Bir cevap bekliyoruz…

Yayın Tarihi: 14/11/16 08:00
okuma süresi: 4 dak.
A- A A+
Mont Pelerin'e ne için gittik?

Nihai safha olan beşli konferansın toplanmasının kesinleşmesi için tarih almaya…

Alabildik mi?

Hayır.

Umutlarımız biraz törpülendi mi?

Kaçınılmaz olarak evet ve bu çok doğal bir şey…

Neden derseniz, 2016 sonuna kadar bir çerçeve anlaşması çıkması için zaman kısıtlıdır da ondan derim…

Peki, Mont Pelerin'de ne oldu?

Denilen o ki Kıbrıs Türk tarafının yaptığı kritik açılım karşısında Rum Lider düşünme istedi.

Akıncı da bu isteği reddetmedi ve gerekli izni verdi…

Belli ki yaptığı açılım o kadar ileri bir açılım ki bunun bir gecede berhava olması yerine iyice düşünülmesinde yarar gördü…

Bu açılımın ne olduğunu tabii ki merak ettiğimizden sorduk ancak cevap alamadık.

Böylece biz gazeteciler de aslında tongaya düşüverdik.

Öyle ki, bu zirve normalde basından uzak, sızmalara karşı yapılacaktı…

Bu gerçekleşmedi…

Ancak ne olduğunu şu ana kadar öğrenemediğimiz bu açılım ile birlikte meraktan çatlıyoruz ya, işte yediğimiz gol o…

Hiçbirimiz açılım nedir bilmiyoruz çünkü…

Yani zirve ister istemez esas amacına hasıl olmuş durumda…

Bu da doğal olarak bilindik çevrelerin Akıncı'ya 'ne taviz verdin söyle' diye çatmalara yol açmaktadır ve bu hafta içinde artarak devam edecek…

Ancak kritik olduğu besbelli olan böylesi bir açılımın Türkiye'nin onayı dışında sunulması ihtimal dışıdır.

Dolayısıyla Türkiye üzerinden edebiyat yapacaklara bir daha düşünün derim…

Maazallah sonra ters köşede yakalanmayasınız diye söylüyorum…

Tüm bunlardan öte eski bir satranç oyuncusu olarak bu durumu şöyle değerlendiririm:

Satrançta oyunun bir yerinde, genelde uzun zaman geçtikten ve taraflar üstünlük kuramayacaklarını anladıkları anda birbirlerine beraberlik teklif ederler…

Ya o noktada el sıkışıp oyunu mağlup olmadan bitirirler ya da devam edip herhangi üç sonuçtan birini kabul ederler…

Kıbrıs sorunu eğer bir satranç ise en iyisi tarafların birbirlerini yenme yerine beraberlikte anlaşmalarıdır…

Geldiğimiz, vardığımız nokta budur…

Bu kadar satrançtan sonra diyeceğim odur ki, Akıncı, Anastasiadis'e Mont Pelerin'de her iki tarafın da yararına bir şey teklif etmiş olsa gerek ki, Rum Lider bunu hemen reddetmemiş ve teklifi düşünme gereğini hissetmiştir.

Eninde sonunda duyacağımız bu teklif belli ki içinde bir taviz muhteva ederken, karşı taraftan bir taviz beklemektedir.

Taviz kelimesini duyunca hemen ürpermeyiniz çünkü uzlaşı denilen şeyin doğasında bu vardır.

Yani Anastasiadis pazar günü Cenevre'de başlayacak olan kritik görüşmelerde bu teklife 'evet' derse, çok büyük bir eşik aşılacak ve uzlaşılar çorap söküğü gibi gelecektir…

Peki hayır derse?

O zaman zirve süresince tartışmalar devam edecek ve bir sonuç alınmaya çalışılacaktır…

Ancak nihayetinde iyi de olsa kötü de olsa bir sonuç ortaya çıkacaktır…

Ve bunlar zannımca üç tane kadardır…

1- Taraflar toprak kriterlerinde anlaşır, beşli tarihi ilan edilir ve çözümün kapısı açılır.

2- Taraflar toprak kriterlerinde kısmen anlaşır ve bu anlaşmazlıkları beşli konferansta çözme sözü vererek konferans tarihini ilan ederler, her şey orada masaya yatırılır…

3- Taraflar toprak kriterlerinde, dolayısıyla beşli tarihinde anlaşamazlar, süreç çöker, 2016 hedefi ıskalanır…

Yani uzun lafın kısası Mont Pelerin zirvesinde çok kritik gelişmeler olmuştur ve çözüm için daha az niyetli olduğu sır olmayan Rum tarafı buna hazırlıksız yakalanmıştır.

Şimdi Cenevre'de eli güçlü olan taraf Türk tarafıdır.

Çünkü açılıma cevap vermesi gereken kişi Akıncı değil Anastasiadis'tir…

İşte o cevap Kıbrıs sorununun kaderini çizecek en önemli cevap olacaktır…

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.