Son durum: Çok vahim...

Yayın Tarihi: 12/10/15 08:41
okuma süresi: 5 dak.
A- A A+

Ankara'ya en son 97-98'lerde gittim.

Pek de bana göre bir şehirdir diyemem ancak ne gariptir, çok sağlam dostlarımdan bazıları oradan.

Bazen onlara 'ne kasvetli, ne karanlık şehriniz var be' diye takılıp ağzımın payını alıyorum ama sorun değil, maksat muhabbet olsun.

Ama işte muhabbet yok işin sonunda…

Acı, kan ve gözyaşı var…

Resmi rakam olarak en az 95 kişinin öldüğü bir katliam var.

Ancak bu sayının 128 olduğu bazı kaynaklarca açıklanmıştır ama resmi makamlar ben bu satırları yazarken bunu henüz doğrulamamışlardı…

Dolayısıyla durup da size o yaptı bu yaptı diye yazıp çizecek değilim.

Kimisi PKK, kimisi IŞID, kimisi AK Parti Hükümeti diyor.

Arada Amerika, Rusya ve diğerleri de parmağı var diyenler var.

Herkes kendi değerlendirmesini kendisi yapıp, yorumunu çıkarabilir.

Ancak saldırıdan sonra sosyal medya üzerinde yapılan paylaşımlar ve onun altındaki yorumlar aslında bu patlayan bombalardan daha derin bir 'sorun' olduğunu artık apaçık ortaya koyuyor.

Türkiye resmen ikiye bölünmüş.

Bir taraf 'ölsünler, kayıplar daha da artsın' şeklinde insanlık dışı paylaşımlar yaparken, diğer taraf acıyı yaşıyor, lanet okuyor.

Her iletinin altında…

Her haberin altında…

Nefret dolu yorumlar var…

Bu kadar nefret ve bu kadar kin arasında bu iş nasıl çözülecek?

İç savaş mı?

Sokaklarda birbirini vurup öldürerek mi?

Şiddetin getireceği tek şey karşı şiddettir zira…

Amaç edilen buysa, niyet buysa, o zaman kan dökülecek.

Hem de çok kan dökülecek.

Nasıl ki etraftaki ülkelerde; Suriye'de, Mısır'da, Libya'da, Tunus, Yemen ve Mısır'da döküldü, burada da çok kan dökülecek.

Ankara'da patlayan bombadan önce, Suruç'ta da bunun işareti verildi.

Ancak Orta Doğu'da, son iki haftadır aslında ufaktan beklenen fakat 'nasıl olacak?' diye düşünülen bir şey gerçekleşti.

Rusya bölgede birden bire aktif bir büyük aktör olarak ortaya çıkıverdi.

Hem de son derece tehditkâr bir şekilde, 1500 kilometre uzaktaki bir gemiden fırlattığı füzelerle…

Tabiri caizse 'oturduğu yerden'…

O noktada Türkiye ve onun hiç de dostça olmayan Suriye politikasının köküne dinamit düştü.

Öyle ya, karatede 6.Dan usta olan Putin ile dans etmek nasıl olacaktı?

Geçen ay gittiği Rusya ziyaretinde Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile gergin anlar yaşayan Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın dönüşte daha önceki açıklamalarına ters 'Suriye'de geçiş dönemi Esad'lı olabilir' demesi düpedüz Amerika'ya mesajdı ve çok da can sıktı.

Ancak ABD Başkanı Barack Obama buna geçen ayki BM'nin yıllık toplantısında yine BM kürsüsünden cevap verdi; "geçiş dönemi Esad'lı olamaz.'.

Gelinen noktada İki ateş arasında kalan bir Türkiye var…

Ancak bu işi bu noktalara getiren, 'komşularla sıfır sorun' deyip, tüm komşuları ile kavga eden AK Parti yönetimidir.

Öte yandan Cumartesi sabahı dünya ajanslarına düşen 'Türkiye, Suriye sınırında Rus Jeti düşürdü' haberinin hala daha ne Rusya ne de Türkiye tarafından yalanlanmamasını da ilgi çekici bir nokta olarak görüyorum.

Ama işin esasına da bakarsa, Türkiye'nin Kürt Açılımı noktasında gelip duvara vurduğu nokta üzerinden, yazımın başında da belirttiğim gibi ülke iki ayrı 'nefret' kampına bölünmüş durumdadır.

Hatta o kamplar da kendi içinde değişik değişik çatışmalar içerisindedir…

Bunca kaos, bunca bilgi kirliliği arasında, Cumartesi günü Ankara'da yaşanan katliam nereden bakılırsa bakılsın kanlı bir milat; kanlı bir dönüm noktasıdır.

Türkiye buradan nereye gidecek doğrusu ben çok endişe içinde izlemekteyim.

Zira malumunuzdur, bizim buralarda 'Türkiye hapşırsa, Kıbrıs nezle' olur diye bir deyim vardır…

Deyimden çok 'gerçek' hatta…

İşte endişemin temelini de bu gerçeklik oluşturmaktadır…

Son durum, çok vahimdir…

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.