Mont Pelerin'in ardından

Belki politik psikoloji okumadım ama bu işin dehası kabul edilen Prof.Volkan'la bu alandaki çalışmalarım 5 yıla yaklaştı. Özellikle Kıbrıs Adası'nın psikanalitik geçmişi ve geleceği konusunda kitap(lar) yazılacak spesifik doneler edindim.

Kaldı ki tüm bunları yazmak için sadece bir Kıbrıslı Türk ya da bir Kıbrıslı Rum olmak da yeterli.
Nasılsa bu adanın insanları olarak bizler her şeyi biliriz(!)

*

Rahmetli dedemin, babasından dinlediği ve babama anlattığı bir masal gibi, bu adada Türkler ve Rumların mutlu ve beraber yaşaması ya da şimdilerdeki fiili durumun, yani ateş kesin anlaşmaya dönüşmesi. Mutlu sona zorlanan bir masal.

Oysa adanın iki halkına ait barışçıl olma yönündeki yaklaşım farkı, şu günlerde her iki tarafın, Mont Pelerin sonrasında, neden anlaşılamadığı yönündeki açıklamaları arasındaki fark kadar.

Yarım asırdır devam eden görüşmelerde, bırakın anlaşma formülünü üretmeyi, sözcük dizilişinde yeni bir kombinasyon dahi kalmamıştır.

Bu durumda, tek beklentinin konjenktür olduğunu anlamak zor değil.

Neslimizden ve hayatımızdan bir hayal çökmesi daha yaşadık ama bu kez "temkinli umutlu" olunmasından dolayı çok da büyük olmadı çöküş.

Şimdi bir başka konjenktür için yeniden ve usanmadan yolculukta olunmalı. Ancak bir tek şeyi göz ardı etmeden: "Anlaşma arayışından vazgeçmeden, kaderimizi anlaşmaya endeksleyecek bakış açılarından uzaklaşmak."

*

Gerçek bir B planı varlığının ve uygulamaya alınmasının, anlaşma zeminini de güçlendireceğine ve

bu adada karşılıklı anlaşabilmek için sürecin devam etmesinin şart olduğuna inanıyorum, hayatın da devam ettiğine duyduğum inanç kadar. Masadan kalkmak da, kaderimizi masaya bağlamak da hata olur!

*

Şimdilerdeyse, anlaşma olacağına yürekten inananlar, temkinli bir umut besleyenler ve bunu istemeyenler arasında yaşanmakta olan sözel itişmelerin, bir arada yaşamakta olduğumuz bu kısa hayatlarımızda yersiz olduğunu düşünüyorum.

Bilmeliyiz ki, gelecek inşa edilmesi söz konusu olduğunda, ne Kıbrıslı Rumların ne de kendi içimizde kendimiz gibi düşünmeyen kardeşlerimizin mutsuzluğu üzerine mutluluk kurulamaz...