Şimdi sıra Sayın Akıncı'dadır

Yayın Tarihi: 09/11/18 07:00
okuma süresi: 6 dak.
A- A A+

Şimdi sıra Sayın Akıncı'dadır

Kıbrıs Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Nikos Anastasiadis, salı gecesi halka seslendi ve basının da sorularını yanıtladı…

Sen miydin yanıtlayan…

Efendim, adam işlevsel bir devlet modeli için 'merkezdeki yetkilerin çoğunu kurucu devletlere verelim' minvalinde konuştu, 'azınlık çoğunluğa hükmetmesin (mekanizmayı işlevsiz hale getirmesin) çoğunluk da azınlığı ezmesin (hep onların dedikleri olmasın)' dedi, sen miydin diyen?

Vay efendim, merkezdeki yetkileri azaltıp, güçlü kurucu devlet kurulmasını istemesi, aslında 'siyasi eşitliği istemediği, hazmedemediği' yüzündenmiş, zihniyet değişimine ihtiyaç varmış da bilmem ne…

Gerçekten anlaşılır gibi değil.

Bugüne kadar 'Rum'a yama olmayız' diye yeri göğü inletenler, bir bakıyoruz, 'alın size güçlü kurucu devlet' denilince 'e sen benle yetki paylaşmak istemiyorsun' diye yaygaraya başlıyor.

Bir de Rum lider bizi 'azınlık' görmüş efendim, olur mu hiç öyle şey?

Bugün gaz üzerinde, toprak üzerinde, bilmem ne üzerinde iddia ettiğimiz hakların kaynağı, 1960'ta 70'e 30 oranında kurulan bir azınlık çoğunluk ilişkisi üzerinden değil mi?

Sayımız şimdi de az değil mi?

Az.

Eee?

Neyin peşindesiniz?

BM kriteri olan 'siyasi eşitlik' sağlanmazsa zaten çözüm olamayacağı en az benim tepemde dökülen saçların yarattığı açıklık kadar açıkken, nasıl bir yorum ve okumadır bunlar?

Üstelik, bu 'azınlık' küskünlüğü yaşayan arkadaşlar Kıbrıs'ın kuzeyinde çoğunluk olduğumuzu zannediyorlar herhalde…

Sokaktaki Kıbrıslı Türk sayısı nedir?

Bunları sorduğumuz zaman, efendim, 'ayrımcı, ırkçı' oluyorum ama geçelim, konuya dönelim…

Konuşmasını yönetim ve güç paylaşımı üzerinden kuran Rum Lider, bu noktada merkez devlette olacak olan yetkileri şu şekilde de bütünden ayırmış;

Öyle ki, kurulacak olan federal devletin ortak kısmındaki yönetim,

  1. a) Devletin bir ve tek uluslararası kişiliği, egemenliği ve tabiiyetine
  2. b) Toprağın, halkın, ekonominin ve doğal zenginliklerinin bütünlüğüne, ?c) Federal Devletin savunması ve güvenliğine ve aynı zamanda sınırlarının korunmasına, ?d) Federal Devletin AB'de, BM'de ve diğer uluslararası örgütlerde tek ve etkin katılımına, ?e) Gerekli oldukları konusunda kararlaştırılan diğer tüm yetkilere karar verir.

Allah aşkına bu yukarıda saydıklarımın kapsayacağı kamusal alana bir bakın.

Yani şimdi Tapu ve Kadastro Dairesi, atıyorum, ortak devlete ait olmasın da kurucu devletler kendi halletsinler denilince, Rumlar bizimle siyasi eşitlik paylaşmak istemiyor mu anlamına gelir?

Yıllarca müzakere sürecinde 'güçlü bir kurucu devlet istiyoruz' diye konuşanların, bugün Rum bu noktaya gelince, burun kıvırması neye hacettir?

Rum Lider, çok açık ve net bir şekilde, konuşmasında, altını çize çize, 'askersiz ve garantisiz bir Kıbrıs' konusu da şart koşmuştur.

Bu konu gerek Cenevre'de gerekse de Crans Montana'da bizzat Türkiye'nin de bulunduğu masada tartışılmış, uzlaşı noktasına da çok yaklaşılmıştır.

Dolayısıyla, ortadaki konu çok ama çok açıktır: Rumlar, yönetim ve güç paylaşımı konusunu, ki bence Kıbrıslı Türkler için en hayati başlıktır, güvenlik ve garantiler başlığı ile 'trampa' etme niyetindedir.

Bence Rum Lider, salı gecesi, net bir şekilde bunu demiştir.

Bunu derken de teklifinin altını kendi iç dinamiklerini de düşünerek, ustaca ortaya koymuş ve bu mesajı bize göndermiştir.

Hal böyle olunca, onun muhatabı olan Mustafa Akıncı'nın 12 Kasım gecesi yapacağı 'cevap' basın toplantısı kritik bir hale gelmiştir.

Peki biz ne diyoruz?

Cumhurbaşkanı Akıncı, sözcü vasıtasıyla yaptığı ilk açıklamasında, 'siyasi eşitliğimizi hazmedemediler' demiş, suçlama oyununa yönelmiştir ama "Sayın Anastasiadis merkezi yetkilerin hangilerinin kurucu devletlere aktarılmasını düşündüğü konusunda netleşirse ve sonuç odaklı ucu açık olmayan bir süreç söz konusu olursa, o takdirde Kıbrıs Türk tarafı olarak bunu konuşmaya kapalı olmayız" da demiştir.

İşte bu nokta pazarlığın başladığı noktadır.

Öte yandan Anastasiadis, Lute'un 31 Ekim günü yaptığı günlük ziyarette, BM Genel Sekreterinin 'prosedür ve neyi görüşeceğinizi acil olarak belirleyin' mesajına salı gecesi kendi penceresinden cevap vermiştir.

Rum lider ayrıca, Guterres'in 15 Ekim raporunda, 'sadece' federasyon temelinde 'yeni ve yaratıcı fikirlere açığım' şeklinde yaptığı çağrıya açıkça cevap vermiş ve masaya 'adem-i merkeziyetçi' modeli atmıştır.

Şimdi sıra Sayın Akıncı'dadır.

Eğer kendisi hangi yetkileri, nerede görmeyi istediğini, bunların neler olması gerektiğini kamuoyuna açıklarsa, bence Rumların şu an için elinde tuttuğu 'müzakereyi yönlendirme' halini eline geçirir ve cevap hakkı, düşünme sırası Rumlara geçer. Elbette, garantiler konusundaki görüşlerini de bu açıklamanın bir köşesine eklemelidir…

12 Kasım gecesi umarım bu ve bunun gibi sorularımızın cevaplarını duyarız…

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.