Şairin vasiyeti...

Yayın Tarihi: 21/01/16 08:13
okuma süresi: 4 dak.
A- A A+

Geçen günkü yazımda, bugüne işaret etmiş ve "21 Ocak kritik gün" başlığını kullanmıştım.

Bugün 21 Ocak.

Kıbrıs'ın iki lideri bugün Kıbrıs saatiyle 13.30'da BM Genel Sekreteri Ban ki Moon ile birlikte Davos'ta '3'lü' bir zirve gerçekleştirecekler.

Ama bu zirveden önce, iki lider Dünya Ekonomik Forumu etkinlikleri çerçevesinde düzenlenen 'Kıbrıs'ı Birleştirmek' isimli panelde konuşmacı olarak yer alacaklar.

Panelden sonra ise her iki lider tüm dünyanın gözü önünde birlikte bir basın açıklaması yaparak, dünyanın siyasi ve ekonomik liderlerine Kıbrıs sorununa katkı yapmaları çağrısında bulunacaklar.

Ardından da Cumhurbaşkanı Akıncı, ABD'nin 2.numaralı adamı Joe Biden ile ikili bir görüşmede bulunacak.

Peki tüm bu görüşmelerden ne çıkar?

Nereden bakarsanız bakınız, nasıl değerlendirmek isterseniz isteyin, bir gerçek var ki, bugün Kıbrıs konusu, Davos'un en önemli gündem maddeleri arasındadır.

Belli ki kapitalist ağalar, bu işin bir şekilde kotarılmasını istemekte olduklarından bu zirveden bizim için son derece önemli ilerlemeler çıkması büyük olasılıktır.

Sürpriz bir 5'li toplantı olur mu peki?

Açıkçası ben bu satırları yazarken zaten başlamış olan Davos'ta her an her şeyin olabileceğini düşünüyorum.

Geçen yazımda da şakayla karışık değindiğim üzere, Ban'ın küçük bir fısıldaması ile liderler ve garantörlerin bir masa etrafında 'gayrı resmi' olarak oturması hiç şaşırtıcı olmaz gibime gelmektedir.

Zira Kıbrıs konusunda geçtiğimiz ay yaptığımız "Kıbrıs planı Ocak sonu, Şubat başı sunulabilir" şeklinde verdiğimiz haberin ne kadar gerçek olduğunu görmemize az kaldı.

Benim imzamı taşıyan o haberdeki bilgiye destek olur nitelikte bir haber geçen akşam Reuters'ten geldi aslında…

Ne diyor Reuters?

"Ankara'dan üst düzey bir diplomattan alınan bilgiye göre, taraflar arasındaki anlaşmanın Mayıs ayından önce imza edilmesi ve referandumun da hemen sonrasında yapılması öngörülüyor…"

Malumunuzdur, Reuters dünyanın en saygın haber kuruluşlarının başında gelmektedir.

Ve yine malumunuzdur, eğer Ankara'daki diplomatın öngördüğü üzere, Mayıs'tan evvel bir anlaşma imza edilecekse, planın en az iki ay önceden ortaya çıkması gerekmektedir.

Bu da bizim habere konu ettiğimiz Ocak sonu ya da Şubat başı tarihlerini oldukça sağlam bir zemine oturtmaktadır.

İçimdeki hissiyat, o haberin doğru olduğu yönündedir ancak beni bilirsiniz işte; yağmurun yağmasını bile çözüme bağlarım.

Ve evet, kimseye boş ümit vermek, hasbelkader bu satırları okuyanları heyecana boğmak istemem ama bence bu iş nihayetine ermek üzeredir.

Yani öyle ya da böyle bu plan ortaya çıkacaktır ve bu referandum yapılacaktır diye düşünüyorum

Elbette referandumların sonucun ne olacağına iki halk birlikte karar verecektir, orada sorun yok zaten.

Kavga etmeye, dövüşmeye gerek yok.

Plan ortaya çıkar, liderler görüşür, anlaşır, imzalar…

Ardından da iki halkın onayına götürür, onaya sunar.

İki taraf da evet der, sorun biter.

İki taraf ya da taraflardan biri hayır der, Kıbrıs sorunu sonsuza kadar sona erer, bölünme kalıcılaşır.

Rumlar aynı şekilde devam eder de bizim ne halde devam edeceğimiz bir muamma olarak kalır.

Ama içimden bir ses yaz mevsimine doğru olayların rahmetli şair Fikret Demirağ'ın o unutulmaz şiirinde sorduğu soruya cevap yönünde tecelli edeceğini söylüyor…

"Kardeşim, işte gene geldi yaz,

Yüreğin yazın mektubunu aldı mı,

İşte yaz geldi gene kardeşim,

Barışı ne zaman yapacağız…"

Bu sene Fikret Abi…

Bu sene …

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Ulaş BARIŞ yazıları