Vicdanın sesi...

Yayın Tarihi: 11/07/16 08:00
okuma süresi: 4 dak.
A- A A+

Geçen gece çok samimi bir dostum anlattı…

Bir gün çocuklar istedi diye Rum tarafına McDonalds'a gitmiş…

Hepimizin çocuklarının istediği ve bizim de gittiğimiz gibi yani…

Neyse, arabayı park yerine bırakıp, içeride yemek yemeye geçmişler.

Bir ara garsonlardan birisi gelip dışarıyı işaret ederek 'beyefendi, dışarıdaki o siyah cip sizin mi?' diye sormuş arkadaşıma.

Arkadaşım bakmış kendi arabası, 'evet' demiş.

Garson "sanırım bir kaza oldu, arabanıza çarpmışlar. Çarpan sürücü dışarıda arabanızın yanında bekliyor" demiş.

Arkadaşım içinden şansına küfrederek kalkıp gitmiş bakmış bir Rum kadın iki küçük çocukla arabanın yanında duruyor.

Arkadaşımın geldiğini görünce hemen özür faslına ardından da 'bütün zararınızı karşılamaya hazırım' noktasına geçmiş kadın…

"Kocam zaten araba parçası satıyor, onu da çağırdım gelmek üzere…" demiş bir de…

Benim arkadaşın dediğine göre arabada öyle ahım şahım olmasa da kayda değer bir zarar varmış ancak kadının iyi niyetli konuşması sebebiyle 'aramızda hallederiz' kafasına girmiş.

Bu yüzden de polis çağırmaktan vazgeçmiş…

Haliyle polis gelip rapor tutmayınca sigorta şirketi de devreden çıkmış…

Risk almış yani bizimkisi…

Uzatmayayım, kadının kocası gelmiş, arkadaşımla beraber arabayı incelemişler…

Sonra adam, Yanni diyelim hadi ismine, arkadaşıma demiş ki "burada yaptırırım ama eğer senin diğer tarafta kaportacın varsa ona da sorabilin. Ben her türlü hasarı ödemeye hazırım."

Yanni bunu deyince bizim arkadaş "okey" demiş telefon numarasını almış, Kuzeye geçip kendi kaportacısına gitmiş.

Kaportacısı bakmış bir fiyat biçmiş…400 Euro…

Arkadaş hemen telefona sarılıp Yanni'yi aramış…

Cevap yok…

Biraz beklemiş bir kez daha aramış…

Yine cevap yok…

Ertesi gün yine aramış…

Nafile…

Hal böyle olunca içinde hafiften öfke duyguları kabarmaya başlamış…

Hani bilirsiniz işte…

"Rumların hiçbiri bizi sevmez" tadında duygular…

Neyse daha ertesi gün umutsuzca bir kere daha aramış…

Bu kez telefona cevap vermiş Yanni…

Arkadaşım biraz sitemkar şekilde defalarca aradığını söylemiş ardından da zararın ne olduğunu bildirmiş.

Yanni sakince "senin arabaya çarptığımız park yerinde buluşalım, orada zararını sana takdim edeyim" demiş…

Bunun üzerine arkadaşım arabaya atlayıp söylenilen yere doğru yola çıkmış…

"İçimde hafif bir ürperti yoktu değil" diye anlattı arkadaşım…

Yani defalarca aramaya cevap vermeyen, sonra da "gel sana paranı vereyim" diyen birinden 'acaba bana tuzak mı kuruyor' diye şüphe duymanız için ille de Rum olmasına gerek yok ama işte malum sebeplerden dolayı bu şüphe daha bir belirgin oluyor…

Böyle düşüncelerle park yerine giden arkadaşım bir de bakmış ki Yanni park yerinde bekler…

Yanına gitmiş, tokalaşmış…

Yannihemen söze girerek "gecikme için kusura bakma" demiş ardından da eklemiş;

"Sana bu zararı ödeyeceğim diye bana kaç kişi 'aptal' 'enayi' dedi bilemezsin. Olayı anlattığımda ve senin sadece telefon numaramı alıp gittiği söylediğimde çevremdekilerin çoğu 'hadi yırttın, Türk enayilik etti, sakın ona para ödeme' diye konuştular. Beni etkilediler onun için telefonlarına cevap veremedim. Ama vicdanım beni rahatsız etti, seni mağdur etmemeliydim zira anladım ki sen çok iyi bir adamsın…"

Sonra da parayı verip gitmiş…

İşte böyle…

Peki ben bu hikayeyi neden mi anlattım?

Aslında hiçbir amaç ve niyetim yok…

Eğer bir insan gerçekten insansa karşısındakine de insan gibi muamele eder…

Diline rengine bakmaz…

Eğer bir insanın vicdanı varsa o vicdanı sadece Rumca ya da Türkçe konuşmaz…

Zira ne insanlığın dili, dini ve de ırkı vardır; ne de vicdanının…

Diyeceğim bunlardır…

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.