Kritik zirvede belirsiz niyetler...

Yayın Tarihi: 28/06/17 08:00
okuma süresi: 4 dak.
A- A A+

Size bu satırları Crans-Montana yolunda 36 bin feet civarı yüksek bir yerlerden yazıyorum.

Uçaklardan hala daha içime bir ürperti girmiyor değil ama bu kez cam kenarını kaptım, kendimi daha rahat hissediyorum.

Ancak kendini rahat hissetmeyen niceleri var...

Mesela Rum lider Anastasiadis...

Özel Danışman Eide'nin zirveye 'rehber olması' için hazırlayıp geçen hafta sunduğu belgeyi 'yok hükmünde' saymış bizimki... Tek o değil, Yunanistan da öyle yapmış...

Koskoca Cumhurbaşkanı basit bir belgeyi şıp diye anlayacak kapasiteye sahipken, bunu anlamamazlıktan gelip, son saniye böyle derse o zaman Türkeş'in tartışma yaratan 'zoraki' açıklamasındaki dağınık taşlar da yerine oturuyor.

Basınımızda bugünkü bazı yazılarda Başbakan Yardımcısı Tuğrul Türkeş'in 'Zirveye BM'nin zoruyla gidiyoruz' açıklamasını sanki de Türkiye zorla gidiyormuş gibi algılayanlar olduğunu gördüm.

Arkadaşlar yapmayın Allah aşkına, orada kasıt Rum tarafıydı ve nitekim Anastasiadis 'Belge yok hükmündedir' açıklaması ile bunu teyit etmiştir, bu çok açıktır.

Ancak açık olmayan şey Rumların bu işe ne kadar niyetli olduğudur.

Rumların garantilerde en azından 'tek taraflı müdahale olması ve askerlerin çekilmesi' konusunda kendilerine göre haklı itirazları vardır.

Benim için sorun yok, ben komple askersiz, garantisiz adayı savunuyorum da, toplumunuzun büyük bir kısmı garantilerin bir şekilde devam etmesinden yanadır. Bunu ne yapacağız?

İşte o yüzden Rum tarafının 'sıfır asker sıfır garanti' noktasında ısrarı bu işin başlamadan bitmesi anlamına gelecektir.

Ve yine Türkiye'nin tek taraflı müdahale ısrarı sürerse aynı şey olacaktır...

Öte yandan sermayesi, nüfusu ve diğer etkenleriyle ile adanın kuzeyinde zaten olan Türkiye'nin asker çekme konusunda katı bir tutumda olacağını hiç sanmıyorum.

Barış Burcu'nun 'Garantiler tabu değildir' açıklaması ile başlayan bu süreç bugün Türkiye'yi Cenevre'den sonra ikinci kez masaya oturup garantileri konuşma noktasına getirmiştir.

Ve bizim toplumumuzda buna bile burun kıvıranlar vardır.

Neymiş?

Türkiye samimi değilmiş.

Samimi değilse masada ne arar?

Göstermelik mi?

Dalga mı geçiyoruz nedir?

Bir kısım arkadaşımız da BM'nin süreç çökünce 'suçlanmamak için' bu konferansı göstermelik olarak düzenlediğini yazmış zaten, onlar ayrı telde...

BM'nin böyle bir derdi olsaydı Enosis krizi döneminde aradan sıyrılır, 'aha kavga ettiler' deyip hiç de suçlanmazdı.

Zaten neyi suçlayacaksınız?

Sabahtan akşama tarafların 'gavga galabasını' çeken Eide'yi mi?

Anlamıyorum.

Eline klavyeyi alan herkesin politik analist kesildiği bu günlerde Politik Bilimler mezunu birisi olarak o kadar cahil hissediyorum ki anlatamam zaten...

Hiçbir şeyi anlamıyorum, bilmiyorum, öğrenmiyorum...

Zirveyi başlamadan bitirenler, sonuç bildirgesi yazanlar, taksim edenler, gazı bölüşenler vs da gider...

Ha bir de 'yaşşayın vallahi, işiniz yeme, içme ve gezme' diyenlerimiz var...

Herhalde görev için gittiğimiz yerlerde gözlerimizi bandajla kapatıp bulunduğumuz süre içinde yemeden içmeden çalışmamız özlenir...

İşin şakası bu 'hiçbir şey olmazcı' kafaların hele de çözümcü olanları beni illet ediyor.

Bu arkadaşlar geleceği görme yetilerini kullanarak sürecin akıbetini şıp diye söyleyebiliyorlar.

Onların gördüğünü kör olan ben göremiyorum...

Tüm bunlardan öte Kıbrıs Postası olarak Crans Montana'da olacağız.

An be an tüm gelişmeleri sizlere aktarmak için çok çalışacağız.

Tek dileğim hayırlı haberler vermek...

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.