Talat gidişattan memnun...
CTP-BG Genel Başkanı ve 2.Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat'ın basın ile samimi bir sohbet etmek için yeni uygulamaya koyduğu yuvarlak masa toplantısına icabet ettik dün
Benle beraber çok değerli gazetecilerin katıldığı toplantıda birçok konu konuştuk, bir sürü de 'off the record' bilgi aldık.
Gazetecilik mesleğinin zor taraflarından birisi de budur işte
Duy ama yazma
Bundan dolayı duy ama yaz dediklerini yazacağız mecburen
Öncelikle Mehmet Ali Bey'i çok sağlıklı gördüğümü söylemek isterim.
Başkan belli ki her zamanki gibi sağlığına önem veriyor.
Allah gözden nazardan saklasın
Çeşitli konularla ilgili yaptığımız sohbette gelecek olan sudan, Kıbrıs sorununa, hükümetin performansından Kıb-Tek meselesine birçok konu hakkında fikir alış verişi yaptık.
Gelecek olan su konusunda kurulması planlanan bir 'Su İdaresi' türü bir kurumdan bahsetti Sayın Başkan.
Konuyla bizzat kendisi ilgileniyormuş diye de ekledi.
Hatta bu konuda bir uzman ekip bile oluşturmuş, onların çalışmalarını takip ediyormuş.
İsimleri sayınca gerçekten de uzman bir ekip olduğunu anlıyorsunuz.
Benim şahsi görüşüm bu suyun idaresinin asla bize bırakılmayacağı yönünde ama Sayın Başkan belli ki bunun için mücadele edecek.
Su ile birlikte, Kıb-Tek konusunu da tartıştık.
Bir kere Başkan, İsmet Akim'den çok şikâyetçi
Ama yaptığı çalışmalardan değil, dilinden
İsmet Akim'in o bilindik asabi, heyecanlı yapısı ve diline hâkim olamaması Mehmet Ali Bey'i rahatsız ediyor.
"Görevden alacak mısınız?" şeklinde üsteledik tabii, "yoo, neden alayım, almam" dedi.
Tabii bu cevap sonrası laf dönüp dolaşıp 'gölge başbakanlık' işine geldi.
Hükümetin esas başı kim?
Ancak Başkan bu konuda son derece hesaplı konuşuyor;
"Bu devleti CTP MYK'sı yönetmez. Ben böyle bir şeyin olmasına izin vermem zaten. Hükümet başka, parti başkanlığı başkadır. Ayrıca ben bu modeli çok tuttum be arkadaşlar, rahatım. Hükümeti takip ediyor, gerekli uyarılarımı yapıyorum."
Ardından da oturduğu yerin arkasındaki duvarı gösteriyor;
"Aha takvim oradadır. Hükümet programında bahsedilen takvimdir bu. Bunu buraya herkes görsün hesap sorsun diye astık. Biz de bu sürecin takipçisiyiz."
Sayın Talat hükümetten memnun olduğunu söylüyor, her şeyin yolunda gittiğini de belirtiyor.
Başkanın memnun olduğu bir diğer konu da Kıbrıs Müzakerelerinin gidişatı
Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı ve müzakere ekibinin iyi işler yaptığını, görüşmelerde son derece ciddi ilerlemeler olduğunu bunun da kendisini çok heyecanlandırdığını belirtiyor.
"Bu işin şakası kalmadı be çocuklar, ciddi ilerlemeler var" diye konuşuyor başkan.
Mülkiyet konusunda ciddi açılımlar olduğunu ve 2010 yılında alınan Demopulos kararının Rumların mülkiyet tezlerini nasıl değiştirdiğini anlatıyor.
Ardından Rumların belli başlı bazı problemli konularda Türk tarafının isteklerine olumlu baktığını söyleyip, geçen gün benim de bu köşede yazdığım gibi Rumların dönüşümlü başkanlığı kabul ettiğini ima ediyor.
Bir diğer kabul gören konunun da vatandaşlık konusu olduğunu anlatan Başkan, tüm bu hususları henüz resmi ağızdan Rum halkına anlatılmadığının da altını çiziyor.
"Zaman istediler" diyor Sayın Talat.
Ona Cumhurbaşkanı Akıncı'nın "2016 Mayıs müzakereler için doğal takvimdir" lafını nasıl değerlendirdiğini soruyorum, "çok doğrudur" diyor.
"Rumlar kabul etse de etmese de 2016 Mayıs doğal takvimdir" diye de üsteliyor.
Başkan çok umutlu konuşunca bizim Levent Özadam soruyu patlatıyor;
"Başkan, Kıbrıs sorununu Akıncı çözerse, CTP bundan etkilenir mi?"
Başkanın verdiği cevap manidar;
"Akıncı Kıbrıs sorununu çözsün de CTP onu kucaklar "
Valla ben de kucaklarım
Dünya da kucaklar
Yorumlar
Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.