Çözümün sayısız faydalarından biri...

Yayın Tarihi: 09/12/15 08:09
okuma süresi: 5 dak.
A- A A+

Daha önce de defalarca yazdım, çizdim.

Mülkiyet konusundaki sıkıntı, liderlerin 28 Temmuz günü yaptıkları toplantı sonrası basına açıkladıkları mutabakat tahtında çözülecektir ve bunun başka da bir yolu yoktur.

Neydi o mutabakat?

Malın esas sahibi ilk söz hakkına sahiptir ancak şu anki kullanıcısının hakları da gözetilir.

Kısacası bu.

Bu açıklama sonra ne oldu peki?

Kuzeyde şu yaygara koptu;

"Efendim, bizim koçanımız yok sayıldı, Rum gelip bizi yerimizden sökecek…"

Güneyde ne yaygara koptu;

"Efendim bizim tapulu malımızda oturan 'işgalciye' hak tanındı, bir daha malımıza dönemeyiz…"

Bakınız, yıllar yılı, mülkiyette Rum tezi belliydi. Bu teze göre, Kuzeydeki Rum mallarında oturanlar işgalci idi ve mülkiyet ancak bu mallarda oturanların yerlerinde sökülüp atılırsa çözülürdü.

Sonra ilginç bir şey oldu.

AİHM önce Maraş ile ilgili Arestis-Ksenides(2006) ardından da Demopulos Kararı diye anılan bir karar aldı.

Bilmeyenler var diye bir kez daha özetini yazayım;

Bu alınan kararlarla birlikte malın esas sahibinin durumu korunurken, malın şu anki kullanıcısının haklarının da tanımı yapıldı.

Kıbrıs Rum tezlerinin çökmesine ve Kıbrıs Türk tezlerinin güçlenmesine yol açan bu kararların bir diğer kazanımı da bunların tahtında kurulan Taşınmaz Mal Komisyonu (TMK) oldu.

Yani AİHM, KKTC'nin iç hukukunu bu kararlarla birlikte 'bir çare' olarak tanıdı.

Daha açıkçası, TMK'nın kurulmasıyla birlikte, Kıbrıs Rumlarına, Kuzeyde 'Bireysel Mülkiyet Hakkı' dediğimiz şey tanındı.

2006 yılında bu komisyon kurulurken, o gün mecliste bu tasarıya oy verenlerin bugün kalkıp da Cumhurbaşkanı Akıncı için, o yukarıda yazdığım 28 Temmuz mutabakatı yüzünden 'Rumlara bireysel mülkiyet hakkı verdi' diye saldırı yapanlar ya bunu unuttular ya da fena niyetlidirler.

Hazır başa dönmüşken, 28 Temmuz günü söylenen ikinci önemli husus ise çözümle birlikte faaliyete geçecek olan 6 Türk ve 6 Rum'dan oluşan Mülkiyet Komisyonu meselesidir.

Eşitliğe dikkat çekmek için yazı ile de yazayım; ALTIŞAR…

Yani, çözümle birlikte, iki toplumdan da söz konusu mallar için konuşup anlaşamayanlar gidip bu komisyona başvuracak.

Herkes başvuracak da demiyorum zira bazılarımız muhataplarımızla buluşup konuları çözebilir.

Velev ki çözemedik, o zaman komisyona gidilecek ve ilk söz hakkı malın esas sahibinde olacaktır.

Yani Lapta'da malını bırakan Yanni'nin hakkı ile Malya'da malını bırakan Mustafa Dayı'nın mal üzerinde söz hakkı ilk sıradadır.

Ve 28 Temmuz mutabakatında anlaşılamayan en önemli husus, Lapta'da malını bırakan Yanni'nin malında hayat kuran Hasan Dayı'nın hakkına, işte o 2010 Demopulos Davası tahtında saygı gösterileceği, onun da bir takım haklara sahip olacağı gerçeğidir.

Cevizcinin Çuvalından babasının malı gibi mal dağıtan ve ganimeti cukka edenlerin en çok korktuğu şey işte budur.

Yani statükonun yanıp bitip kül olacağı gerçeğidir.

Bu minvalde sabah akşam 'Rum gelip bizi malımızdan atacak' şeklinde atıp tutmalarının sebebi budur.

Böyle bir şey olmayacak.

Malda oturanın da hakkı olacak.

İşte tüm bunlar ortada dururken, Cumhurbaşkanı Akıncı'nın, bu saldırılar karşısında kalkıp da "İlk müracaat başkadır, ilk söz sahipliği başkadır" demek yerine, yukarıda yazdıklarımı açık yüreklilikle söylese, kazanımlarımızı anlatsa, bu konuda insanların zihni daha da açılacaktır diye düşünüyorum.

Niye?

Zira ilk söz hakkı esas sahibindedir (bu evrensel bir gerçektir) ve Cumhurbaşkanının dediği 'müracaat ve söz hakkı' açıklaması pratikte 'ilk müracaat malın esas sahibidir' diye okunacaktır.

Komisyona hangi mallar için gidilecek?

İhtilaflı mallar için değil mi?

Bu durumda 'ilk başvuru ile ilk söz hakkı' söylemleri arasında pratikte hiçbir fark yoktur zira ilk başvuru hakkı malın esas sahibindedir.

Son olarak;

Kıbrıs Türk tarafının bu konuda, 'Rum bizi maldan atacak yaygarası' dışında, büyük kazanımları vardır.

Yıllardır 'muallak' olarak duran 'koçan' konusunun çözümle birlikte 'dünya koçanı' haline geleceği mutlaktır, kesindir ve üzerimizdeki belirsizliği atacak niteliktedir.

Çözümün bize getireceği sayısız faydalardan birisi de işte budur.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.