Çözümsüzlüğü ne zaman reddediyoruz?

Yayın Tarihi: 03/08/16 08:00
okuma süresi: 4 dak.
A- A A+
Koordinasyon Ofisi işini reddediyor muyum diye sorarsanız size cevabım 'irademiz üzerine başka bir irade tahakkümünü tümden reddederim' şeklindedir…

Nasıl ki Merkez Bankamızın başına atanamamayı reddederim, nasıl ki Geçici 10.Madde ile 'egemenliğimiz' üzerinde başka bir iradenin varlığını reddederim, elbette bu ofis işini de reddederim.

Ama hiç kusura bakılmasın, ülkemizin posta kodunda 'Mersin 10 Turkey' diye yazarken, telefon kodu 0392 ile Türkiye'nin bir ili gibi dururken, bir ofis işinin böylesine reddedilmesini anlamakta zorlanıyorum o kesin.

Diğerlerini de reddetseydik ya?

Hele de Kıbrıs sorunu bu derece kritik günlerden geçerken insanlarımızın bu enerjisini bir ofis için harcamasını, 'çözümsüzlüğü reddetmemesini' belki anlamsız bulmam ancak yetersiz bulurum, o kesin.

Kıbrıs'ın Kuzeyinde bu ceberrut sistem sürerken, bütün sorunlarımızın temelinde 'çözümsüzlük' yatarken bu şekilde düşünmemden daha normal ne var ki?

Bana öyle geliyor ki bu ofis işi KKTC Meclisinde devam etmekte olan 'hükümetcilik oyununun' bir parçasıdır.

Mecliste UBP-DP ortaklığı yerine CTP-TDP ortaklığı olsaydı bu ofis işi bu kadar alevlenir miydi?

Sorular çok, gizli ajandalar fazlasıyla muktedirdir…

Dolayısıyla bu reddediyoruz işine destek vermekle birlikte esas reddedilmesi gereken şey olan çözümsüzlüğün reddedilmemesini hazmedemiyorum.

Yıllardır peşinden koştuğumuz, 2004'te parmaklarımızın arasından kayıp giden Federal Kıbrıs hayalinin bu yılın sonundan itibaren masadan kalkma tehlikesi ortada iken, yılsonunda bir çözüme ulaşılamaması durumunda gündemimize başka modellerin geleceği muhakkak iken, adına çözüm güçleri denilen 'güçlerin' bu ilgisizliği çok ama çok canımı sıkıyor, bilesiniz…

Yolda sokakta karşılaştığım dostlar benimle 'be gardaş bir tek sen kaldın ha çözüme inanan' diye inceden dalgasını geçiyor.

Sonra da 'bir şey olmaz be gardaş bu müzakerelerden' diye de ayrıca laf sokmaya devam ediyorlar.

İyi de a dostlar, ben çözüme inanıp, çözüme ulaşmak için karınca kararı elimden geleni yaparken siz ne yapıyorsunuz?

İnanmıyorsunuz…

Federal çözümün son kez masada olduğunu anlamayıp 'yahu bir şekilde devam eder gider bu iş' diye laflıyorsunuz…

İyi o zaman, böyle düşünmekle elinize ne geçiyor?

Öğretilmiş çaresizliğiniz bu mu sizin?

"Çözüm olmaz, evimizi düzeltelim" dalgasında yollara döküldünüz de ne oldu?

Nerede çözüm iradesi?

Çözümsüzlüğü ne zaman reddediyoruz gençler?

Nerede barışı haykıran binlerin sesi?

O ses çıkmıyor…

Çıkamıyor…

İyi o zaman çıkmasın…

İşte bugün yollara dökülüyoruz…

Gazamız mübarek olsun…

5 Ağustos'ta Anayasa Mahkemesi karar versin, zafer bizim olsun…

Da…

Bu ofis Anayasaya aykırı ilan edilsin, ne olacak?

O ofis gidecek, yerine kulpuna uydurulumuş başka ofis gelecek…

Sistem bu…

Düzen bu…

Dayatılmış çaresizlik bu…

Hiç olmadı ay sonu para musluğu kapanır, aynen su meselesinde olduğu gibi hükümet zora girer, aynı tiyatro yine oynanır…

O durumda birileri çıkar 'maaşları ödeyecen guzzum, nereden istersen bul öde guzzum' der olur biter…

İki kara çelenk, bir açıklama, oldu da bitti maşallah…

Verin maaşları alın iradeyi…

Verin teşviki alın iradeyi…

Verin krediyi kapın iradeyi…

Ah Allah'ım ah…

Usandım bıktım ben bu filmlerden…

Onun için, reddedelim evet…

Ancak esas reddedilmesi gereken şeyi de reddedelim…

Çözümsüzlüğü reddedelim…

Çünkü esas reddedilmesi gereken şey tam da odur…

Çözümsüzlük üzerine kurulmuş olan bu statükoyu reddedelim…

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.