Hewreman'da ceviz mevsimi...

Hewreman İran ve Irak sınırı civarında kalan, muhteşem tarihi yapılara sahip bir yerleşim yeri.

Zagros Dağları'nın hakim olduğu bölge, 19. yüzyılda batılı seyyahlarca "Kartallar Yuvası" ismini almış.

*

3500 metreyi geçen yükseklikteki dağlarla çevrili bölgede sonbahar geldi.

Her yörenin kendine has sararır yaprakları.

Hewreman'da da öyle.

Sonbaharın gelmesiyle, bölgenin önemli geçim kaynaklarından olan ceviz için hasat başlıyor. Bölge halkı olan Hewremiler, topladıkları cevizleri pazarlarda satarak geçimlerini sağlıyor.

Bölgeye çetin bir kış yaklaşıyor.

Yaklaşık 800 evin bulunduğu Hewreman, bahara kadar kışın pençesinde olacak.

*

Ellerinin emeği, çoluk çocuk demeden alınlarının teri ile topladıkları cevizlerin satılması ve kışı, evlerinde hiç bir medeni koşul olmaksızın yaşayacakken, en azından erzaklarının ve odunlarının sıcaklığı ile geçirmek hayalindeler.

Kimi yöreler böyle.

Hayatlarındaki en önemli unsur, gelen yeni mevsime karşı direnebilmek ve onu doyasıya yaşayabilmek.

*

Hewreman'da sadece çay ve şeker yok!

Bunlar dışında her yiyeceklerini, elbiselerini, ayakkabılarını bölge halkı kendileri yapıyor. Hiç işsizleri yok. Hiç şikayet eden de yok. Kanaatkar insanlar.

Herkesin kendilerince bir işi var.

Ekip biçtiklerini satıyor ve hayatta kalıyorlar.

Coğrafyanın zorluklarını bile güzellik olarak nitelendiriyorlar.

Dünyanın bir yerinde insanlar, sadece zaman zaman verilen elektirikle aydınlanıyor ya da karanlıkta yaşıyorlar. Yolsuz yaşıyor.

Soğuğun etkisinden şikayet etmiyorlar.

"Dağ olmasa, kış olmasa su olmazdı" diyorlar.

*

İnsanlığın kirlenmemiş hali gibiler.

Varlığın şaşırttığı, gücün kibirlendirdiği gerçeklerden uzak, hiçliğin tenhalığında, doğanın evlatları onlar.

Hayalleri var, umutları var: Baharın Hewreman'a getirdiği güzelliği yeniden görebilmek.

Hepsi bu!