Bireysel mülkiyet çarpıtması...

Yayın Tarihi: 19/12/15 09:25
okuma süresi: 5 dak.
A- A A+

En çok nere gülerim?

Bütün müzakere tutanakları meclise gönderilirken ve bunlar tüm vekillere açıkken, meclis kürsüsüne çıkıp 'bilgilendirilmiyoruz' diyenlere gülerim.

Niye gülerim?

E gülmezsem ya kör olduklarını ya da okuma yazmaları olmadığı için bu tutanaklardan haberdar olmadıklarını düşüneceğim de ondan.

Öyle olmadıklarına göre, aflarına sığınıyorum ancak bu konuşmalar 'bilerek ve isteyerek' çarpıtılan şeyler olarak ortaya çıkıyor.

Bir diğer güldüğüm şey de 'Rumlara bireysel mülkiyet hakkı tanındı' tartışmasıdır.

Ne üzerinde gidiyor bu tartışma?

Efendim, liderlerin 29 Temmuz günü mutabakata vardığı çift taraflı 'malın ilk sahibi ilk söz hakkı ve şimdiki kullanıcısının hakları' yüzünden...

Hayır, Taşınmaz Mal Komisyonu denilen, kısa ismi TMK olan mekanizma nedir diye sorsam, ne cevap alırım bilemiyorum.

Yahu, TMK, direk olarak, Rumlara 'gelin mallarınız için başvuru yapın' diye kurulmadı mı?

Amaç bu sorunlu malları Türkleştirmek değil mi?

Bu komisyon, aslında bugün müzakerelerin 'mülkiyet' dediğimiz o malum başlığı içinde tartışılan 'takas, tazminat ve iade' argümanları üzerine kurulu değil mi?

Alınan kararlar bunun üzerine uygulanmıyor mu?

E o zaman nedir bu 'Rumlara bireysel mülkiyet hakkı tanındı' şeklindeki yaygara?

TMK 2006 yılında kurulmadı mı?

Yani 2006 yılından beri Rumlara 'bireysel mülkiyet hakkı' verilmiş değil mi?

Nedir yani, komisyona başvuran binlerce Rum birey değil midir?

Anlamak zor diyeceğim ama aslında değil.

Niye değil?

Zira bu tartışmayı dillendiren kesimler Kıbrıs adası üzerinde bir çözüm olmasına her türlü karşıdırlar da ondan.

Hazır TMK işine değinmişken bazı 'dillendirilmeyen' gerçeklere de göz atalım.

Biliyorsunuz, 2006'da kurulan TMK, 2015 yılına kadar yaklaşık 260 Milyon sterlin civarında tazminat ödedi.

Ve bu tazminatlar Türkiye tarafından ödendi.

Bir kısım davalarda ise 'çözümden sonra iade' konusunda kararlar da alındı.

Ancak son aylarda bizim de çeşitli defalar manşete taşıdığımız şekliyle, TMK'da ödeme sorunları yaşanmaktadır.

Mesela Avukat Murat Metin Hakkı bu konuda geçtiğimiz ay gazetemize açıklamalarda bulundu ve Türkiye'nin tazminatları ödemeyi durdurduğunu söyledi.

Ardından da geçen hafta yine aynı avukatın bu ödenmeyen tazminatlar konusuna istinaden AİHM'e başvuruda bulunduğu basınımızda yazıldı çizildi.

Bu ne demek?

TMK, söz konusu mülkiyet davaları artık AİHM'e gitmesin diye kurulan ve KKTC'nin iç hukukunun tanınması noktasında bir dönün noktasıydı.

Mantığı da 'bu iç hukuk yolu içinde çözün, bize gelmeyin' üzerine kuruluydu.

Ödenmeyen tazminat demek, bu iç hukuk yolunun tüketilmesi ve TMK'nın işlevsizleştirilmesinden başka bir şey değildir.

Bunun sebebi, Türkiye'nin tazminatlar konusunda 'bu tazminatların en az yüzde 30-40'ı şimdiki kullanıcılar tarafından' ödensin noktasında olmasıdır.

Yani?

Yanisi şudur;

Ya Kıbrıs'ta çözüm olacak ve bu tazminatlar bir şekilde ödenip bu koçanlar yasal bir hale gelecek;

Ya da çözüm olmayacak ve bu davalar akıbeti TMK ya da AİHM'de devam edecektir.

Ve en önemli noktası da, çözüm olmazsa eğer, bu koçanlar için bulunacak orta yol ile ortaya çıkacak tazminatların, malın şu anki kullanıcıları tarafından yukarıdaki oranda ödenecektir.

Yani 'çözüm olmasın da biz da bu mallarda tek kuruş ödemeden oturalım' diyen arkadaşlara kötü haber şeklinde vereyim;

Bu tazminatlar her türlü ödenecek.

Bu konuyla ilgili yasa Türkiye tarafından bizim hükümete iletilmiş ve 'bunu geçirin' denmiştir.

Ancak hükümet bu konuda ayak sürmekte, Türkiye ise 'çözüm sürecindeyiz' diye bunu zorlamamaktadır.

Çözüm umutlarının suya düştüğü gün, bu zorlama çatır çatır yapılacak ve bu yasa bu meclisten geçirilecektir.

Dolayısıyla halka esas yanlış bilgi verenler, 'Rumlara bireysel mülkiyet hakkı tanındı, bizi satıyorlar' diyenlerdir.

Bireysel mülkiyet hakkı TMK ile birlikte zaten tanınmıştır ve çözüm sonrası kurulacak olan mülkiyet komisyonu denen şey, aynen TMK formunda çalışacak olan bir mekanizma olacaktır.

Anlaşılan odur ki, çözüm tünelin uçunda görülmeye başladığı için bu konulardaki çarpıtma haberler hız kazanacaktır ancak nafiledir.

Zira ortadaki gerçekler balçıkla sıvanamayacak kadar nettir…

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.