Umuda yolculuk...

Yayın Tarihi: 06/11/16 08:00
okuma süresi: 5 dak.
A- A A+

Eskiler 'yüzdük yüzdük' kuyruğuna geldik derlerdi ya, işte bizimkisi de o hesap…

Bugün siz bu satırları okurken ben Mont Pelerin zirvesi için yollarda olacağım…

Bu elbette ki işin gezme tozma ve yeni yer görme sevindirikliği açısından iyi bir şey.

Ancak bu yolculuk benim gibi Kıbrıs sorunu yüzünden aylardır uyku uyumamış zavallı bir garip için son derece karışık duyguların yaşandığı bir yolculuktur…

Ben yine de buna kısaca umuda yolculuk diyorum…

Yo, merak etmeyin, size kendi halimi anlatacak değilim.

Zaten geçen günkü makalede de halimi yazmıştım…

Bunun dışında, toplam altı başlıkta liderlerin 200 saat mesai harcadığı 57 görüşme ve de müzakerecilerinin yaptığı 128 görüşme sonrası, başta da söylediğim üzere bu işin artık sonuna gelmiş bulunmaktayız.

Öyle ki, New York'ta taraflar arasında uzlaşılan ancak açıklanmayan doğal takvimin ikinci safhası olan Mont Pelerin zirvesinde dananın kuyruğu muhtemelen 4. gün kopacak.

Neden derseniz, her iki tarafın bir çocuk gibi inatlaşıp modalite konusunda sorun yaşadığı toprak görüşmelerine geçişin o gün yapılması planlanıyor da ondan derim…

Bu noktada Türk tarafı, Kudret Hocanın toprak görüşülmesi modalitesi ile yaptığı çıkışlarının da etkisiyle 'Beşli konferans tarihi almadan toprak görüşmem' diye diretirken Rum tarafı 'Toprağı görüşüp özlü ilerleme sağlamadan beşli tarihi vermem' demektedir.

Zaman zaman at pazarlığını andıran bu gereksiz modalite işi umarım daha büyük sorunlara yol açmadan aşılır ve toprak yani harita konusuna geçebiliriz.

Yeri gelmişken, hocanın fikrine saygı duymakla birlikte katılmadığımı bir kez daha beyan edeyim.

Toprak konusunda elimizi açınca bir şey mi olacak? Yeni ne kozumuz var Allah aşkına da bunu saklamak için gereksiz modaliteler konuşuyoruz?

Denktaş 29+ demedi mi?

Bizim bu çözüm için (hocanın da Kathimerini'ye verdiği röportajında da vurguladığı gibi) bir miktar toprak vereceğimiz kesin değil mi?

Bunların bir takım Mesarya köyleri, Güzelyurt ve Maraş olduğunun büyük ihtimal, Karpaz'daki bazı köyler ile birlikte yine bir takım Mesarya köylerinin pazarlığa göre olası olduğu belli değil midir?

E bellidir.

O zaman konu nedir?

Toprak görüşeceksek bunu tarih almadan da yapabiliriz.

Masaya kendi haritalarımızı yayar, müzakere ederiz.

Kabul görünce de beşli tarihini alıp evimize döneriz.

Tartıştık, olmadı, bize uymadı ne yaparız?

Yapacak bir şey yok… Bırakıp yine evimize döneriz…

Ha diyeceksiniz 'Rum da samimi olsun, önceden beşli tarihini versin…'

Bana kalsa şu an beşli tarihini bilerek Mont Pelerin'e gitmek isterdim de malum Rumların takvim fobisi buna engel olmaktadır.

Ancak fobileri var diye durup da bu arkadaşların keyfini bekleyecek değiliz demek de olasıdır.

Çünkü ne isterse olsun ne yapılırsa yapılsın 2016 sonunda kadar çözüme ulaşmak her iki taraf için hayatidir.

Türk tarafı bu konunun daha çok farkındadır.

Ancak Rum tarafı bu konu ile ilgili tam olarak anlayış birliği içerisinde değildir.

Ancak konu her başlıktan güvenliğe ve dönüp dolaşıp Türkiye'nin buradaki askeri varlığını sürdürüp sürdürmeyeceği noktasına varmaktadır.

Durum bu iken de Türkiye'nin bu konuda adım atması için gereken şey yeni bir motivasyon, yani yeni ulvi çıkarlar bulmasıdır.

2004 yılında bu ulvi çıkar AB üyeliği olarak lanse edilmiş, başarısız olunmuş ve aradan geçen 12 yıldan sonra bunun artık gerçekleşmekten uzak bir hayal olduğu ortaya çıkmıştır.

İşte bu noktada ortaya konulacak yeni motivasyon bölgede kurulmaya başlanan yeni enerji denklemi içinde Türkiye'ye biçilecek olan, bölgedeki çıkarlarını muhafaza edeceği rolden başka da bir şey değildir.

Dolayısıyla, evet, bu müzakere, işin özünde sadece Kıbrıslı Rumlar ve Türklerin dahil olduğu bir oyun değil, diğer tüm bölge ülkelerinin ve de global güçlerin de dahil olduğu çok büyük bir paradigmadır…

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.