Şartlar oluşursa, çözüm kaçınılmazdır...

Yayın Tarihi: 04/11/15 08:00
okuma süresi: 5 dak.
A- A A+

Rum Lider Nikos Anastasiadis, geçen akşam 11.Kıbrıs Ekonomi Zirvesindeki konuşmasında kendisine yöneltilen soruları yanıtladı.

Kendisine sorulan sorulardan birisi "2016 Mayıs ayından önce çözüm müzakereler olumlu sonuçlanabilir mi?" şeklindeydi.

Anastasiadis buna "eğer şartlar oluşursa olabilir" diye cevap vermiş ve ardından da müzakerelerde herhangi bir zaman limitinin olmadığını vurgulamış.

"Şartlar oluşursa" lafını duyunca aklıma rahmetli İsmet İnönü'nün 2 Mayıs 1960 (27 Mayıs darbesinde 25 gün önce) günü işi iyice çığırından çıkaran Adnan Menderes'in DP'sine karşı TBMM'de yaptığı o ünlü konuşma geldi…

Ne demişti İnönü?

"Şartlar tamam olduğunda milletler için ihtilal, meşru bir haktır…"

Şimdi konumuz İnönü değil, Anastasiadis olduğundan sadece bir anekdot olsun diye yazıyorum ama gerçekten de bir şeylerin olması için bazı şartların oluşması muhakkaktır…

Aynı Anastasiadis, 1 ay evvel Çin gezisi sırasında "Mart 2016'da referandum olabilir mi?" şeklindeki bir başka soruya "radikal bir değişiklik olmazsa mümkün değil" diye cevap vermişti.

İki söyleme bakarsak, birindeki vurgunun "radikal değişikler olursa", diğerindeki vurgunun ise "şartlar oluşursa" şeklinde olduğudur.

Bana sorarsanız iki liderin sürdürdükleri görüşmelerde radikal değişiklikler vardır…

Mesela liderlerin 28 Temmuz günü vardıkları mülkiyet konusundaki mutabakat son derece radikal bir değişikliktir.

Nedir o?

Kuzeydeki etkilenmiş Rum taşınmazları konusunda iki lider arasında kabul edilen "mal üzerinde ilk söz hakkı ilk sahibinindir ve malın şu anki kullanıcılarının hakları gözetilecektir" şeklinde olanıdır.

Yeri gelmişken, dünkü manşet haberde söz konusu mutabakatın sadece üstte yazan kısmı çıkmış.

Tamamen benim kendi hatam…

Böyle olunca da mahana arayan bazıları bunu kısmı bilindik 'Rum satılıyoruz' hezeyanları eşliğinde alıp yürümüş ancak gittikleri yol çıkmaz yol…

Zira aynı mutabakatta, aynı mallar üzerinde "şimdiki kullanıcılarının haklarının da gözetileceği" vurgusu bir başka radikal değişikliktir, ikisi bir arada okunmalıdır.

Bu mutabakat karşılıklı bir al-verin sonucudur ve bunu böyle anlamak istemeyenlerin çabası beyhudedir.

Hatırlayalım, daha evvel Rumlar sadece ve sadece "mal üzerinde ilk ve tek söz hakkı biziz" şeklinde bir anlayışla hareket etmiş, bir adım yol alınamamıştı.

Ve yine Türk tarafı, global takasa dayalı bazı mülkiyet formüllerini masada zorlamış ve sonuç bir arpa boyu yol gidilmemesi olmuştu.

Hep yazdım, yine yazayım;

Müzakere bir al ver işidir ve her aldığın şeyin karşılığında bir şey vermek işin doğasında vardır.

Misal geçtiğimiz günlerde basında yer alan "vatandaşlık" anlaşması, her ne kadar Rumlar tarafından yalanlansa da müzakerelere yakın çevreler tarafından teyit edilmiş bir olgudur ve bu da radikal bir değişikliktir.

O nedir?

Tüm KKTC vatandaşlarının Federal Kıbrıs'ın vatandaşı olacağı mutabakatıdır.

Radikal mi?

Çok radikal.

Ve yine, daha önce bu satırlarda yazdığım üzere Rumların 'dönüşümlü başkanlık' konusunu kabul ettikleri ancak bunu açıklamadıkları da çok radikal bir değişikliktir.

Radikal şeyler mi arıyoruz?

Liderlerin geçen akşam başladığı 'yoğunlaştırılmış' müzakerelerin bir kısmını kuzeyde bir restoranda yemek yiyerek geçirmeleri nereden bakarsanız bakalım radikal bir durumdur.

Parantez açıp hatırlatacağım üzere Annan Planına giden süreç bir gece Glafkos Klerides'in sınırı geçip Rauf Denktaş'ı ziyaret etmesi ve ardından içtikleri zivaniyalar sonrası basının karşısına geçip belden aşağı esprilerin bile yapıldığı bir gece ile başlamıştı.

Bu minvalde, sürekli şekilde yenilen bu türden dostane yemeklerin önemi büyüktür, geçmişe nazaran bunlar radikal değişikliklerdir.

Liderlerin beraber Limasol'da tiyatro izlemesi; sonra Otello'da izlemesi, beraber konserlere gitmeleri…

İşin içinde samimiyet vardır, dostluk vardır ve karşılıklı anlaşma vardır.

Daha da önemlisi, bu iki adamın arasında şöyle ya da böyle gelişen bir dostluk arkadaşlık vardır.

Belki de iki lider geceleri telefonda birbirlerine mesaj atıyor, kimselere çaktırmadan havadan sudan bile konuşuyorlardır.

Olamaz mı?

İşin içinde Kıbrıslı varsa her şey olabilir…

Ve, evet, aslında Anastasiadis'e katılıyorum…

Bize radikal kararlar lazımdır…

Radikal kararlar alınır, cesaretli olunursa, çözüm için gerekli şartlar kendiliğinden oluşur.

Ve şartlar oluştuğunda da çözüm her iki toplum için meşru bir hak haline gelir…

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Ulaş BARIŞ yazıları