Aşk

Yayın Tarihi: 20/04/16 08:00
okuma süresi: 4 dak.
A- A A+

"Ben ölseydim o belki ağlardı. Ama o ağlasaydı ben ölürdüm."

Bir insanın, bir insana duyduğu en kontrol edilemez duygunun aşk olduğunu söylememiz mümkün. Yanak kızartan, çocuklaştıran, saflaştıran, zamanı yavaşlatıp hızlatma gücü olan bir süreçten bahsediyoruz. Özdemir Asaf satırlarında bu şekilde dile getirmiş.

Bir insanın, bir insana duyduğu büyük duygu, aşk.

Peki ya Mesnevi'de aşk? Yaradana duyulan aşk, tarifi ve derinliği en yüce olan aşk, hatta aslolan aşk... "Topraktan aşağı mısın ki toprak bile sevgiliyi bulunca bir bahar yüzünden yüz binlerce çiçeğe kavuşur" der Mevlana eserinde. Tasavvufu, Yaratan ve yaratılan arasındaki ilişkiyi kavramak ve bunun bilinciyle hareket etmek için güdülen çaba, gidilen yol olarak kabul edersek, bu yolda ilerlerken bazı anahtar kavramlar karşımıza çıkar. İnsanın yaratıcısıyla olan ilişkisini şekillendiren bu kavramlardan biri, hatta en önemlisi "aşk"tır. Aşk kul ile Allah arasında sonu biraradalığa ulaşan bir bağ kurar. Bir çok düşünür ve mutasavvıf aşkı kainatın yaratılış sebebi olarak görür ve aşkı düşünce sistemlerinde merkez noktası olarak alır. Aşkı yaşayan ve yazan bir çok isim arasında akla ilk gelen isimlerden biri de Hz. Mevlana'dır. "Bizim peygamberimizin yolu aşk yoludur. Biz aşkın çocuğuyuz, aşk da bizim annemiz" diyen Mevlana'nın tasavvuf anlayışının temel taşı aşktır. Tasavvufun ana konularından felsefenin temel problemlerine birçok önemli konuda yorumlar ve çözümler bulabileceğimiz Mesnevi'nin de çıkış noktası yine aşktır.

Mevlana'nın felsefesinde aşk insanı Rabbiyle buluşturan, ulvi bilince eriştiren yegane sebeptir. İnsanın kendi benliğini, çevresini, yaratılış sırrını, Rabbini idrak edebilmesi için aşkı tecrübe etmesi zorunludur.

Aşk'tan hareketle varoluşu ve evreni yorumlayan Mevlana'nın gözüyle aşk, hayatın devamını sağlayan sebep olmak yanında Allah ile kul arasındaki çok özel ve güçlü bir bağdır. Mevlana imanla aşk arasında bir bağlantı kurar ve dinin temeli olarak aşkı görür.

Aşkı tanımlarken aşkın vasıflarını da anlatan Mevlana yaptığı benzetmelerle aşkı somutlaştırarak konuya daha etkileyici bir yorum katar. Aşkın gücünü anlatarak aşığın zorlu yollardan geçeceğini hatırlatarak bu mücadeleye karşı kişiyi uyaran Mevlana, aşkı korkulması gereken bir durum gibi göstermekten de çekinir ve aşkı överek onun güzelliklerini anlatır.

Mesnevi'de dahi aşkın tanımı bir yere kadar yapılır ve söz tükenince aşk yine gizemini korur. Tanrı sıfatlarından biri olan aşkın tam tanımı yine Tanrı'da gizli kalır.

Bir toplumun kendi dinine duyduğu önyargıyı kaldırmanın en önemli yollarındandır bu aşkı anlamak. Bunun en iyi anlatıldığı kaynak ise Mesnevi'dir. Başta önyargıdan ve kötü olan herşeyden arınmak için...

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Dr. Ferhat ATİK yazıları