Terör sosyal medyada ve yanı başımızda

Sosyal medya, hep iyi şeylerle dolu değil. İcat edenlerin de bunu öngördüklerini düşünüyorum. Silah tüccarlığı gibi. Savaş baronlarına sorsanız, silah üretim ve satışlarının insanların bireysel ve kitlesel olarak kendilerini korumalarına imkan sağladıklarını söyleyeceklerdir.

Bu hep böyle. Kime dokunsanız ürettiği bir mazeretle kendisinin haklı olduğuna inandığını görürsünüz.

Gelelim sosyal medya meselesine. Sosyal medya aygıtlarını her toplum, kendi kültürünce kullanıyor. Toplumsal organizasyonlar, bilgi paylaşımı, kanaat paylaşımı, bizde olduğu gibi dedikodu ve kim nerede ne yapıyor kıskançlıkları, "ne yedim ne içtim aman siz de görün" gibi psikolojik sorun sonuçları ve benzerleri.

Ancak, meseleler bu kadar saf değil. Gençlerin hatalı yönlere sevki de sosyal medyanın "marifetleri" arasında. Dahası terör de yanı başımızda.

Biliniyor ki birçok terör grubu, sosyal medya üzerinden, sempatizan ve hatta militan topluyorlar. Son zamanların buna en çok tanık olduğumuz terör örgütü ise DEAŞ.

*

Facebook, Twitter ve YouTube gibi sosyal medya kanallarında sıkı takip altına alınan DEAŞ hesaplarının, propaganda için şimdi de Instagram'a yöneldiği belirtiliyor. Instagram'da 50 binden fazla DEAŞ örgüt yanlısı hesap keşfedildi. Terör örgütü adına propaganda yapan bu hesapların, örgütün tanıtımını yapmak için uygulamadaki stories (hikayeler) özelliğini kullandığı biliniyor.

Facebook'un 2012'de satın aldığı Instagram'ın bir yıl önce başlattığı hikayeler özelliğinde, paylaşılan bir içerik, 24 saat içinde siliniyor. Örgütün bu özelliği kullandığı paylaşımlarından ikisinde, DEAŞ bayrağı sallayan bir bebek ile kafası kesilmiş bir cesedin bulunduğu İngiliz Times gazetesinin haberi oldu.

"Hikayeler" özelliğini kullanan propaganda hesapları, hayatın içinden normal paylaşımlar da yapıyor. Hasat yapan çiftçiler, yol tamiri gibi paylaşımlarla da sözde "işleyen bir devlet" izlenimi oluşturuluyor.

Bilindiği gibi ülkemizde de örnek yaşamıştık.

Bu da gösteriyor ki, kendimizi tehlikeden uzak zannedip duyarsız kalmamız mümkün değil. Önce aileler çocuklarının sosyal medya üzerinde neler yaptıklarının farkında olmalılar ve kontrolü ellerinden bırakmamalılar. Ardından devlet bazında da bu konuda neler olup bitiyor denetlemesi gerekiyor.

Çünkü terörün, sosyal medya üzerinden bize ya da çocuklarımıza ulaşması çok zor değil.