Kissinger'in tavsiyesi, adanın kaderi...

Yayın Tarihi: 03/09/18 07:00
okuma süresi: 5 dak.
A- A A+

Tarih 13 Ağustos 1974…Sabah saat 9.00…Yer Oval Ofis, Beyaz Saray-Washington…

Amerikan Başkanı Gerald Ford, Dışişleri Bakanı ve Ulusal Güvenlik Danışmanı Henry Kissinger ile Ulusal Güvenlik Konseyi'nden General Brent Scowcroft, sabah toplantısında Kıbrıs adasında gerilen durumu görüşmektedirler.

O sıralarda, adaya 20 Temmuz 1974 günü çıkan Türk ordusu çeşitli yerlerde ilerledikten sonra, durmuş ve taraflar Cenevre'de bir araya gelip sorunun çözüm yollarını aramaktadırlar. Ancak Türkiye, ikinci müdahale için saatleri saymaktadır.

Amerikan tarihinin aynı anda hem Dışişleri Bakanı hem de Ulusal Güvenlik Danışmanı görevlerinde bulunan tek siyasi figür olan Kissinger söze başlar: "Türkler müzakereler ne kadar sürer ve genişlerse, tek yönlü askeri müdahalenin o kadar zor olacağını düşünüyorlar. Bunu bir sorun olarak görüyorlar. Yunanlılar ise 36 saatliğine üslerine dönmek, zaman kazanmak ve görüşmelerin yeniden başlamasını istiyorlar. Türkler bu uzatmayı vermeyi reddediyorlar çünkü tek taraflı müdahale zor hale girecek."

O sıralarda ünlü Watergate Skandalı yüzünden istifa eden Richard Nixon'ın yerine başkanlığa gelen Gerald Ford'un, bu görevdeki sadece 5.günüdür. İleride, Amerikan tarihi yazılırken, Başkan Ford için 'yürürken sakız çiğneyemeyecek adam' sözü sarf edilecektir.

Açıklamayı dinleyen Ford kısaca Kissinger'e sorar: "Peki, Türkler, tek taraflı hareket ederse ne yapacağız?"

Hala daha hayatta olan, (1923 doğumlu) Kissinger cevap verir: "Güvenlik Konseyi'nde aleyhlerinde oy kullanacağız. Bu arada Yunanlıları da savaşa girmemeleri için tutmak zorundayız. İkisi arasında savaş istemiyoruz ancak iş o noktaya varırsa, Türkiye bizim için daha önemlidir, onların tarafında yer alırız. Çünkü Türkler, Kaddafi gibi birisini siyaseten üretme potansiyeline sahiptirler."

Ardından Kissinger, son durumu öğrenmek için General Scowcroft'u Ankara Büyükelçisi Macomber'i aramak için gönderir.

10 dakika sonra geri gelen Scowcroft'ta haberler kötüdür.

Generalden son durumu alan Kissinger yine söz alır: "Kıbrıs'ta durum kontrolden çıktı, kurtarmaya çalışıyoruz. İngilizler her şeyi berbat etti. Eğer Türkler hareket ederse, Güvenlik Konseyi'nde mahkum edilecek. Sovyetler bununla başlarına vurur. Bazı meslektaşlarımız Türkiye'ye yardımı kesmek isterler ama bu bir felaket olur. Türklerin, Kıbrıs'ın üçte birine sahip olmaması için herhangi bir Amerikan nedeni yoktur…Bu arada, Eski Başkan Nixon, Ecevit'e afyon konusu ile ilgili bir mektup yazdı ancak göndermedik. Bu mektubu sizin adınıza tekrar yazıp gönderebiliriz. Bence bu afyon işi tam bir saçmalık. Ne dersiniz, Türklerle kavga etmek ister misiniz? Yoksa ben mi edeyim? Aslında ben edeyim."

Bunun üzerine Ford cevap verir: "Madalyonun diğer yüzüne bakacak olursak, senin Ecevit'le çok iyi bir ilişkin var. Ona benden daha az zarar gelir."

Bu lafın üzerine, ikili, Kıbrıs konusunda biraz daha bekleme kararı alırlar. O bekleme süresinde de olanlar olur…

İşte, Fileleftheros Gazetesi'nin editörlerinden Nikos Meletis'in geçen gün yayınladığı bu belgeye göre, Kıbrıs'ta bölünmenin mimarı sayılan Kissinger'in, çiceği burnunda Amerikan Başkanı Ford'la yaptığı bu görüşme, tam da o mimarlık işine ispat olarak görülmelidir.

Yeni Dünya Düzeni denilen kavramın dallanıp budaklanmasında da söz sahibi olan, Kamboçya'da 4 milyon kişinin ölümüne sebebiyet veren bombalamayı destekleyen, ancak Vietnam Savaşı'nın sona ermesi için hatırı sayılır çaba harcadığı için 1973'te Nobel Barış Ödülü'ne layık görülen Kissinger, işte bu tavsiyeleri ile ikinci harekata, yani işgale yeşil ışık yapmış, ertesi gün 'Ayşe tatile çıksın' kriptosunun Ankara'ya ulaşması ile birlikte, Türk askerleri ikinci kez Kıbrıs adasına müdahale etmiştir.

Sonrası, şu an geldiğimiz noktadır.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.