Kritik günler öncesi gereksiz tartışmalar...

Yayın Tarihi: 26/10/15 08:31
okuma süresi: 4 dak.
A- A A+

Öncelikle şunu söylemek isterim;

Cumhurbaşkanının, tam da Kıbrıs konusunun en kritik ayı olan Kasım öncesi böyle bir tartışmanın içine çekilmesi hiç de güzel bir şey değil.

Hangi konu?

Turizm Bakanlığı müsteşarlığı konusu…

Konuyu şahıslar üzerinden tartışmak istemiyorum.

Ancak, atanmaya çalışılan şahsın, çok açık bir şekilde kurultay manevrası olması; ve bunu gören Cumhurbaşkanının 'ben bu atamayı imzalamam' demesi, usulün dışında da olsa doğrudur diye düşünüyorum.

CTP Genel Sekreteri Tufan Erhürman da geçen gün 'Cumhurbaşkanı usulen atamak zorundadır' dedi.

Doğrudur, üçlü kararnameye göre bakan müsteşarını belirledikten ve başbakan bunu onayladıktan sonra Cumhurbaşkanının imza etmemesi usule uygun değildir.

Ha kanunen imzalamama yetkisi var mıdır?

Bal gibi de vardır.

Ancak yüce ve ulu devletimizin bugüne kadar son derece gözetilen bir usuller silsilesi vardır ya, onun için, UBP'nin bana göre son derece irrite edici 'imzalayacan' baskısına CTP'nin en üst makamları da katılıp 'usulen imzalamalı' diyebilmektedir.

İyi de, Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı'nın 'beni kurultay oyunlarına alet edemezsiniz' çıkışı haksız mı?

Bu ülkede üçlü kararnameler en tepki çeken uygulamalardan birisi değil midir?

Söz konusu kararnamelerin ülkemizde pek revaçta olan 'partizanca uygulamaların' en büyük enstrümanı değil midir?

Cumhurbaşkanı 'kurultayınıza alet olmama' demekle sonuna kadar haklıdır.

Yazımın başında da belirttiğim gibi, Kıbrıs sorununu müzakere eden kişinin, UBP Kurultayı gibi bir girdabın içine çekilmesi ya da çekilmeye çalışılması hiç güzel bir durum değildir.

Bugünden itibaren, önümüzdeki Pazar günü akşam saatlerine kadar gündemin en önemli konuları Türkiye'deki seçim ve UBP Kurultayıdır.

Pazar gecesi hangisi biter hangisi bitmez, göreceğiz.

Bana göre Türkiye belki de Cumhuriyet tarihinin en kritik seçimine girecektir.

Ülkede yaşanmakta olan kaotik ortam son hafta daha da tırmanabilir, istenmeyen olaylar yaşanabilir.

Ben inşallah yaşanmaz diyorum…

Sırası gelmişken, AK Parti Hükümeti, seçime giden bu son düzlükte Kıbrıs'la ilgili bir adım atar mı diye de inceden düşünmüyor değilim.

Yani ne bileyim, AB Başlıklarının açılması karşılığında Rum Bandıralı gemilere açılan limanlar olabilir mi acaba?

Açılan AB başlıkları, 'AKP Türkiye'yi AB yolundan kopardı' diyenleri susturmak için bir sebep olabilir mi?

Soru çok ancak cevaplar belirsizdir…

Dileğim, Türkiye seçiminin kazasız belasız Pazar günü bitmesi, ne olacaksa olmasıdır.

Ve daha başlamadan mahkemeye düşen UBP Kurultayının da Pazar gecesi bitip gitmesi diliyorum…

Öyle diliyorum da, dediğim gibi daha başlamadan mahkemeye düşen bir kurultaydan çekeceğimiz var gibime gelmektedir.

Kıbrıs sorunun en önemli ayı olan Kasım boyunca kurultay yok 'ara emridir' yok mahkeme kapıları önünde 'boynu bükük resimlerdir', hiç çekemem.

Benle beraber eminim bu toplum da çekemez.

Liderler, şu ana kadar anlaşılan şekliyle, Kasım ayı içerisinde 6 tane görüşme yapacaklardır.

Büyük bir ihtimalle, eğer niyet varsa, bu görüşmelerde çeşitli al-ver senaryoları gündeme gelebilir.

Son haftalarda esen soğuk rüzgarlar, karşılıklı yapılan açıklamalar arasında liderlerin müzakerecileri bir çok toplantı yaptı.

Aldığımız bilgilere göre, çok hayati konular masaya yatırıldı ve bazı kritik noktalarda uzlaşılar sağlandı.

Bunların ne olduğunu teyit edemediğim için yazamıyorum ancak mülkiyet ve yönetim başlığında bazı değiş tokuşların yaşanmış olması ihtimali üzerinde durabiliriz.

Neyse daha fazla uzatmadan, sağ salim bir hafta geçirmemizi diliyorum…

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.