Hacı Dağı'nın eteklerinde...

Yayın Tarihi: 30/10/16 08:00
okuma süresi: 5 dak.
A- A A+

İsviçre topraklarında 1815'ten beri hiç savaş yaşanmamış.

Yani Napolyon Bonapart'ın Elbe Adası'ndan kaçıp tekrardan iktidarı ele geçirip ve birkaç ay sonra tekrar devrilip tarih sahnesinden çekildiğinden beri huzurlu bir yer…

Zaten İsviçre'nin başı da Fransız Devrimi ile belada olduğundan Napolyon gidince, kavga da o şekilde bitmiş.

O zamandan beri huzur içinde yaşayan 41 bin küsur kilometrekarelik, 8 milyonluk ve toplam 26 kantondan oluşan bu federal cumhuriyet burnunun dibinde gerçekleşen iki dünya savaşından hiç yara almadan, tarafsız şekilde kurtulmayı başarmıştır.

Gerçi 2.Dünya Savaşı sırasında yarım milyona yakın göçmeni barındırmış, Hitler'in işgalinden son anda kurtulmuş, ara ara Avrupa'yı bombalayan müttefik kuvvetlerinin dost ateşine maruz kalmıştır ama İsviçre insanlık tarihinin bu en kanlı savaşlarında bir şekilde rol almamıştır.

Ancak bir şekilde, özellikle de 2.Dünya Savaşı zamanında, rol aldığı tarihçiler tarafından bolca iddia edilmektedir.

O iddiaya göre, ki Hitler'in buraları işgal etmekten vazgeçmesi de buna delil olarak gösterilir, İsviçre, 2.Dünya Savaşı esnasında Nazi Almanyası'nın para aklama merkezi olarak kullanılmış...

Kanıtlı iddia mı?

Değil.

Ama yazılıp çiziliyor işte…

Hatta ve hatta gelecek hafta sonu başlayacak Kıbrıs zirvesinin yapılacağı yer olan Le Mirador Kempinski Otel'den muhteşem bir şekilde görünen Cenevre Gölü'nün aklanamayan Nazi hazineleri ile dolu olduğu da birçok filme konu olmuştur.

Bundan başka İsviçre kadınlara oy hakkını (süreç 1959'da başlamasına rağmen) 1990'da veren, dünyada kişi başına düşen gelirde her yıl ya birinci ya da ikinci olan, dört dilin hakim olduğu, başkenti sanılanın aksine Cenevre ya da Zürih değil Bern olan ve geçtiğimiz yıl yapılan bir araştırmaya göre dünyanın en mutlu insanlarının yaşadığı yer olarak ünlüdür.

E canım sen de o kadar paranın üzerinde yaşıyor olsaydın illaki mutlu olurdun…

Bunu şakasına yazmak isterdim ancak gerçek o ki, İsviçre bankalarındaki mevduat miktarı, dünyanın diğer tüm ülkelerinden katbekat daha fazladır.

Hatta eski bir Türk geleneği olaraktan, Türk insanının zengin olup da İsviçre bankalarında hesap açtırma olasılığı Yeşilçam filmlerinde bolca özenilen bir durumdur.

Ancak bu yazıdaki konumuz paradan başka bir konudur…

O da İsviçre'nin dünyada kavga edenlerin gelip de barıştığı bir yer olmak gibi bir başka özelliği olmasıdır...

Kuşkusuz Kıbrıs denilen bu bol kavgalı adanın da 1959'da İsviçre'nin Zürih kentinde imza edilen (Londra da diğer ayağı) ve sonradan bozulan bir kavga bitirme denemesi de vardır.

Şimdi Kıbrıs zirvesinin yapılacağı Mont Pelerin dağının sadece 10-15 kilometre ötesinde ise Lozan denilen bir başka şehir vardır…

Hani son günlerde sıkça tartışmaya konusu edilen ve Türkiye Cumhuriyeti'nin temellerinin atıldığı Lozan Anlaşması işte orada imza edilmiştir.

Lakin aynı anlaşma ile 5 Kasım 1914'te zaten İngilizler tarafından ilhak edilen Kıbrıs'ın işte o ilhak durumunun, yeni kurulan Türkiye Cumhuriyeti tarafından resmen tanınması da gerçekleşmiştir.

Yani anlayacağınız Kıbrıs adasının kaderi işte bu Avrupa'nın denize hiç kıyısı olmayan, Alp Dağları'ndaki kayak merkezleri ile ünlü ülkesinde birden çok kez çizilmiştir.

Dolayısıyla 7 Kasım'da Mont Pelerin Dağı'nın eteklerinde başlayacak olan kritik zirvede söz konusu kaderin bir kez daha çizilmesi ister istemez beklenen bir şeydir.

Geçen günkü yazımın sonunda bu zirve için 'ya hat ya da bat' demiştim…

Aynen öyledir…

7-11 Kasım 2016 tarihinde, Ortodoks hacılar için kutsal sayılan ve ismi 'Hacı Dağı' anlamında gelen bu dağın eteklerinde ya Kıbrıs adasının gelecekte huzur ve güvenlik içinde bir ada olması karara bağlanacak ya da çözümsüz kalınıp gelecek yıl itibarıyla çatışma riski da dahil bir takım negatif durumlara yelken açılacak…

Kuşkusuz müneccim olmadığımız için bekleyip görmekten başka çaremiz yoktur…

Ha, bir de umut etmekten…

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.