Hayırlısı bakalım…

Yayın Tarihi: 08/01/18 08:00
okuma süresi: 2 dak.
A- A A+
Seçim süreci "Adaylar" için ne kadar yorucu ve hareketli ise "Seçmen" için çok sessiz ve heyecansız geçti.

Hakkını yemeyelim, televizyonlar aynı tempoda devam ettiler. Ancak yeni medyaya yenilerek. Adaylar televizyon televizyon dolaşarak "Eğer seçilirlerse neler yapacaklarını" seçmene anlattılar. Bu yeni seçim yöntemi buna ihtiyacı artırdı.

Ben Lefkoşalıyım.

Ancak "Ülkemin her yanında kimler neler yapacakmış" bilmek istediğimden elimden geldiğince adayların yeraldığı TV programlarını takip etmeye gayret ettim.

Bu noktada, tüm ülkede kim neden aday bilmek anlamında medyanın yeniden önemi ortaya çıktı. Yıllarca söylediğimiz birşey -seçimlerin meydanlardan medyaya taşınmakta oluşu ve seçimleri adaylar kadar hatta fazlasının medya tarafından şekillendiği gerçeği- giderek güçlenerek karşımıza çıkıyor.

Artık medya ülkemizde de seçimlere hakim konumda. Üstelik yanına giderek güçlenen yeni medyayı da alarak.

Bu konunun değerlendirmelerini ve eleştirilerini hedeflemediğim bu yazıda, esas konuya geçip "Medya-siyasetçi" ve "Medya-bağımsızlık" ilişkileri konusundaki eleştirilerimi saklı tutmak istiyorum.

Her gece -normal olarak- yerli kanalların hemen hepsinde bölgelerin adayları karşımıza çıkıyor. Kısmen hayalkırıklığı yaşadığımı vurgulamak isterim. Kimi adaylar nedeniyle.

Son üç başbakanın adını bilmeyen aday gördüm. Aday olduğu partinin genel merkezinin adresini yolda durup soran aday gördüm. Kıbrıs'ta çok kullandığımız bir deyişle "İki kelimeyi bir araya getiremeyen" kendini ifade dahi edemeyen aday gördüm.

Yeni meclisten en yüksek beklentim, hoşgörü.

Hayırlısı bakalım.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Dr. Ferhat ATİK yazıları