Tarihi bir sonuç...

Yayın Tarihi: 28/05/19 07:00
okuma süresi: 6 dak.
A- A A+

Tarih 24 Nisan 2004…

Arkadaşımın evinde oturuyorum…

Annan Planı referandumunun sonuçlarını bekliyoruz, televizyon önümüzde açık.

Az sonra NTV'den Selim Sayarı bildiriyor, bizim %65 evet, Rumların ise %76 hayır oyu verdiğini söylüyor, plan ölüyor, dünya başımıza yıkılıyor.

Ondan iki gün önce AKEL Politbürosunun aldığı 'hayır' kararı sonrası, 'bir mucize olur, AKEL kitlesi belki dinlemez, bu fırsat kaçmaz' diye son ana kadar içimizde tuttuğumuz umutlar işte öyle ölüyor, geriye şiddetli bir AKEL 'siniri' kalıyor.

Sinir derken, anlayın işte, hafif tabir olsun diye yazıyorum…

Sadece bende değil, çözüm güçlerinin genelinde kalan bu 'sinir', aradan geçen 15 yılın ardından, AP seçimlerinde ortaya çıkan tablo ile birlikte yerini ılık bir havaya bırakmış durumdadır. Kendimden biliyorum.

Yanlış anlaşılmasın, Pazar günü yapılan tarihi seçimde, Kıbrıslı Türklerden aday olan herhangi birisi kazansaydı, ben bu makaleyi yine 'tarihi bir kırılma anı' olarak, farklı nüanslarla yine yazacaktım.

Ancak, AKEL'in aday gösterdiği Niyazi Kızılyürek kazandı ve bu bağlamda yukarıda yaptığım girişe vesile oldu.

Hoş, makalenin devamında da bu yönde devam edeceğim, çünkü 2004 yıkımının yarattığı 'umutsuzluk' ortamının, aldığı o talihsiz kararla, en büyük sorumlularından olan AKEL, Hoca'yı AP seçimleri için aday göstererek oldukça devrimci ve cesaret gerektiren bir karar almakla kalmamış, bu kararının arkasında durmuştur.

Hem de Neoklis Silikiotis gibi, çoğu kişinin 'partinin 2'nci adamı' gördüğü bir adayı sandıkta bırakarak!

Bu bağlamda AKEL, benim gözümde, 2004 yıkımının yarattığı tahribatı büyük oranda tamir etmekle kalmamış, aynı zamanda Kıbrıslı Rumların federal çözüm yönündeki iradesinin pozitif yönde değiştiğini de net olarak ortaya koymuştur.

Başarıyı rakamlarda arayanlara buradan selamlarımı göndererek, seçimlerde sırasıyla %29 ve %27 oy alan DİSİ ve AKEL'in, toplamda %56 'federal çözüm' yönünde tavır alan partiler olduğunu da buraya not etmek isterim. Öte yandan ELAM'ın yüzde 8'i ile gurdizlenmek isteyenler elbette buna devam etmekte özgürdürler.

Çünkü ne kadar gurdiz edilirse edilsin değişmeyecek olan tarihi sonucun ışığında, Kıbrıslı Türk bir adayın, Kıbrıslı Rumlar tarafından seçilebileceği her şeye rağmen ispat edilmiştir. Bu minvalde alınan sonuç, etnik ayrımcılığa, düşmanlığa ve adanın her iki tarafında da yaratılan statükonun yüzünün ortasına tokat gibi patlayan bu zafer, Kıbrıs adasının sorununun tek bir yolla, iki bölgeli, iki toplumlu, siyasi eşitliğe dayanan federal bir modelle çözülebileceğinin sadece teorik olarak değil, pratik olarak da ispatı olmuştur.

Dahası, Niyazi Hoca gibi federasyonun kitabını yazan birisinin kazanması bu pastanın çileği olmuştur.

Elbette, bu zaferi karalamak isteyen, küçük düşürmeye çalışan, konuyu başka türlü mecralara çekmek isteyen çevreler vardır, olacaktır da ama ne kadar uğraşırlarsa uğraşsınlar, ortaya çıkan sonucun 'tarihi' olduğu gerçeğini değiştirmeleri mümkün olmayacaktır.

Bu bağlamda, birincisi, çeşitli ara kesitlerde ama özünde statükoculukta buluşan bu sağ ve sol çevreler, Niyazi Hoca'nın veya başka herhangi bir adayın seçilememesi durumunda 'Rumlar bizi istemez, seçmez, niye uğraşıyorsunuz' şeklinde propaganda için, avcılık tabiri ile 'fermada' beklerken, Kıbrıslı Rumlar ve Kıbrıslı Türkler (her ne kadar oy etkisi olarak arada büyük fark olsa da) ortak liste üzerinden bunu bozmuş, bu büyük 'ezberi' sonsuza kadar değiştirmişlerdir.

İkincisi, Kıbrıslı Rum seçmen, sadece AB'de değil, tüm dünyada tırmanmaya geçen aşırı sağ oluşumların önüne geçerek, ELAM gibi bir partiyi (her ne kadar oy artırmış olsa da) sandıkta bırakmış ve yine bizim malum çevrelerin 'Rumlar faşisttir, hepimizi kıtır kıtır kesecekler' şeklindeki 'fermasını' da bozmuştur. Bu seçimin en önemli sonuç ve de mesajlarından birisi de kuşkusuz bu olmuştur.

Ve üçüncüsü, her ne kadar bu satırların yazarı birçokları gibi katılım oranının daha yukarılarda olmasını düşünüyor olsa da, 2014 seçimlerine göre 3 katı Kıbrıslı Türk'ün seçimlerde oy kullanmasını olumlu değerlendirmektedir.

Muhakkak ki, kuzeyde örgütlü bir oluşum, misal CTP, kalkıp da parti organlarına 'oy verilmesin' diye fetva vereceğine, yine partinin eski topraklarının gönüllü ortaya koyduğu çabayı destekleyebilse, kuşku yok ki bu oy miktarı daha da yukarılarda olacaktı.

Yine de, Kıbrıslı Türklerin, tam da yeni hükümetimizin dün okunan 'federal Kıbrıs çözümü tükendi, yeni modeller olsun' şeklindeki statükonun yeniden ve yıldızlanmasını öngören programındaki ifadelere inat, bu tarihi sonucun ortaya çıkması için ortaya koydukları katkı eşsizdir, çok değerlidir ve 'oyun değiştiricidir.'

Naçizane tavsiyem, olaya katılım üzerinden değil de tabelada yazan sonuç üzerinden bakılmasıdır.

Çünkü çözüm mücadelemiz sonuna kadar, bu adaya huzur gelene kadar devam edecektir.

Son olarak Niyazi Hoca'yı (ve seçime katılan diğer tüm adayları) bir kez daha kutlar, başta AKEL yönetimi olmak üzere, bu tarihi sonucun ortaya çıkmasını sağlayan Kıbrıslı Rum ve Türk kardeşlerimi çözüm ve barış istencimin tüm ateşiyle kucaklarım…

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.