Maksatlı haberlerdeki gizli ajanda
Önce çarşaf çarşaf haritalar yayınlandı ardından da zirve senaryoları ortalığa saçılmaya başlandı.
Dün yayımlanan Rum gazeteleri içerisinde en çok satan olan Fileleftheros'un haberi bu senaryoların nasıl art niyetli olabileceğine dair bir örnekti.
Gazete manşetinde verdiği haberinde "Beşli Konferansı Bağlamak İstiyorlar-Türkler, Toprak Konusunun Ötesinde Faaliyette Bulunmak İçin Mont Pelerin'e Emelleriyle Gidiyor'' şekline yazmış
E kusura bakmayın ama başka ne emel olacaktı?
İsviçre'ye 'aferim poh poh görüşüp gelelim' diye mi gidiliyor?
Yoksa adı konulmamış ama tıkır tıkır işleyen doğal takvimin gereği mi gidiliyor?
Elbette ki 2016 sonuna kadar çözüm isteyen bir anlayış dört başlıkla beraber toprak konusunda da özlü ilerleme sağlamayı ve haliyle de nihai aşama olan Beşli Konferans'a geçmeyi isteyecektir.
Yoksa ucu açık şekilde ağırdan alınacak olan bir görüşme sürecinin sonu hiç gelmez ve nihayetine ermez
Dolayısıyla Türk tarafının bu isteğini sanki de 'gizli bir emel' olarak gazete haberi yapmanın amacı kafalarda başka sorular çıkartmaktan başka bir şey değildir.
Maalesef Rum basınında egemen olan anlayışların çözüm için ölüp bitmediği aşikardır
Onlara göre 1974'ten beridir sürdürülen ve artık bir arabesk şarkı tadına varan işgal edebiyatı belli ki bu çözümsüzlükten beslenen anlayışlar için bir ekmek kapısıdır.
Kuşku yok ki adanın kuzey tarafında da 1974'ten beri süregelen ganimet düzeninin kompradorları için de çözümsüzlük en güzel rüyadır.
O yüzden de bu anlayışlara sahip zümrelerin bu yukarıda bahsettiğim haberler gibi haberleri servis edip adanın her iki tarafındaki halkların kafasını karıştırmak birincil görevidir.
Bu bağlamda hafta sonu Rum basınını süsleyen boy boy toprak haritalarının esas hedefi Güney değil Kuzey'dir
Amaç 'evlerinizi yerlerinizi alıyoruz, sizi de sokağa atıyoruz' tadında korkuları Kıbrıs Türk halkının üzerine salmaktır.
Gizli ajanda budur
Bakınız, Kıbrıs sorununda bizim Rumlara bir miktar toprak vereceğimiz dün belli olmuş bir husus değildir.
Bu konunda yapılmış harita çalışmaları neredeyse müzakere tarihi kadar eskidir.
Öyle ki 1974 savaşından sonra ortaya atılan haritaların belki de en önemlisi olan BM Genel Sekreteri Perez De Cuellar'ın Kıbrıs Özel Temsilcisi Hugo Gobi'nin 1981'de hazırladığı ve kendi adını verdiği haritadır.
O haritada şu an Kuzey'de bulunan bölgeden toplam 47 yerleşim biriminin Rumlara iadesi öngörülüyordu.
Kıbrıs müzakereleri tarihinde çözüme en çok yaklaşılan anlardan birisi olan 1992 Gali Fikirler Demetindeki 'Gali Haritası' ise aralarında Güzelyurt ve Maraş da dahil olmak üzere yüzde 7'ye yakın toprağın Rumlara bırakılmasını öngörmekteydi.
Yüzde 28,2'ye denk gelen oran toplamda 100 madde olan (eklerle sonradan 115 madde civarına çıkan) bu çözüm planının 91 maddesini kabul eden zamanın Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş tarafından da kabul görmüştü.
Bugün "Denktaş bile Güzelyurt'u vermeyi ve yüzde 29+'yı kabul etti" söylemi işte Gali zamanından kalma bir söylemdir.
Ayrıca Annan Planı referandumu için 24 Nisan 2004'te sandık başına giden Güzelyurtlular adadaki en yüksek evet oyunu çıkarırken bölgelerinin iade edileceğini bilerek sandık başına gittiler idi, hatırlatmakta fayda var
Yani toprak verme konusu şimdiki Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı'nın icat ettiği bir şey değildir.
Ve Kıbrıs sorununun çözümü için bizim Rumlara toprak vereceğimiz bir gerçektir.
Önemli olan şey verilecek olan bu topraklarda yaşayanların bir kez daha göçmen durumuna düşürülüp hayatlarını perişan etmeyecek bir formül bulmaktır.
Yoksa böyle bir formül öngörülmeden yapılacak olan anlaşmanın hiçbir kıymeti olmaz
Yorumlar
Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.