Rejim tartışması...

Yayın Tarihi: 29/12/15 08:23
okuma süresi: 5 dak.
A- A A+

Dün Kıbrıs Postası olarak Türkiye ile KKTC Hükümeti arasında varılan mutabakat metnini yayınladık.

Üzerinde benim imzam olmasına rağmen Kıbrıs Postası'nın takım oyununun başarısı olan bu haber dünkü gündemin en tepesindeki madde oldu ve gün boyu hararetle tartışıldı.

Gazetecilik açısından bizlere 'tatlı' bir gün geçirten bu haberin ortaya çıkardığı tartışmalara bakacak olursak, haber, Kıbrıs'ın Kuzeyindeki durumun filmini çekmesi açısından oldukça manidardır.

Nedir o film?

O film bu ülkede açık ve seçik olarak bir rejim tartışması yaşandığı gerçeğidir.

O film ülkenin en tepesinde olduğunu sandığımız yürütme organının başı olan hükümetin daha üzerinde bir yerlerde bir başka irade olduğu gerçeğinin apaçık ortaya çıkmasıdır.

Öyle ki, bir ülkenin siyasi iradesine 'suyu size getirdik ama bu su tamamen bizim istediğimiz şekilde ve minvalde yönetilecek' denmekte ve 'aksi takdirde memur maaşlarını ödeyemezsiniz' sopası gösterilmektedir.

Bu durumun ne iyi yönetim ne iyi idare ne de başka herhangi bir şeyle alakası vardır.

Bu durum düpedüz Türkiye'nin KKTC'yi bir 'uydu devlet' olarak görüp öyle değerlendirmesidir.

Yani?

Yani parayı veren düdüğü çalar ve o parayı veren talimatı da çatır çatır verir.

Bu bağlamda verilen talimat dün gazetemizde yayınlanan ve müzakere edilse bile üç aşağı beş yukarı aynı olacak dikte edilen o metindir.

Ve kuşku yok ki baştaki hükümet eğer bu metni kabul etmezse yerine kabul edilecek bir hükümet bulunacaktır.

Niye?

Zira, bugünkü çıkmaz durumun tam da merkez noktasında duran CTP, 2009 yılında kendisine dayatılan yeni ekonomik protokolü kabul etmeyip hükümeti bırakmış, ardından da yapılan seçimde UBP'ye kaybedince, seçimi kazanan UBP gidip o protokolü imza etmişti.

Yani dayatılan şeyi imza etmeyen yerine imza edecek biri bulunur kuralı işlemiş ve sonuç olarak su akıp yolunu bulmuştu.

Bu memleketin 'fıtratında' işte bu durum vardır.

Ondan dolayı da içinde bulunduğumuz sistem ya da düzen, adında ne derseniz deyin, normal bir düzen değildir.

İşte bu yüzden, bu ülkede, bu rejim altında ne kadar iyi niyetli olunursa olunsun siyasetin gerçek anlamda bir başarı sağlaması mümkün değildir.

Bu satırların yazarı da yıllardır bu durumu dile getirmekte ve çözümü içinde bulunduğumuz sistemden kurtulmakta gördüğünü milyon kerelerdir yazmaktadır.

Haliyle de bu işin en kesin/kısa çözüm yolu Kıbrıs sorunu denen garabetin üzerimizden kalkması ve iyi kötü kendi demokrasimizi kurmaktan geçmektedir.

Yoksa bugüne kadar siyasi erki eline alanların tümü de 'ısgarta' değildir.

Eğer öyle olduğunu düşünürsek kendimize hakaret etmiş oluruz.

Çünkü durum çok açıktır.

Çünkü bu ülke her bakımdan 'vesayet' altında tutulmaktadır.

Her ne kadar bağımsız olduğumuzu sansak da bu pembe bir hayalden başka bir şey değildir ve tarihsel süreç beni haklı çıkarmaktadır.

Yoksa su konusunda CTP'nin direnişi, UBP'nin sinişi, ya da başka birinin bu konuda fikir yürütmesi gerçeği değiştirmemektedir.

Su konusunda Türkiye kendi fikrini şimdiki hükümete dayatmaktadır ve eğer bu kabul görmezse bu hükümetin bozulup yerine kabul edecek bir başkasının kurulacağı beklenilendir.

Zira eğer CTP ayak diretir, hükümet de bu yüzden bozulursa, yeni kurulacak hükümetin ilk yapacağı icraat bu imza olacaktır, olmak zorundadır.

Velev ki hükümet bozuldu ve meclisten yeni bir hükümet çıkmadı.

O zaman erken bir seçim gündemdedir ancak seçilecek olan o hükümetin de imza etmesi gereken ilk şey işte bu su protokolü olacaktır.

Bunun bilinmesinde yarar vardır.

Su, Tsunami etkisi ile birlikte kadim bir tartışmayı da beraberinde getirmiştir;

O tartışmanın adı da rejim tartışmasından başka bir şey değildir.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.