İmkansız mı zor mu bilemedim

"Neyimiz tamam da bir bu eksik?" demeyin. Yaşam sürerken, toplumların yüzü geleceğe dönük olmak zorunda. Şu veya bu temelerdeki eksikler yüzünden, kendimizi bugüne esir edemeyiz.
Benzetmemi uygun görürseniz "üniversite cenneti" durumunda olan KKTC, bilim kavramında sınıfta kalmış durumda.

Ne yeterli bilimsel makale üretiliyor, ne de sorunlarımız için üniversiteden yeterince faydalanılabiliyor. Bu kadar üniversitenin ve bilim insanının yaşadığı bir ülkede, onlardan faydalanamamak hata! Oysa, bilimle iç içe olmamızı sağlayacak imkanlara-bilim insanlarının sayısına baktığımızda- sahip olduğumuzu söylememiz mümkün. Aynı anda bilim insanları ile toplumun kopukluğunu da söyleyebiliriz. Herkesi her şey olabildiği bir ülkede bilim böyle değersizleşir!

Bu nedenledir ki, bilimselleşmek ya da bilimi toplumla buluşturmak konusunda çok geriyiz.

Popülerleşen şeyin "yozlaşma" olduğu ülkemizde esas olanın bilime dayanmak ve bilimi dejenere etmeden popüler kılarak toplumla buluşturmak olduğu kimsenin fark etmediği bir olgu durumunda. Bunu anladığını sanan hatta eleştirenler de sadece "ben bilirim" deme sevdasındaki "bilim sevicileri".

Oysa "popüler bilim" ya da "bilimi popülerleştirmek" gibi bir kavram olmasaydı, bilim çoğumuz için erişilmesi ve anlaşılması zor bir olgu olurdu. Kimileri farkında değil ama böyle bir kavram var!

Bilim, bireylere veya topluma kazanım sağlayan bir olgu. Olaylara bilimsel bakış açısından yaklaşarak bilimsel bilgiye dayalı kararlar vermek sadece devleti yönetenlerin değil toplumun da ihtiyacı.

Ütopik oluyor aslında.

Bilim okuryazarlığından haberdar bile değiliz. Oysa bilim okur yazarlığı, üretkenliği ön planda tutan, söylentilere inanmayan, yüzü aydınlık bir geleceğe dönük, yeniliklere açık, her şeyden önemlisi kendine güvenen ve bağımlı olmayan bir toplum oluşmasına katkıda bulunur. Toplumun her kesiminden bireylerini gelişime ve değişime açık hale getirir, bu konuda ilerlemeler sağlanmasına katkıda bulunur.

Bilimsel araştırmaların ve bunlardan elde edilen kazanımların topluma anlaşılır bir şekilde sunulması gerekir. Bilim dünyasıyla toplumu buluşturan bir köprü görevi üstlenen bilim iletişiminin en etkili araçlarından biri popüler bilim dergileridir.

Herkesin "en doğruyu bildiğini sandığı" ve ne yazık ki yaptıklarını da buna endekslediği bir yapıdayken, toplumsal dönüşümün-imkansız olmamasına rağmen- zor olacağını söylemek mümkün.