Liderlerin samimiyet testi...

Yayın Tarihi: 14/12/15 08:00
okuma süresi: 5 dak.
A- A A+

Ne demiş Nikos Anastasiadis?

"İki taraf mantıklı olursa ve kaybeden ya da kazananların olmasına imkan vermeyecek tavizler gerçekleşirse Kıbrıs sorununun yarın bile çözülebilir…"

Haftalık Kathemerini Gazetesine konuşan Rum Liderin dediği sadece bu da değil.

Mesela şunu da demiş;

"Engel her zaman, federasyon yerine konfederasyonda ısrar eden Türkiye'nin uzlaşmaz tutumu idi, şimdi ise doğru zeminde bulunulduğunu düşünüyorum…"

Bunlara müteakip şunu da eklemiş;

"En kısa sürede çözüm olmasını istiyoruz. Zamanın geçmesi çözümün yarına değil zararınadır…"

Burada duralım.

Müzakerelerin 'takvimli' olmasına karşı çıkan taraf kim?

Rum tarafı.

Neden?

Efendim, Annan Planındaki acı tecrübe…

Neymiş o?

Annan Planı zamanında taraflar çözüme zorlanmış da bu yüzden plan Rum halkına doğru anlatılamamış, işte bu yüzden de Güneyden hayır çıkmış…

Aynı plana evet diyen tek parti ve onun lideri kimdi?

DİSİ ve Nikos Anastasiadis.

Sormak lazım gelir ki, o zaman takvim olması işine kızmayıp evet diyenle, bugün takvim olmamalı diyen aynı kişi değil mi?

Öyledir.

O zaman samimiyet nerededir?

Kuşku yok ki, bugün Kıbrıs sorunu müzakerelerinde bir son oyun oynanmaktadır ve kaybedilen her dakika, her saat adadaki bölünmenin kalıcılaşmasına atılan bir başka kürek çimento vazifesini görmektedir.

Hal bu iken, Rum Liderin bir taraftan 'takvimlere karşıyız' deyip, diğer taraftan da yukarıda alıntıladığım üzere 'geçen zaman çözümün zararınadır' demesi samimiyetten uzaktır.

Hele de muhatabı Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı'nın, geçtiğimiz Cuma günü Kadir Has Üniversitesindeki konferansta ettiği kelamlardan sonra…

Ne dedi Cumhurbaşkanı?

"Bizim artık Papa seçimi gibi bir odaya kapatılıp beyaz duman çıkarıncaya kadar görüşmemizin zamanı yaklaşmıştır…"

Cumhurbaşkanı Akıncı bu lafları etmekte hem samimi hem de sonuna kadar haklıdır.

Ve kesin olan bir başka şey ise, Kıbrıs Müzakerelerinin ilanihaye devam edemeyeceği gerçeğidir.

Daha evvel yazdım yine yazayım;

Mayıs ayından beri devam eden müzakereler, adada bulunması arzulanan ve bir Türk tezi olan Federasyonun en son denemesidir.

Bunu gerek Türkiye yetkilikleri, gerek Baş Danışman Eide, gerekse de BM Genel Sekreteri Ban'ın bizzat kendisi dile getirmiştir.

Hal böyle iken, geçen hafta 'Mayıs 2016 seçimleri ertelenebilir' diyen; 2-3 hafta önce 'Mart 2016'da referandum ihtimali vardır' diyen Nikos Anastasiaidis'in dünkü Katimerini Gazetesinde yayınlanan röportajı samimiyetten uzaktır.

Ne diyor Rum Lider?

"Mayıs 2016 seçimleri yapılacaktır; Mart'ta referandum 'çok iyimserdir'…"

Başka ne diyor?

"Yaz 2016'da biz çözümü göz ardı etmiyorum ancak daha görüşülmesi gereken çok husus var…"

Anastasiadis tüm bunları neden söylüyor dersiniz?

Rum meslektaşlarımdan aldığım görüşe göre, 'iç piyasaya' oynuyor.

Nedir o iç piyasa?

Yüzde 10 oyu olan DİKO ile her biri yüzde 5'ten aşağıda olan EDEK, Vatandaşlar İttifakı ve adını unuttuğum diğer çözüm karşıtı çevreler…

Amaç bu arkadaşların gönlünü hoş tutmakmış…

Bu açıklamaları ondan dolayı yaparmış…

Ha bir de Katimerini Yunan Gazetesi ya, anavatanındaki milliyetçi Helen kardeşlerine gaz vermek için yaparmış…

Vallahi ben onu bunu bilmem de, Sayın Anastasiadis'in önümüzdeki kritik birkaç hafta içinde vermek zorunda olduğu bir test vardır.

Ve bu testin adı da 'samimiyet' testidir.

Kendisi, gerek bize, gerek kendi halkına gerekse de muhatabı Akıncı'ya samimi olduğunun göstermek zorundadır.

Unutmadan, Sayın Akıncı'nın da geçmek zorunda olduğu bazı testler yok mudur?

Vardır ya yok mudur?

Mesela açıklamalarında 'gözetmekten' bitap düştüğü bazı çevrelerin hassasiyetlerine karşı bu kadar hassas olmayı bırakmak gibi…

Yani her açıklamasını çözüm karşıtı olan ve ilelebet çözüm karşıtı olarak kalacak olanlar alkış tufanına tutacaksa, ortada yolunda gitmeyen bir şeyler var demektir.

Dolayısıyla, son derece kritik dönemden geçtiğimiz şu günlerde başta Sayın Anastasiadis olmak üzere, iki lidere de samimiyetle masaya oturup, samimiyetle federal çözümü bulma çağrısı yapmayı dilemekten başka çare göremiyorum.

Yoksa federal çözüm denilen şey gelecek yılbaşından itibaren 'çöpe' gidecek ve bunca emeğe yazık olacak…

Tıpkı daha evvel yazık olan emekler gibi…

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.