Diziler ve terör

Yayın Tarihi: 02/01/17 08:00
okuma süresi: 4 dak.
A- A A+

Aslına bakarsanız içimden hiçbir şey yazmak gelmiyor. Ancak bu iç sesime yenilmeyeceğim.

Hep yeni bir umuttur, yeni bir yıl. Yeni başlangıçlar, hedefler, mutlu bir bekleyiş ve heyecanı simgeler aslında. Yeni bir başlama anıdır. İnsanlar bu başlangıçları, kendi nefslerini sorgulamak için de kullanabilirler. Kendi kendimizi hesaba çekmenin de takvimidir.

Ama Türkiye'de olmakta olanlar hüzün ekliyor hayatımıza. İçimden gelmese de yazmam gerektiğini biliyorum. Bazen acı ve öfke yazmayı motive eder. Etmeli. Her birimizi yaşama daha çok sarılmamız için, bu ölümlerin motive etmesi gerektiği gibi. Hem acıyı ve yası yaşamalıyız hem de yılmadan yola devam etmeyi, durmamayı.

Bu, yenilmemenin temel argümanıdır.

Terör vazgeçmemizi istiyor. Üzüntümüze yenilmemizi istiyor. Korkmamızı istiyor.

Temel olarak hedefi bu. Hatta insan öldürmekten bile önde geliyor bir terör örgütünün bu hedefi. Sokakları boşaltmak, insanı insandan uzaklaştırmak, kendi iç sezgilerimizin körelmesini sağlamak, birbirimize düşmemizi, inanç ve hedeflerimizi yitirmemizi istiyorlar. Doğrudan ve dolaylı olarak tüm bu sonuçlara itiliyoruz.

Türkiye bir sınavdan geçiyor.

Neden bu hale gelindi? Süreç neydi? Ne oldu ya da yanlış oldu da bunları yaşıyoruz?

Bu sorular çok önemli ama sorunun çözümüne katkı koymak üzere değerlendirilirlerse önemli. Ayrışmak, bölünmek, kavga etmek, siyasi muhalefet yapmak için kullanıldıkları sürece bu soruları sormak ve üzerinden günden yaratmak sadece provokasyon malzemesi olmaktan ileri değil.

Şu anda tek vücut olmak yerine, her yandan bu sorular, sorgulamak için fışkırıyor. Sorulmasın demiyorum elbette. Ama sorulmasından çok bununla ilgili cevapları kullanarak, mevcut duruma akıl yolu ile çözümler getirmek için değerlendirilmelerinden bahsediyorum. Salt sormuş olmak için sorup aslında kendi ajandalarında çözüm odaklı söylemlerinin bulunmamasını, iyi niyetli bulmuyorum.

Gelelim Türkiye medyasına!

Bir an önce Türkiye'de her türden şiddet içeriği kaldırılmalı. Bu yönde de bir seferberliğe ihtiyaç var.

Sahibi çok eski bir tanıdığım olduğu için, daha da çok üzüldüğüm Reina saldırısında saldırgan, anlatılanlara göre, 6 şarjör kullanmış. Yani beş kez, soğukkanlılıkla şarjör değiştirmiş. Noel Baba kıyafeti ile gelmiş vs vs. Film gibi değil mi?

Son yıllardaki Türkiye dizileri özellikle bireysel şiddeti gereksizce "parıltılı" gösteriyor. Şiddeti körüklüyor, bireysel terörü, dizi oyuncuları üzerinden sempatik gösteriyor. Dakikada onlarca insanın öldürüldüğü dizilerde, bu olgu "normalleştiriliyor". Bir an önce tamamen yasaklanmalılar.

Medya makalelerimde daha önce "çok dolaylı", bir süre sonra "dolaylı" olarak nitelendirdiğim bu tür dizi etkilerinin etkisini, artık "doğrudan" diye değerlendiriyorum.

Çünkü, "canlı bomba" kavramını incelersek, psikolojik etkinin baskın güç olma sürecinde, bu tür senaryoların fikirsel ve psikolojik "kahramanlık" duygusunu geliştirebileceğini görürüz.

Bu ve benzeri önlemlere acil ihtiyaç var.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Dr. Ferhat ATİK yazıları