Tek soru, tek cevap!

Yayın Tarihi: 08/12/16 08:00
okuma süresi: 3 dak.
A- A A+
46 eser, 36 ödül, 84 yıllık yaşam, sayısız tutuklanma, sınırsız acı, eksiksiz onur…

Bir coğrafyanın sadece yaşayan değil, yaşadığını tarihe not düşen tanığı…

Dünyaca ünlü Kemal Sadık Gökçeli'den bahsediyorum.

Ya da diğer bilinen ismi ile Yaşar Kemal'den…

Bir de merhum gazeteci Abdi İpekçi'yi anmak istedim, Yaşar Kemal ile doğduğum yıl yaptığı söyleşisiyle… Tek bir soru ve yanıtla…

*

İPEKÇİ — Yaşar, bugüne kadar edebiyatta ne yapmak istedin, bundan sonra ne yapmak istiyorsun?

YAŞAR KEMAL — Ta çocukluğumdan bu yana, kendimi bildim bileli, okur-yazar değilken bile şiir söylerdim. Sonra folklor çalışmaları yaptım. Röportajlar yazdım. Hikâyeler, romanlar yazdım. Çalışma tarzım gösteriyor ki, halktan yana, halkla birlikte işini gören bir sanatçıyım. Benim kişiliğimi ve sanatımı halktan ayırmak mümkün değil. Yirmi yedi yaşıma kadar halk içinde, halkla birlikte çalıştım. Yani bir kol emekçisiydim. 1951'de İstanbul'a geldiğimde, elimde bir kitaplık hikâye vardı. Örneğin, benim dünyaya çıkmış ilk eserim İnce Memed değildir, "Bebek" hikâyesidir. Önce Fransızcaya çevrildi, sonra İngilizceye, İtalyancaya, Rusçaya, Romenceye, birçok dillere. Son yirmi yılın dünyada çıkmış birçok hikâye antolojisinde "Bebek" hikâyesini de buluruz. 17–18 yaşlarımda bende sol düşünce belirmeye başlamıştı. Sanatım onunla tay gitti, yani paralel. Ben iki şeye inanırım. İki şeyin sonsuz gücüne, sonsuz yaratıcılığına, sonsuz değişimine; halk ve doğa. Sanatımı halkımla birlikte, onun büyük yaratıcılığı ile birlik olarak, onun için yaparım. Politikam da sanatımdan ayrılmaz. Halka kim zulmediyorsa, etmişse, halkı kim eziyor, ezmişse, onu kim sömürmüş, sömürüyorsa, feodalite mi, burjuvazi mi... Halkın mutluluğunun önüne kim geçiyorsa ben sanatımla ve bütün hayatımla onun karşısındayım. Benim sanatım, içinden çıktığım sınıfın yani proletaryanın çıkarlarının emrindedir. Ben etle kemik nasıl biri birinden ayrılmazsa, sanatımın halktan ayrılmamasını isterim. Bu çağda halktan kopmuş bir sanata inanmıyorum.

[Milliyet gazetesi Genel Yayın Müdürü Abdi İpekçi'nin "Her Hafta Bir Sohbet" köşesinde 19.04.1971 tarihinde yer alan söyleşiden alıntıdır.]
#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Dr. Ferhat ATİK yazıları