Madem sinerji var, buyurun çözüm için uğraşalım...

Yayın Tarihi: 16/06/16 08:00
okuma süresi: 5 dak.
A- A A+
Bakın, parmağımın arkasına saklanacak değilim.

Dün yazdığımı bugün reddedecek değilim yani…

Geçen gün bu koordinasyon işi ile ilgili bir yazı yazmış, "önce KKTC devletine inanan arkadaşlar kendi kurumlarına sahip çıksın" demiştim.

Zira KKTC devletinin bir kurumunun iradesi ülke dışından bir iradeye teslim edilecekti, vurguladığım bu idi…

Nitekim geçen akşamki skandal meclis oturumunda bu ofisin yasası, gençlerden oluşan göstericilerin sert protestosu altında 27 oy ile geçti.

Devletine inanan bir tek göstericinin bile orada olduğuna inanmıyorum nitekim görmedim de…

Bendeniz ise aynı saatlerde kendi twitter hesabımdan şunları yazdım;

"Suyu neden reddetmediniz be arkadaşlar? Çatır çatır yer altı kaynaklarınız özel tekele verilirken neden reddetmediniz? #hepsineret"

"Ben bütün bu kukla düzeni, bu kukla meclisi ve onun içinden çıkan tüm kukla hükümetleri reddediyorum."

Dediğim gibi parmağımın ardında saklanmıyorum, fikrim de zikrim de budur.

Bu minvalde direnişi hiç ama hiç yadırgamıyorum, aksine destekliyorum.

Koordinasyon ofisi işine de, kukla diye nitelediğim bu sisteme tümden karşı olduğum gibi karşıyım.

Ama şuracıktan iddia ediyorum;

Eğer CTP o gece muhalefet değil de hükümet koltuğunda oturuyor olsaydı CTP Gençlik orada olmazdı.

Ve eğer TDP o gece muhalefet değil de hükümet ortağı olsaydı, Zeki Çeler kürsüye çıkıp yasa aleyhine 8 saat asla konuşmazdı.

Konuşsaydı da canhıraş savunur durumda olurdu…

Yalan mı?

Yalansam yalan deyin ama değilim zira tarihimiz bu şekilde ihanetlerle doludur.

Aynı CTP, 2014'te bu anlaşmayı imza edendir.

Aynı CTP, bu yıl özel tekele peşkeş çekilen su anlaşmasını imza edendir.

(PM'de karşı çıkılmış ancak süreç sonunda imza edilmiştir)

Peki neredeydi o gençler?

Hayır, nereye kızarım biliyor musunuz?

Gençlerin işleri berbat eden abilerine bu kadar körü körüne bağlı olmalarına kızarım.

Ardından o eyleme katılan başka örgüt yokmuş gibi davranılmasına da kızarım.

O gün o locadan o tepkiyi gösterenlerin çoğunu bizzat tanıyorum.

Hepsi de güzel çocuklardır.

Ama güzel olmaları "güzel yenildik" deme hakkını onlara vermez.

Neden?

Ulaş Gökçe Hoca'nın geçen gün nefis bir şekilde ifade ettiği üzere "UBP-DP iktidarında bizi bekleyen tehlikelere karşı örgütsüzüz. Kaybedeceğimiz her mücadeleden, mücadele etmiş gibi görünenler sorumludur. Çünkü bu durumun sorumlusu onlardır. Eğer bu saldırılara karşı direnmek istiyorsak siyasette ve sendikal yaşamda birleşmeye gitmeliyiz" çünkü…

Tam bir birleşme sağlanmadan "mücadele edermiş gibi görünme" lüksümüz yoktur da ondan çünkü…

Ancak o geceden sonra, gerek sosyal medya gerekse de başka şahit olduğum konuşmalar tahtında, söz konusu eylem "biz yaptık" "biz olmasak olmazdı" mantığında konuşuluyor.

Öte yandan sinek uçsa eylem yapan sendikalarımız ise bireysel katılımlar dışında ortalarda hiç yoktu.

Yine Ulaş Hoca'dan alıntı ile "Siyaset ve sendikalar o kadar kendilerinden geçtiler, o kadar aymaz hale geldiler ki dünkü mücadeleyi "Gençlerin mücadelesi" olarak isimlendirmeye bile kalktılar. Tarih böyle terbiyesizlik görmedi" diyor, aynen katılıyorum.

Ha yani siz kendi dünyanızda yaşayacaksınız, sonra da gençler sizin için kalksın da mücadele etsin diye bekleyeceksiniz.

E yok be efendiler, böyle bir dünya yoktur…

Sırça köşklerinizden, kazanılmış hak ve de daha başka ne zümresel çıkarınız varsa bırakın da gelin gelecekseniz.

Ve madem bir sinerji yaratılabileceğine inanıyorsunuz, bırakın meclis ve ondan gelecek "olmayan" yararlar için mücadele etmeyi de Kıbrıs sorunu için yola çıkalım.

Madem bu kadar enerjimiz yerinde diyorsunuz, iyi niyetle uğraşırsak geçmişin 'fraksiyon' hatalarına düşmeyeceğimizi düşünüyorsunuz, o zaman buyurun gelin, çözüm için uğraşalım.

Zira ne kadar çabalarsanız çabalayın, söz konusu sorunların yegâne çözümü Kıbrıs sorununun çözümünün kendisinde yatmaktadır.

Bu lafımı fazla hayalci bulduysanız "sorunlarımızın kökten çözümünün başlangıç noktası" olarak alın…

Yoksa daha çok mücadele eder, daha çok yeniliriz…

Ve bana inananın, bu sistem altında yenile yenile yenmeyi hiçbir zaman öğrenemeyeceğiz…

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.