Hep zirvede olmak…

Yayın Tarihi: 10/12/18 08:00
okuma süresi: 4 dak.
A- A A+
Hatırlıyorum da, Kıbrıs Postası'nın o zamanki ve de halen Genel Yayın Yönetmeni olan Rasıh Reşat ile iş görüşmesine gittiğim gün ona 'sıfatım ne olacak bu gazetede, görev olarak ne düşünüyorsunuz' diye sormuştum.

Rasıh da bana 'sen kendini joker olarak gör' demiş, sonra da 'aramıza hoş geldin' demişti.

O günden bugüne hafızam beni yanıltmıyorsa, 4 yıla yakın bir zaman geçti.

Gerçekten şimdi bu satırları yazarken düşünüyorum da başıma acı tatlı neler neler gelmiş…

Arada, bir müddet başka bir proje için ayrılsam da, Kıbrıs Postası maceram, her gün yeni bir heyecanla sürüyor.

Doğrusunu söylemek gerekirse, kah muhabir, kah gece editörü, kah uzunca bir süre günlük yazılarla köşe yazarlığı derken, en sonunda kendimi Kıbrıs Postası TV'de sunuculuk yaparken buluverdim.

Rasıh'ın ilk başta dile getirdiği 'joker' olma mevzusunu böylelikle layığıyla yerine getirdiğini düşünüyorum.

Kıbrıs Postası aslında böyle bir yer, bir okul…

İçine girdiğiniz zaman kendinizi daha iyi yapmak, daha iyiye ulaşmak için doğal bir motivasyonla çalışmak zorunda hissediyorsunuz.

Yanlış anlaşılmasın, çalışma motivasyonunun, hele de bizim gibi 24 saat, haftada 7 gün çalışmak zorunda olduğunuz bir mesleği icra ediyorsanız, doğal olarak içinizde olması şarttır.

Hal böyle olunca işinizi sevmekle kalmıyorsunuz, gazeteciliğin en güzel noktası olan hızlı ve doğru bilgi vermenin hazzını da yaşıyorsunuz.

Kıbrıs Postası öyle bir yer çünkü…Haberi alıyorsunuz, 5 dakikada yazıyorsunuz, editöre gönderiyorsunuz ve hooop, onbinlerce okuyucuya dakikalar üzerinde ulaşıyorsunuz…Bir gazeteci daha ne ister?

İşte bu motivasyonun en büyük kaynağı da kurum içerisinde mevcut olan 'aileye ait olma' hissidir…

Gazetenin sahibinden, kahvecisine, muhasebecisinden şöförüne kadar büyük ve samimi bir aileden bahsediyorum…

Kıbrıs Postası benim için bir ailedir.

Gerek köşe yazılarımda, gerek sunduğum programlarda, gerekse de yaptığım haberlerde bir günden bir güne 'Ulaş ne yapıyorsun?' ya da 'Ulaş, şu haberi yapma, şunu konuşma' denilmeyen, tamamen özgür bir aile ortamından bahsediyorum.

Düşünün, bazı çevreler, Kıbrıs Postası'nı 'statükonun kalesi' olarak lanse etmeye çalışmakta, Kıbrıs sorunu bağlamında 'statükoyu korumaya yönelik yayınlar yapan bir yayın organları birliği' olarak görmektedir.

Ancak her ne halse, Kıbrıs Postası, özellikle 2015'te başlayan şu son müzakere sürecinde, tabiri caizse, sürecin tam kalbindeki yayın organı olma özelliğini kimselere kaptırmamıştır.

Üstelik bunu yaparken, asla iddia edildiği gibi statükoyu korumaya yönelik değil, tamamen gerçek bilgilere dayanan, olaylar nasıl cereyan etmişse onu esas alıp yayın yapan bir çekim merkezi olmuştur.

Gerek Kıbrıs sorunu konusunda hiç yazılmayan, hiç bilinmeyen, en doğru ve en hızlı bilgileri aktarma yönünde, gerekse de bu süreçte gidilen 5 ayrı zirvede, teknolojinin gereklerini de kullanarak, Kıbrıs Türk halkına en hızlı bilgileri aktarma noktasında oldukça başarılı işler çıkartmıştır.

Bugün Kıbrıs Postası'nın öncülüğünü yaptığı bu yayınlar, adanın kuzeyinde oldukça popüler hale gelmiş, halkın bilgiye daha hızlı ulaşması noktasında çığır açmıştır.

O yüzden de, Birleşmiş Milletler binasının 38.katından, dünyanın zirvesinde başlayan o yayın süreci, bugün adanın kuzeyinde de yine alıştığı yerde, zirvededir.

Çünkü her zaman zirvede olmak Kıbrıs Postası'nın ruhunda vardır…

Daha nice yıllara…

Daha nice güzel, hayırlı haberlere…

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Ulaş BARIŞ yazıları