Deve güreşi…

Yayın Tarihi: 28/03/17 07:30
okuma süresi: 4 dak.
A- A A+
Develeri hayvan olarak sevmem.

Kinci, inatçı, sinirlendiğinde tehlikeli ve çirkindirler.

Ayrıca çölde susuz kalabildikleri için Homo Sapiens türünün inceden gıcık olduğu bir yaratıktır…

Neden?

E Homo Sapiens, yani biz, yaratılış olarak kıskancızdır.

Hal böyle olunca çöldeki deve karşısındaki acizliğimiz bizi üzer.

Bu yüzden de intikam için ne yapıyoruz?

Onları güreştirip eziyet ediyoruz…

Ayrıca her tarafı eğri, bir tarafı bile düzgün değil…

De,

Siz bu yazdıklarıma inandınız da bana söversiniz değil mi?

Şaka yahu şaka…

Ne garezim olacak develere Allah aşkına?

Benim garezim olsa olsa son 2-3 gündür kamuoyunda tartışılan deve güreşi meselesinedir.

Yani hem ona hem de bu konunun Kıbrıs sorunu kadar tartışılamamasına.

Kıbrıs sorunu tarihinin en kritik günlerinden geçiyor ama gördüğüm kadarıyla gerek kurumsal çözüm güçleri gerekse de bireysel çözüm güçleri başka işlerle meşgul.

Çözüm güçleri dediğimiz kurumsal güçlerimizin bir kısmı yeni moda olan köy gezileri ile meşgul olup oralarda bu sistem altında olmayacak olan dualara amin derken, bir kısmı da amip gibi bölünüp iktidara gelme sevdası içinde örgüt filan kurmaktalar…

Bu bağlamda bizim ret cephesi güçlerinin işi pek rahat, pek yolunda.

Niye?

E canım, adamlar her gün nakış gibi açıklamalar yapıp, milletin aklına yeni nifak tohumları ekerken, çözüm güçlerimiz 'üretip var olacağız' gibi romantikliklerle diyar diyar gezmekte de ondan.

Misal en son 2 Nisan'da yemek yenecek dendi ya, ret cephesi hemen 'Akıncı Rum'a teslim oldu' diye başladığında cevap veren biri oldu mu?

Akıncı'nın en sonunda hepimizin de tepkisini çekecek şekilde 128 kez 'Enosis kararı kalkmazsa dönmem' demeçlerine rağmen başlayan bu anlamsız koroya tepki verenler nerede?

Canım deve güreşi var şimdi, bi dur hele…

Çünkü daha bireysel çözüm güçlerimizin sorunsalı var…

Onların derdi ise espri yapmak…

O olmadı uzun uzun peşrevler çekerek akademik analizler eşliğinde 'o olmaz, bu gelmez, şu bilmez' tadında safsatalar yaymak.

Bu da yetmezmiş gibi 'bu iş uzar gider hiçbir şey olmaz' gibisinden methiyeler düzmeler var…

Ha bir de benim gibi optimist olanlara 'bu hayal görür, kül kedisidir' diye lafcıklar atmalar pek revaçta…

E hani 'sandalları maviliklere sürecektik' be gençler?

Bunu her yerde, her popülist söyleminizde bir yerciğe eklersiniz de Ulaş sandalı maviye sürmek ister diye Pollyanna ha?

Deve var mı deve siz bana onu anlatın.

Deve varsa varız, yoksa yokuz arkadaş…

Deve varsa çözüm yok, yoksa var…

Hadi bakalım, bir de bu açıdan bakın madem…

Tez-anti tez-sentez…

Zira ben artık bıktım.

At mıyız deve miyiz öğrenmek istiyorum...

Ama illa da devede ısrar edecekseniz, siz bilirsiniz.

Bakın, şakayı bırakıp size bir kez daha bu satırlar vasıtasıyla seslenmek isterim;

Kıbrıs sorunu tarihin en kritik günleri ile karşı karşıyadır.

Ve bu kritik günlerde çözüm için en gerekli şey siyasi irade ve buna cesaret gösterecek liderlerdir.

Ve liderlerin ya da en azından bizimkisinin desteğe ihtiyacı vardır.

Tamam, anladık, deve güreşine tepki gösterin de, sorun deve sorunu değil, Kıbrıs sorundur.

Bu minvalde, madem konu develerden açıldı, o zaman bu yazıyı Barış Manço abimizin o unutulmaz parçasının nakarat kısmı ile sonlandırmak isterim…

"İşte hendek işte deve

Ya aşarsın ya düşersin

Baktın olmaz vazgeçersin

Zordur almak bizden kızı…"

Yani ya bu deveyi güdersiniz ya da bu diyardan gidersiniz…

Seçim sizin…

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.