Sarıl şiirlere

Yayın Tarihi: 07/01/16 08:00
okuma süresi: 2 dak.
A- A A+

Bir aşkın tenha sokaklarında dolaşmak ya da yağan yağmurun kokusundan mahrum kalmak gibi endişelerin olur. Sürdürmekle bırakmak arasına sıkışır hayatın.

Nefes aldırmaz bir geçmişe bakıştır bu. Kaçınılmaz olana giden bir ilişkidir.

Acını kalbine saklar, kalmanın kaldıramayacağın tortusunu solumak yerine, sadece gidersin, zamanın arkandan geldiğini hissederek.

Senin, onun ardından gittiğini anlamadan.

O zaman, senin nerende olursa olsun, geçer.

Sen unutursun. Acın diner. Hatıralarında kalan patiska kadar yumuşak duygulardır artık.

Unutmanın hafifliği ile yaşarsın günlerini. Neşeli, yenilenmiş, yarına bakar gözlerle.

*

Yok yok. Sen yine de kendini kandırma.

Bir aşkın ertesi, kalbine dolan ışık yanıltıcıdır. Zaman da ilaç olmaz. Eksilmelerine makyaj yapar, kalbine varlık gibi gösterirsin. Hiçbir boşluk dolmaz. Sen onları doldurmuş gibi devam edersin.

Ama bir aşkın pençesinden kurtulmak kolay değil.

Unuttuğunu sandığının seni unutması ile başlar esas yalnızlığın.

Bu yalnızlık seni yaralar.

İşte bu yüzden büyük şairler şiire sarılmıştır.

*

Hatıralarını unutmak, kendinle kavganda, kaybeden tarafındır.

Unutmak, hatıralarının yok olması, geçmişinin dilim dilim senden kopmasıdır.

Bu ihaneti kendine yağarsın. İçinden geçen bir aşkı unutmak için geniş zamanları siler, geçmiş zamanlarda yok edersin.

*

Yok yok. Sen yine de kendini kandırma.

Bir aşkın ertesi, kalbine dolan yalnızlık da yanıltıcıdır. Sana ilaç olacak zaman, acının

zehirlediği her anın bedelini sorar tedavin sürerken.

Bu ne bir son, ne de bir tövbedir.

Sadece, yeni bir aşkın davetine kadar süren beklemedir.
#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Dr. Ferhat ATİK yazıları