Amerika...

Yayın Tarihi: 22/09/16 08:00
okuma süresi: 4 dak.
A- A A+
New York - Bir ara izlediğim filme dalmışım, 11 bin metre yüksekte Grönland semalarında uçuyoruz o ara...

Arada dünyanın bu en büyük adasının buzlarla kaplı nefis güzelliklerine bakarken, bir yandan da dünyanın gelmiş geçmiş en büyük matematik dehalarından sayılan Hintli Srinivasa Ramanjuan'nın filmini izliyorum...

Birden "pee Ulaş filme daldı duymaz bizi" diye bir ses işitiyorum...

Dönüp baktığımda Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı'nın gülen yüzü ile karşılaşıyorum.

Yanında da Özel Kalem Müdürü Cenk Gürçağ...

O da gülüyor...

"Yazını okudum, korkma da daha sallamadı uçak" diyor Cumhurbaşkanı bana...

Dünkü yazımda artık uçaklardan korktuğumu yazmıştım ya, onu hatırlatıyor.

"Aman efendim sallamasın" diyorum "daha sallamadı dur bakalım" deyip yürüyor Cumhurbaşkanı...

Belli ki o da sıkılmış yolculuktan...

E kolay değil sonuçta, 11 saate yakın süren bir yolculuktan bahsediyoruz...

Lakin reklama kaçacak biliyorum ama Türk Hava Yolları gerçekten bu işi aşmış artık...

8000 millik yoluculuk boyunca uçağın bir tek kez bile sallanmadığını geçiyorum, filmler, müzikler, belgeseller ve servis...

Son derece konforlu bir şekilde New York'taki efsanevi başkan John Fitzgerald Kennedy'nin isminin verildiği havalimanına vardığımızda yine de ayaklarımın oturmaktan adeta bir kütüğe döndüğünü ve ayakkabılarımı giymek için neredeyse 15 dakika uğraştığımı söylemeden edemeyeceğim...

Ondan öte havalimanından kalacağımız otele gidişimiz ise tam 4 saat sürdü...

Neden derseniz dünyanın hiçbir yerinde göremeyeceğiniz türden-evet İstanbul'da bile- bir trafik keşmekeşi yüzünden derim...

Bizi havalimanında karşılayan KKTC Temsilciliğinden eski dostum Yasa Yeşilada "gardaş bu trafik fenadır ama şimdi BM Genel Kurulu var diye daha da beter oldu" diyor...

Trafikte kavga dövüş Manhattan'a girerken ise muhteşem Skyline görüntüsü ile karşılaşıyorum...

Filmlerde izlediklerimiz gerçekmiş diye içi geçiriyorum...

Gerçekten de büyüleyici derecede güzel ve dev yapılar bunlar...

Amerika Birleşik Devletlerinde her şey büyük...

Arabalar büyük, yemek porsiyonları büyük, dükkanlar büyük, binalar büyük,insanlar büyük, büyük de büyük...

Bir tek şey hariç...

O da akşam bir soluklanalım diye gidip bira içtiğimiz Irish Pub'taki biralar...

İngiliz Pub'larında biraları içtiğimiz bardakların yarısı kadar bir bardakta içtik Guiness'i...

Oysa ki 'madem her şey bu kadar büyük, biralar da kesin Arjantin bardağı kadar büyük gelir' diye iç geçirmiştim...

Bira sonrası Genel Yayın Yönetmenimiz Rasıh Reşat ile Times Square'a yürüdük...

Uzaktan bir hayal gibi geliyor ama gerçekmiş...

Binaların üzerinde sonsuzluğa uzanırmışçasına duran dev reklam panoları, dünyanın her milletinden insanlar...

Ve tabii ki cıvıl cıvıl...

Gözünü sevdiğimin kapitalizmi tabii...

İnsanın gözünü boyamasını ne kadar güzel de biliyor...

Benim gibi kadim bir komünistin bile gözüne bu kadar hoş geldiyse varın düşünün artık...

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.