Akıncı'dan önemli mesajlar…

Yayın Tarihi: 10/04/16 08:00
okuma süresi: 5 dak.
A- A A+

"Türkiye'den biz şu ana kadar olumlu, yapıcı bir destekten başka bir şey görmedik bu müzakere sürecinde, bunu açık yüreklilikle söylemem lazım. Şu ana kadar diyorum ve bunun devam edeceğini ümit ederek bunu söylüyorum. Ha gelecekte bu yönde farklılaşmalar olur, daha başka durumlar ortaya çıkarsa, Mustafa Akıncı bunları da seslendirmekten çekinmez. Çünkü ben bu adada gerçekten çözüm isteyen bir insanım, halkım da beni bu yolda yetkilendirdi. Dolayısıyla bu konulardaki tavrımı bildiği için halk beni seçti…"

Bu sözler Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı'ya ait…

12-13 Nisan tarihinde yapacağı son derece önemli Almanya ziyareti öncesinde Almanya'nın uluslararası yayın kurumu Deutsche Welle'e konuşan Akıncı, çok önemli mesajlar verdiği açıklamasında özellikle altının çizilmesi gereken şey ise yukarıda alıntıladığım kısımdır.

Özellikle CTP-UBP hükümetinin sonra ermesinin ardından kurulması muhtemel UBP-DP koalisyonu hükümetine açık bir mesaj niteliği taşıyan bu kısımda, Cumhurbaşkanı açıkça altını çizerek diyor ki "Kıbrıs sorununda Türkiye bize destekten başka bir şey vermiyor…"

Bu durumda, geleneksel olarak 'anavatan' bağlılığı olan UBP ve DP yetkililerine verilen mesaj ise "müzakere sürecini sabote etmeye kalkarsanız, bir anlamda Türkiye'nin ulvi çıkarlarına da karşı çıkmış olursunuz" şeklindedir.

Öte yandan aynı Akıncı, yine aynı demeçte şunları da söylemektedir;

"Bu çözümde yaşayacak olan biziz. Dolayısıyla bize başkaları; ister Türkiye olsun, ister Yunanistan, isterse bir başka üçüncü taraf herhangi bir çözümü empoze edemez. Bu böyle bilinmelidir. Biz Türkiye ile sağlıklı bir diyalog içinde bu süreci yapıcı bir işbirliği halinde yürütüyor muyuz? Evet… Onlar da Yunanistan'la bu diyaloğu yapıyorlar, yapmalıdırlar da… Ben aslında en başından beri hem Türkiye'nin, hem de Yunanistan'ın sürece katkıda bulunmasını arzu ediyorum."

Son derece açık ve net bir şekilde, Kıbrıslı Türklerin iradesinin önemini yansıtan bu cümleler, aslında uzun zamandır müzakere sahnesinde 'silikleştiği' düşünülen, şiddetle eleştirilen Kıbrıs Türk tarafının sesinin gürleştiği anlamına gelmektedir.

Sonuç olarak Mustafa Akıncı, toplum lideridir ve bu halkın oyları ile seçilmiş, o göreve getirilmiştir.

Masada da en başta Kıbrıs Türklerinin haklarını koruyacak, muhafaza edecek ve hiç kimse karşısında ezdirmeyecek tutumda olması beklenendir, özlenendir.

Bu bağlamda, hep bildiğimiz üzere sözünü budaktan esirgemeyen Akıncı'nın yazımın en başında yaptığım alıntıda da görüldüğü üzere "Ha gelecekte bu yönde farklılaşmalar olur, daha başka durumlar ortaya çıkarsa, Mustafa Akıncı bunları da seslendirmekten çekinmez" şeklindeki ifadeleri aslında bu mesajı vermektedir.

Yani "Kıbrıs Türklerini kim olursa olsun ezdirmem" mesajı açıkça verilmiştir.

Cumhurbaşkanının yine aynı demeçte dile getirdiği garantiler konusundaki sözleri de aslında göreve geldiğinden beri söylediklerinin bir tekrarı niteliktedir.

Cumhurbaşkanı özetle, garantiler "en son noktaya ulaştığımızda 3 garantör ülke 2 toplum ile birlikte bir araya gelip bu işi konuşacak" demektedir ve bunun yanlış ya da eksik bir tarafı yoktur.

Dolayısıyla bilindik çevrelerin sürekli bir şekilde "garantörlük elden gidiyor" diye boşuna yaygara yapması elbette maksatlı ve de bilinçlidir.

Ancak ortada kesin olan şey, garantiler konusunun esas muhatabının bizzat garantörlerin kendisi olduğudur.

Yani?

Garantör olup olmayacağına bizden çok karar verecek olan taraf Türkiye ve diğer garantörlerdir.

Akıncı demecinde bu noktayı şöyle açıklamaktadır; "…uluslararası bir anlaşmadan bahsediyoruz ve taraflar tümüyle uzlaşmadıkça o uluslararası anlaşma da değişemiyor. İşte o noktada elbette Türkiye'nin daha da bir sözü ağırlıklı olmak durumunda, çünkü onun da onayını istiyoruz. Türkiye'nin de, Yunanistan'ın da… Ben eğer diğer bütün başlıklarda iyi sonuçlar alırsak o konuda da bir uzlaşma yaratabileceğimize güveniyorum…"

Bunun yanı sıra, Cumhurbaşkanının bizzat Dışişleri Bakanının daveti üzerine yapacağı Almanya ziyareti her bakımdan son derece önem arz etmektedir.

Uzun lafın kısası, Kıbrıs sorunu, Rumların Mayıs seçiminden sonra gerçekten de 'son oyuna' girecek ve dananın kuyruğu bu kez gerçekten kopacaktır.

Önümüzde son derece heyecanlı aylar bizi beklemektedir…

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.