Hülü Times...
En çok onun küfür etmesini severdim
"G.tsün olum sen" derdi, bana çok sinirlenirdi ama çok da severdi
Beraber çok güzel günlerimiz, çok güzel anılarımız oldu
1995'lerde Kıbrıs'a sürgün edildiğinde yolumuz bir şekilde kesişmişti
Beraber aynı evlerde kaldık, aynı iş yerlerinde çalıştık
Kah benim işlettiğim barda barmenlik yaptı, kah kapıda kadınları kontrol eden oldu
Çok canı sıkıldığı bir gün ağzıma tokadı patlattığı da oldu
Ablamdı o, kardeşimdi
Ne kadar anılarımız oldu, şimdi anlatsam kitap olur
Zaten hayatı da kitap gibiydi
Yüzünün güzelliği kalbine de vurmuş bir insan evladıydı
Cem Karaca'yı alıp eve getirdiğimiz, sabahlara kadar içtiğimiz gece efsanedir mesela
Cem içip içip kavgaya başladığında başından aşağı viski bardağını boca eden oydu
Öyle laga lugaya gelmezdi hiç
Kim isterse olsun gelmezdi
Her zaman çevreciydi, her zaman barışçıydı, her zaman içinde insan sevgisi oldu
Kedilerin, köpeklerin
Bir arkadaşımızı aradığımız o liman gecesinde, o arkadaşı sorduğumuz yaşlı bir denizcinin "siz ne çirkin insanlarsınız lan" şeklinde fırça çekmesi, sonraları her kavgamızda aramızda nasıl da bir çeşit silah olmuştu
"Sen ne çirkin insansın!"
Ah dostum ah
Ah kardeşim ah
Size şimdi bu satırları yazıyorsam, hasbelkader köşe yazarı olduysam, senin sayendedir
"Yaz lan" derdin hep "Yazsana sen "
Sonra bir gün, o zamanki sevgilisi David'in evinde kalırken "olum senin yazılarını Avrupa Gazetesine göndereceğim, yayınlayacaklar" dedin
Sene 1997 idi
Soğuk bir kış günü yazdığım ilk yazıyı aldın, düzelttin ve evdeki faks makinesi ile gazeteye gönderdin
Ertesi gün yazım gazetede çıktığında nasıl da parti yapmıştık
Ne heyecanlanmıştım, nasıl da gururlanmıştım
"Olum, olucusun sen" demiştin
Sen yol gösterdin, sen ön ayak oldun işte
Ah abacığım ah
Sen bu ülkeyi çok sevdiydin
Bebeğin Sophie'ciğimizi de burada dünyaya getirdin
Nasıl da kavga etmiştik doğumdan sonra yaptığımız partide
Ben nasıl sarhoş olduydum, sen beni resmen yerlere yatırıp bir güzel marizlediydin
Ondan sonra hayat bizi başka yerlere başka noktalara attı ama bir şekilde hep birlikte olduk
Bu ceberrut devlet, içinde bir sürü katil, bir sürü kaçak ve bir sürü türlü pis işe bulaşmış insan varken bir seni fazla gördü, sınır dışı etti
O gün koptun hayatımızdan ama sen hep bir yolunu bulurdun işte
Öylesine sert, öylesine sağlam, öylesine çözüm bulan birisiydin
Bir keresinde seni köşemde de yazmış, "Antartika'ya helikopterden atsanız hayatta kalır" demiştim
Kaldın da
Elinden geldiğinden daha fazlasını kaldın hem de
Fırtınalı bir hayatın fırtınalı kadınıydın sen...
Hepimize, ama istisnasız hepimize iyiliğin geçti
Kimimizin sana kötülüğü geçse de sen hep iyilikle karşılık verdin
Sigaranı paylaştın, şarabını paylaştın, evini paylaştın, yemeğini paylaştın, paranı paylaştın, evini paylaştın
Ne güzel içki içerdik, ne güzel yemek yapardın
Sade suya dokunup onu nefis bir yemeğe çeviren hep sen oldun
Seni sinirden deli etmeme rağmen, beni defalarca evden kovmana rağmen, dönüp dolaşıp kürkçü dükkanına döndüğümde "gel lan g.t gel" diye hep içeri aldın, kucakladın
Ah Hülya ah
Nasıl anlatsam, neyi anlatsam bilemiyorum
Üzüntümü nasıl ifade edeceğim onu da bilemiyorum
Bu hayatımın en zor yazısını nasıl bitiririm onu hiç bilmiyorum
Ah Hülyacığım ah
Allah beni kahretsin ki son İstanbul'a gelişlerimde sana görüşürüz dememe rağmen görüşmediğimiz, görüşemediğimiz gerçeği kalbimde 1000 tonluk bir ağırlık şimdi
Affet beni lütfen
Affet
43 yıllık yaşamımın en güzel zamanlarında sen vardın
Hülü Times dedi bir gün birimiz
Hülü Times ya
Hülü Times'dın sen
Hülyalı zamanlar yani
Ama işte gün gelir Hülü Times da biter
Her güzel şeyin bittiği gibi o da biter
Ah Hülyacığım ah
Rahat uyu kardeşim
Işıklar içinde uyu
Huzur içinde uyu
Yorumlar
Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.