Beyaz duman mı, siyah duman mı?

Yayın Tarihi: 11/12/15 08:00
okuma süresi: 6 dak.
A- A A+

Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, devam eden çözüm müzakerelerindeki son durumu dün İstanbul Kadir Has Üniversitesi'nde anlattı.

Cumhurbaşkanının söyledikleri hem çok önemli hem de satır aralarında ilginç mesajlarla dolu idi…

Verdiği mesajlar arasında şu kısım çarpıcı mesela;

"Bizi Türkiye'den başka tanıyan olmadı. Ve samimi olarak dürüstçe itiraf etmemiz lazım. Türkiye tanıdım dese de tanımanın gereklerini tam olarak yerine getiremedi. Güney Kıbrıs'ı tanımadım dese de tanımanın gereklerini tam olarak yerine getiremedi. Acı gerçeğimiz bu…" (Cumhuriyet)

Kelimesi kelimesine doğru mu?

Doğru.

Zaten aksi olaydı, yani Türkiye şakacıktan tanımasaydı, bugün dünya üzerinde tanınmış bir KKTC olurdu.

Cumhurbaşkanının açıklamalarında malumun ilanı olan bu yukardaki kısımdan çok daha önemli olan kısmi ise şudur;

"Bir uzlaşma sağlanmış değildir ama uzlaşılacak bir konu olarak görmekteyim ben onu. Son tahlilde orada da bir mutabakat olacaktır. Bu müzakereler, bütünlüklü çözüm kavramı çerçevesinde yürütülüyor. Tümü üzerinde mutabakat sağlanmadıkça, parça üzerindeki mutabakatlar geçerli addedilmiyor. Bütün parçaları yan yana getirip, bütünün üzerinden bir mutabakat olacak. Bu kolay değil tabi ki ama başkada yolu yok bu işin. O nedenle artık belli bir safhada, Papa seçiminde kapanırlar bir yere beyaz duman çıkıncaya kadar çıkmazlar. Bizim de böyle bir döneme ihtiyacımız olacak. Artık aslında ona yaklaştığımız ben hissediyorum. Sayın Rum lider daha buna yakın görünmüyor ama gelecek..." (Cumhuriyet)

Kökleri 1268 yılına uzanan Papa seçimi, Katolik dünyasının en önemli ritüellerinden birisi olarak bilinir.

Bunun için seçme yetkisi olan kardinaller, o gün geldiğinde, Latince olarak "işi olmayanlar dışarı" anlamına gelen "extra omnes" cümlesini söyleyip Sistine Şapeli'ni boşaltır. Ardından da şapelin büyük kapısı kapanır ve kardinaller aday isimler üzerinde görüşmeye başlar.

İşte, 1268'deki seçimde Kardinallerin 2 yıl boyunca bir papa seçememeleri üzerine, sürece müdahale eden Romalılar, kardinalleri kilitleyip aç bırakarak, bir papa seçmeye zorlamıştı.

Papa 10'uncu Gregory'nin seçilmesinden buyana, kardinaller kilit altında tutulup, dış dünyayla ilişkileri kesiliyor ve bir papa seçene kadar da odadan çıkmamaları sağlanıyor.

"Habemus papam", yani "artık bir papamız var" cümlesi ile tüm dünyaya yeni papa seçildiği duyurulmadan önce ise oy pusulalarının bir sobada yakılması da gelenekler arasında.

Böylece Vatikan Sarayı'nın bacasından beyaz duman çıkması sağlanıyor.

Bu da yeni papanın seçildiği anlamına gelen bir işaret…

Eğer kazanan yoksa, oy pusulaları siyah renk veren bir kimyasal madde ile yakılıyor…

Bu da 'yeni bir Papamız yok' demek…

Olay bu…

Cumhurbaşkanı Akıncı'nın da dediği aslında tam olarak budur.

Sittin seneden fazladır başımıza ariz olan Kıbrıs sorunun bitmesi için işin sonunda ortaya bir sonuç çıkaracak bir zirveye ihtiyaç vardır.

Ancak akıllara, 2004'ün ünlü Bürgenstrock macerası da gelmiyor değil…

Hani bilirsiniz işte, Annan Planına giden yolda, iki tarafın liderlerini kapatıp anlaştırmaya çalışmışlar, girmeden önce de zamanın BM Genel Sekreteri Kofi Annan'ın 'anlaşamadığınız yerleri ben dolduracağım' dediği zirve.

Orada, özellikle Rum tarafının katı tutumu sonucu metin en sonunda Annan tarafından tamamlanmak zorunda kalınmış ve taraflar 24 Nisan 2004'te referanduma gitmişlerdi.

Sonuç genel olarak menfi olmuştu ancak adada o günden bugüne köprülerin altından tonlarca su akmış, ortaya yeni bir konjonktür çıkmıştır.

Ve elbette ki, Sayın Akıncı'nın bu 'papa dumanı' açıklamasına, hem Rumlardaki bilindik çevrelerden hem de Türklerdeki bilindik çevrelerden tepkiler gelecektir.

Sonuç olarak, Cumhurbaşkanı Akıncı'nın işaret ettiği ve siyaset tarihinde 1978'deki Mısır-İsrail görüşmelerinin yapıldığı yer dolayısıyla 'Camp David' modeli diye bilinen görüşme modeli yaklaşmakta olan fırtınanın da ilk belirtisi olabilir.

Tabii, benim fırtına diye nitelediğim, baş döndürücü gelişme minvalindedir, kriz anlamında değil.

Ha, Rum Lider buna gelir mi?

İşler o noktaya gelmiş durumdadır ve bence gelecektir.

Zira Kıbrıs sorununda dananın kuyruğunun kopacağı bir ikili ya da beşli konferans her halükarda toplanacaktır.

İşin özü, toplantı sonunda beyaz duman mı yoksa siyah duman mı çıkacağı sorunsalıdır.

Özel Temsilci Espen Barth Eide'nin dün Ankara temasları sonrasında yaptığı "Kıbrıs sorunu çözüme hiç bu kadar yakın olmamıştı" açıklaması ise bizlere o gün geldiğinde çıkacak olan dumanın rengi hakkında az çok fikir vermektedir…

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.