Kudret Hocanın öngörüsü ve alternatif formül tartışmaları…

Yayın Tarihi: 09/05/17 07:30
okuma süresi: 5 dak.
A- A A+
Geçen hafta gündeme getirdiğimiz 'çözüm için alternatif formül' konusu son günlerde oldukça ses getirmişe benziyor.

Özellikle Özel Danışman Espen Barth Eide'nin geçtiğimiz hafta sonu yaptığı 'Çözüm olmazsa alternatif modeller gündeme gelebilir' açıklaması Rum kesiminde tepkilere yol açarken, Rumlar BM Genel Sekreteri Antonio Guterres'e bir mektup yazarak Eide'yi şikayet etmişler.

Kusura bakmasınlar ama 'Eide çözüm için her zamanki gibi acele ediyor' demek ne demek?

Etmesin mi?

Kıbrıslı Türklerin hali ortada iken, durum her geçen gün kötüye giderken acil çözüm istemenin nesi yanlış ki Eide'den şikâyet ediliyor?

Kıbrıs müzakerelerinde tam anlamı ile bir 'tükenmişlik' yaşanmaktadır ve 'değişiklik zamanı' gelmiştir demekten başka çaremiz var mıdır?

Söz konusu 'tükenmişlik' ve 'değişiklik zamanı' laflarını özellikle kullandım çünkü Kudret Özersay hocamızın tam beş yıl önce 'Peace Review' dergisine yazdığı çarpıcı makalenin başlığı budur.

Dirseklerini müzakere masasında çürüten, başındaki saçları da muhtemelen orada kaybeden Hoca beş yıl önce olayın bu normal bilindik seyrinde 'out of the box' fikirler olmazsa olacak olanı söylemiş ve "Kıbrıs müzakerelerinde mevcut modelde umutlar tükenmiştir ve eğer alternatif bir model gündeme gelmezse bir çözüm olması zordur" ifadelerini kullanmıştır.

2004 Annan Planı sonrası yazdığı raporunda Genel Sekreter Kofi Annan'ın 'Rumlar Türklerle güç ve refahı paylaşma niyetinde değildir' noktasına da atıfta bulunan Hoca, makalesinde federasyon modeli yerine benzer başka modellerin gündeme gelmesinin mecburi olduğuna da parmak basmış.

Hoca alternatif her hangi model için ilk şart olarak "her ne model olursa olsun bunun ilk şartı söz konusu modelin her iki toplum tarafından benimsenmesi" olduğunu da not düşmüştür.

İşte geçen hafta 'Çözüm için içte ayrı, dışta tek temsiliyetli, AB'de özel statülü ara formül!' başlıklı haberimiz bu modelin nasıl olabileceğine ışık tutmaktadır.

Ve yine o haberde Hoca'nın bahsettiği 'iki toplumun modeli benimsemesi' için karşılıklı verilecek olan tavizlerden de bahsedilmektedir.

Özersay Hoca 2012'de yazdığı makalesinde "BM üyesi olacak Kıbrıslı Türklerin ayrıca AB Komisyonu'nda Rumlarla beraber temsil edilmesi" karşılığında bir toprak tavizi ve mülkiyet düzenlemesinden bahsetmektedir. Rumların da 4 özgürlük nezdinde adanın kuzeyinde bu özgürlükleri kullanabileceğini de belirtmektedir.

Söz konusu haberimizde de bazı toprak tavizleri ile Türk askeri sayısının azaltılmasının Rum toplumu bağlamında olası bir yeni modeli daha kabul edilebilir hale getireceği söylenmektedir.

Hoca makalesinde başka bir tehlikenin de altını çizerek 'çözüm modeline alternatif' denmesinin adanın her iki tarafında da bazı politikacıların bunun üzerinden anti-propaganda yapabilmesini de beraberinde getireceğini vurgulamış ve buna daha çok 'toplumlar arası güven yaratacak' bir süreç olarak bakılması gerektiğini belirtmiştir.

Nitekim bu konuda yazımın başında da vurguladığım üzere Eide'nin açıklamasına tepkiler bu bağlamdadır.

Ve söz konusu ara formül haberimizde bunun 'Federal Kıbrıs'a ulaşmak için bir basamak olduğunun' vurgusu da vardır.

Kuşku yok ki 2012'de Hoca'nın ortaya koyduğu tezlerle, bugün bir şekilde gündeme gelen ara formül denilen şey arasında son derece çarpıcı benzerlikle bulunduğu açıktır.

Federasyona inanan, en iyi çözüm modelinin bu olduğunu her yerde savunan birisi olarak elbette iki devletli çözüm modelini andıran bir şeye destek vermem söz konusu olmaz.

Ancak etrafta patlamaya hazır bulunan gaz mevzusu varken, böylesi bir modelin (ya da formülün) federal Kıbrıs amacına giden yolda bir basamak olmasına destek vermek elbette ki mantıklı olabilir…

Böylesi bir durumun adadaki 'taksim' durumunun betonlaşması bir tehlike olarak ortada durmaz mı peki?

Eh o zaman, bu kafadan bakarsak açılan her sınır kapısı, sürer durumun normalleştirilmesi açısından aynı amaca hizmet etmekten başka bir işe yaramaz.

Bu konuyu ilerleyen günlerde daha çok tartışacağız gibime geliyor…

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.