Guterres'in niyeti...

Yayın Tarihi: 02/10/19 07:00
okuma süresi: 5 dak.
A- A A+

Merakla beklenen Antonio Guterres-Mustafa Akıncı görüşmesi, önceki gün yapıldı.

Geçtiğimiz Cuma günü Guterres ile görüşen ve ardından 'üçlü zirve ufukta görüldü' diyen Rum Lider Nikos Anastasiadis'in açıklamalarının ardından, bu görüşmeden en azından üçlü tarihi çıkabileceğine yönelik beklentiler yükselse de, durum bu yönde olmamıştır.

Diplomatik kaynaklardan edinilen bilgilere göre, Kıbrıslı Türk heyetini kapıda karşılayan, tek tek hepsinin elini sıkan ve görüşmeyi 20 dakika yerine 40 dakika sürdüren Guterres, yeni bir süreç başlatma konusunda oldukça hevesli olduğunun sinyallerini vermiş.

Cumhurbaşkanı Akıncı'nın da görüşme sonrası yaptığı açıklamalarda, "Sayın Genel Sekreteri 3'lü ya da 5'li görüşmeler ile ilgili inisiyatif alma noktasında gördüm. Uygun bir şehirde bir araya geliş söz konusu olabilir, önemli olan bunun hazırlığıdır. Önümüzdeki günlerde Guterres'in bu hazırlıkları yapıp karar vermesini bekleyeceğiz" ifadelerini kullanması, söz konusu sinyalin açık bir teyidi olarak dikkat çekmektedir.

Yine BM'ye yakın kaynaklar, Guterres'in yeni bir süreç başlatıp, sonucunda da başarısız kalınmasının adadaki statükonun kalıcılaşmasına, dahası, federal çözüm hayallerinin ölmesine yol açacağı endişesi taşıdığından, ince eleyip sıkı dokuduğunu söylemektedirler.

Görev süresine resmen başladığı 1 Ocak 2017 tarihinden sadece 8 gün sonra, 9 Ocak günü, kendini Cenevre'de başlayan Kıbrıs konferansında bulan Guterres'in, Kıbrıs sorununa özel bir ilgi gösterdiği aşikardır.

Nitekim, Haziran-Temmuz 2017'de toplanan ve kendisinin ayrı ayrı iki kez gittiği Crans Montana zirvesinde, ileride eğer çözüm olursa, onun mihenk taşı sayılacak olan 6 maddelik kriterlerini masaya koyması bu ilginin önemli bir göstergesidir.

Dahası, o kriterler içindeki mülkiyet başlığı ile ilgili olan kısma, kendi ülkesi Portekiz'den esinlenerek iki yollu çözüm mekanizması önerisi yapması, yine Genel Sekreterin çözümle ilgili yaptığı ciddi bir açılımdır.

Kıbrıslı Türklerin mülkiyet konusunda çok açık bir kazanımı olarak dikkat çeken bu açılım, Kıbrıs konusunu 'Türkiye'nin etkin ve fiili müdahale hakkı kırmızı çizgimizdir' söylemi dışında değerlendiremeyen çözüm karşıtlarının karşı saldırısı ile yeteri kadar ses bulamamaktadır.

Defalarca yazdığım gibi, söz konusu açılım, toprak tavizi yapılacak olan mallarda ilk söz hakkını malın ilk sahibine verirken, Girne gibi iade edilmeyecek yerlerde, ilk söz hakkını şu anki kullanıcıya, yani bize vermektedir.

'200 bin Rum içimize dönecek, evlerimizi alacak' şeklindeki 80'lerden kalma hamaset edebiyatını yerle bir eden bu açılım orada dururken, son ayların fenomeni Başbakan Ersin Tatar, hemen her katıldığı programda ya da etkinlikte, Guterres Çerçevesini şeytanlaştırmakta, bunu '1960 öncesine dönüş' olarak adlandırmaktadır.

Bunu yapmasının sebeplerinden en büyüğü 'Rum'un malı da benim malım, benim malım da benim malım' şeklindeki ganimetçi zihniyetin yanı sıra, o çerçevenin ilk maddesinde 'tek taraflı müdahale hakkının olduğu bir garanti sistemi sürdürülemez' diye yazmasındandır.

Bu arkadaşların pek bir sevdiği 'etkin ve fiili garanti' söylemini ortadan kaldıran bu madde, Kıbrıslı Rumların olmazsa olmazıdır.

Hal böyle olunca ve gerek Başbakan, gerek ortağı, gerekse de Kıbrıslı Türk yetkililer ile Türkiye, Kıbrıslı Rumların bu isteğine 'asla' derlerken, 'Rumlar siyasi eşitliğimizi kabul etmiyorlar, istemezler' diye propaganda yapmaktadırlar.

En federasyoncu geçinenlerimizin bile sırf Türkiye karşıtlığı gibi durur diye, bu mevzuyu es geçip, 'siyasi eşitlik' diye tutturması hiç ama hiç gerçekçi ya da samimi değildir.

Kıbrıs sorunu, diğer tüm sorunlar gibi karşılıklı tavizlerle çözülmek zorundadır ve geldiğimiz noktada, Kıbrıslı Rumlar, yönetimi ve gücü Kıbrıslı Türklerle paylaşmak zorunda olduğu gibi, Kıbrıslı Türkler de kendi güvenliği için diğerinin güvenliğini tehdit etmeyecek bir formül bulunmak zorunda, yani garantilerden taviz vermek zorundadır.

Birbirimizi kandırmayı bırakıp, işin özüne yönelirsek, bu sorun 24 saatte çözülür.

Şimdi top Guterres'te ve onun güzel olmasını dilediğimiz niyetinde…

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Ulaş BARIŞ yazıları