım yanlış olmaz sanırım.

Kaldı ki bu konuda büyük oranda anlaşıldığı daha evvel açıklanmıştı.

AB Konuları başlığında ise aşılması en zor konu deregasyonlar olarak görülmekteydi ancak Rum basınına son yansıyan haberlere de baktığımızda, varılacak olan anlaşmanın 1.hukuk olması mevzusu konusunda Türk tarafı ısrarcı tutumunu terk etmiş görünmektedir.

Bu bir taviz mi?

Dönüşümlü Başkanlık mı deregasyonlar mı diye sorsalar ne derdiniz?

Ben ilkini seçerdim.

Kabul edilmesi gereken şey, bu süreçte bir şey vermeden karşılığında bir şey alınamayacağı gerçeğidir.

Her şey bizim istediğimiz şekilde olacak diye bir kaide olamaz.

Olsa buna müzakere denmez zaten…

Belli ki bu konu bir al-ver sürecinde tartışılmış ve karşılığında bir şey alınıp, verilmiştir.

Peki Garantiler?

Bu konu bizden fazla Garantörlerin meselesidir…

Üçlü ya da beşli toplantıda tartışılıp çözülecektir.

Ha diyeceksiniz 'biz illa garanti istersek ne olacak?'

İsteyemeyiz.

Çok açık şekilde, garantör garantilerden vazgeçerse isteyemeyiz.

Belki kurulacak olan Kuzey parça devletinin Türkiye ile bir özel savunma işbirliği anlaşması olur ancak şu andaki garanti sistemi masada değildir.

Türkiye'nin garantisi Rumlar tarafından asla kabul edilmez.

Kaldı ki garantörlerden bir tanesi olan Yunanistan defalarca 'garantör olmak istemiyorum' diye açıklama da yapmışken 'garantiler kırmızı çizgimizdir' demek 'çözüm istemiyoruz' demekten başka bir şey değildir.

Peki başka ne var?

Toprak?

Çözümsüzlük çözümdür diye diye dünyadan göçüp giden Rauf Denktaş'ın bile kabul ettiği '29+' formülü genel olarak kabul gören bir durumdur.

Yani bunun da pek tartışılacak tarafı yoktur.

Verilecek olan verilecek, ayarlamalar yapılacaktır.

Annan Planında buna evet dediğimizi bir kez daha hatırlatmakta yarar görmekteyim.

Uzun lafın kısası, müzakerelerde toplamda 6 tane başlık vardır ve bunlar tartışılmaktadır.

Her başlık kendi içinde bir al-vere tabii iken aynı zamanda Garantilerin bir hususu, Yönetim ve Güç Paylaşımı konusunun bir diğer hususu ile al-ver edilebilir.

Yani müzakere edilen konular arasında çapraz tartışmalar da yapılmaktadır.

Dolayısıyla bir konuyu tartışırken, bu belirttiğim konular arası çapraz tartışmaları da göz önünde bulundurarak olaya bakalım.

Yoksa kısır tartışmalar içerisine saplanır, büyük resmi gözden kaçırırız.

Ve tabii onun sunduğu paha biçilmez fırsatları da…

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.