Spinoza'yı selamlarken

Yayın Tarihi: 26/09/16 08:00
okuma süresi: 2 dak.
A- A A+

Sözcüklerden kaçamazsınız.

Kaçmanın bir eylem olarak hayal edilmesini sağlayan bu cümle ile hem sözü hem de zamanı eşleştirmiş olduk.

Sözcükler buyruklardır. Eyleme dönüştürülmek üzere uygulanırlar. Her biri aslında bir buyruktur. Onları teker teker anlamlandırma ve anlama sürecini içerirler. Okuyan, duyan ise bu buyrukların bilinç dışı uygulayıcılarıdırlar.

Anlama gayreti sözcüğe yenilerek o sözcükle (veya onun imajı ile) iletişime geçmemizi sağlayan bir buyruğun işbirlikçisidir. Tıpkı zamanı bize duyurduğunu sandığımız saatler gibi. Bir bilgiyi duyurduğunu sanırız ama aslında zamanın buyruklarını bize dikte eder saatler.

Bu buyruk ve bilinçaltı eylem sürecinin tam ortasına, Spinoza'nın Giordano Bruno ve özellikle onun panteizminden Descartes'ı ve Kartezyen felsefeyi bulduğumuz metinlerinden, töz sorunu ile bu eksende düşünebileceğimiz varlık problemine yöneldiği sürece kadar olan tüm felsefesini yerleştirebiliriz.

Tıpkı beden ve ruhun birbirlerine olan üstünlükleri yerine paralelliklerinin savunulduğu Spinoza düşün dünyası gibi buyruk, sözcükle başladığından bu yana filozof, nedenselliğe karşı çıkmanın nedeni olmalıdır.

Bilinç, özgürlük ve tanrıbilimsel yanılsama üçlemi her ne kadar Spinozacı sözcük yapılanmalarında yer alsa da, kirli bir gölü temizlemek için onu içine alacak ve bu kirden etkilenmeyecek kadar büyük bir deniz olmak gerektiği gerçeği, sözcük buyruklarından kurtulmanın bir yolu olmasa da, yönüdür.

Baruch Spinoza'yı bu anlamda selamlarken, bu selamlamalarımın her birinde, elimi ilk kaldırışım, aynı ülkede doğmaktan gurur duyduğum Ulus Baker'edir…

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Dr. Ferhat ATİK yazıları