Son durum: Fifti-fifti...

Yayın Tarihi: 08/01/17 08:00
okuma süresi: 4 dak.
A- A A+

"Erdoğan geliyor. Kesin masaya tekmeyi basar, devirir. Van minit çeker bu iş olmaz kesinlikle…"

Böyle diyenler var.

"Erdoğan gelmiyor. Demek ki bu iş olmadı. Yemek pişmedi, o da gelip boşuna masaya mı oturacak? Kesin olmadı bu iş…"

Böyle diyenler de var.

"Çipras gelmiyor. Demek ki adam bu işin olmamasını ister. E ne yahu, adamın ekonomik problemleri var, duracak da bizimle uğraşacak? Kesin olmaz bu iş…"

Bunu da diyenler var.

"Yunanistan Dışişleri Bakanı Koças dedi ki Cenevre son durak değil. Onun için bu Cenevre'den bir şey çıkmaz… Olmaz bu iş…"

Tabii tabii…

"Yahu bu Rumlar bizi istemez, anlamazsınız siz. Bizi sevmezler. Onun için bu iş olmaz."

Evet evet…

"Be arkadaş, biz da isterik barış olsun ama…"

Amaysa geçelim…

Başka?

Bir de bana söylenenler var…

"Be gardaş sen hayal görün… En çok senin için üzülürüm… Olmazsa aniden kalp krizi geçirme…"

Eksik olmayın… Geçirmem…

Dahası?

"Sizi gibi vatan hainleri, Rumcular arar satsın memleketi… Çözüm isteyen herkes Rumcudur… Para alırsınız onlardan…"

Nerededir be bu paralar? Bunca senedir bu kadar hainiz da bir guruş Rum parası yeseydik… Hem ahmak hem hainim demek…

Başka?

"Gardaş, yakın mangalı Cenevre'de da yiyip için… Bir şey olmaz…"

Vallahi yakmayanı…

Ne yapıp ne edip orada bir mangal yakıp, fotolarla da kalmayacağım madem… Canlı yayın da size…

Ne yaparsak halkımızı için yaparız ya…

Bunun dışında, 1 Aralık gününde belli olan Cenevre Zirvesi sonrası, eksik olmasınlar, bir sürü eş, tanıdık, dost, okuyucu ve takipçi beni gördükleri her yerde sordular…

"Ne olacak bu defa? Bir ümit var mı?"

Hepsine de aynı cevabı verdim; "fifti-fifti…"

Yani yüzde 50-50…

Çözüm olma şansı yüzde 50 yani…

Peki yüzde 50'yi nereden mi çıkardım?

2015 Mayıs ayından beri devam eden görüşmelerden çıkardım…

Liderlerin, BM yetkililerinin ve diğer muhatap ülke üst düzey diplomatlarının "Çözüm elle tutulur mesafede" demesinden çıkardım.

Obama da dahil, neredeyse tüm dünya "solution within reach" demişken, tüm başlıklarda görülmemiş ilerlemeler olmuşken, iki lider arasında dostluk ilişkisi pekişmişken neden yüzde 50 demeyim?

Ha yüzde 50 de olmaz mı dedim?

E derim çünkü konu Kıbrıs…

Sittin senelik mesele…

Binlerce hayal kırıklığı…

Bırakın da o kadarını diyeyim…

Ha beni sorarsanız, ben umut edilen yüzde 50 tarafında olacağım…

Bir şey kaybedecek değilim…

Her şey olup bittikten sonra "ben dediydim" deyip politik uzmanlık taslayacaklara buradan duyururum…

Dalga geçmek serbest…

Ama ben, kendi adıma, Cenevre'ye ümitli bir şekilde gideceğim.

Tarihte 3. kez toplanacak olan uluslararası konferanstan bahsederken ümitsiz olmanın bir manası yok…

1960'ta cumhuriyet kuruldu…

2004 Bürgenstock'ta referandum kararı alındı…

Şimdi, 2017, Cenevre'den de bir sonuç çıkacak…

Ha bu sonuç, belki bizi başka bir konferans ya da konferanslara taşıyabilir, buna bir şey diyemem.

Ancak, başka konferanslar olması için ortada çok ciddi, elle tutulur uzlaşılar olmak zorundadır.

Dolayısıyla, Cenevre'den bu minvalde 'bir şey çıkmaz' lafı bence boş bir laftır.

Cenevre'den bir şey çıkar.

Ya sonsuza kadar ayrılık ya da çözüme giden yol çıkar…

Benim görüşüm budur…

Ve İngiliz'in dediği gibi "it can go either way" diyorum…

Yani "yüzde 50-yüzde 50…"

Son durum budur…

İsteyen istediği yüzdelik kısmına inanmakta özgürdür…

Lakin, bir taş kendine "çözümcüyüm" diyenlere atmak zorundayım…

Madem çözümcüsünüz, o zaman çözümsüzlük senaryosu kurmayı bırakın…

Sürece gönülden destek verin yeter…

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.