Nisan sıkıntısı...

Yayın Tarihi: 30/09/19 07:00
okuma süresi: 5 dak.
A- A A+

CTP Genel Başkanı Tufan Erhürman, dün Yenidüzen'de yayımlanan röportajında enteresan ifadeler kullanmış.

Kendisine yöneltilen 'Cumhurbaşkanı ve Dışişleri Bakanı şu an New York'ta. Farklı görüşleri olduğu ortada. Orada ayrı ayrı görüşmeler yapmaları ve farklı şeyleri dile getiriyor olmaları süreci nasıl etkiler?' şeklindeki soruya, "İkisinin de New York'ta olması diplomatik açıdan olması gerekendir. Burada önemli olan ikisi içeride farklı görüşlere sahip olsalar da, New York'ta, mümkün olduğunca üzerinde ortaklaşan noktaları öne çıkarmaları gerektiğidir. İkisinin yaptıkları temaslarda hangi görüşleri savunduklarını bilmiyorum…" diye cevap vermiş.

Öyle mi Sayın Başkan?

Demek bilmiyorsunuz…

Ben size anlatayım.

Sayın Akıncı, orada, 1977'den beri resmi şekilde görüşülen, sizin başkanı olduğunuz partinin tüzüğünün ikinci maddesinde yazan, Kıbrıs Türk halkının hala daha en az yüzde 65 oranında desteklediği iki bölgeli, iki toplumlu, siyasi eşitliğe dayanan federasyon tezini savunmaktadır. Tüm temaslarında bunu vurgulamış, bugün yapacağı Guterres görüşmesine de olumlu duygularla gideceğini ifade etmiştir.

Sayın Özersay ise, Kıbrıs Türk toplumunda sanki de bir iki başlılık varmış intibasını yaratmak ve taksim tezlerini, güya yeni ancak bayatlamış eski fikirleriyle savunmak, BM koridorlarından topladığı değişik türden sandalyeleri birleştirerek, yoldan geçen diplomatları çevirip hal hatır sormak için oradadır. Bulduğu hemen herkese federasyon öldü demekte, sonra da kendi taksim tezlerini ballandıra ballandıra anlatmaktadır.

Buna rağmen, Tufan Hocamın, ne yapıldığı, çok açık bir şekilde belli olan, bizi bu ceberrut statükoya mahkum etmek için harcanan bu emekleri 'bilmiyorum' diye cevaplamasını, eğer bir yazım hatası yoksa, en basitinden 'talihsizlik' olarak niteliyorum.

Halbuki vereceği cevap çok basitti: "Cumhurbaşkanı orada bizim de ful destek gösterdiğimiz şekilde federasyon tezini savunmaktadır. Dışişleri Bakanı ise, halkın federasyon iradesine karşı, iki başlılık yaratmaya çalışmakta, paralel temaslar yaparak, Cumhurbaşkanının elini zayıflatmayı amaçlamaktadır."

Ama işte, bu cevap yerine, 'ikisi' diye başlayan cümlelerle, o bilindik efendi ve kibar üslubuna ters, yukarıda alıntıladığım cevabı vermiştir.

Sanırım Tufan Hoca, 2020 Nisan sıkıntısı yaşamaktadır.

Bir tarafta onu başkan adayı yapıp, kazandırıp (ya da kaybettirip), boşalacak olan CTP başkanlığı koltuğunu hayal edenlerin baskısı, öte yandan, onu Akıncı'nın karşısına dikip, çözüm cephesini böldükten sonra çıkaracakları adayla aradan sıyrılmaya çalışacak sağ cenahın sahte alkışı arasında sıkışmış bir Tufan Hoca profili vardır.

Yanlış anlaşılmasın, normal şartlarda, CTP'nin aday çıkarmasına, onun da adaylığına hiç itirazım olmaz.

Ancak, geldiğimiz bu noktada, bu son derece kritik süreçte yapılması gereken şey safları sıklaştırmaktır, ayrıştırmak değil.

İkide bir Nazım'ın dizelerini paylaşarak yapılacak bir sıklaştırmadan bahsetmiyorum.

Bizzat, çözüm güçlerinin en örgütlü ve en büyük oluşumu olan CTP'nin başı çekeceği, şu an federasyon görüşmelerini sürdüren Cumhurbaşkanının arkasında kale gibi duracak, statükoyu kökünden söküp atacak bir saf sıklaştırmasından bahsediyorum.

Kıbrıslı Türklerin tek şansı olan federasyon temelli çözüm amacı, ne kişisel hırs ne de parti içinde çöreklenen bir takım liboşların küçük parti çıkarları uğruna harcanacak bir şey değildir.

Dolayısıyla, bu yukarıda alıntıladığım talihsiz ifadelerin biraz da bu sebepler yüzünden kafa karışıklığı yarattığını düşünüyorum.

Ve bu bağlamda, federasyonun defa defa kitabını yazmış birisinden, yani Tufan Hoca'dan, yazdığı kitapların kıymet-i harbiyesini bizzat ortaya koymasını bekliyorum.

Açıkçası, muhtemelen üçlü, ardından da beşli bir zirvenin toplanması olasıyken, çözümün kıyısında otururken, kalkıp da çözüm güçleri olarak birbirimize gireceksek vay halimize…

Umarım herkes mantıklı davranır…

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Ulaş BARIŞ yazıları