Seks objesi kadın, tüketilen erkek

Yayın Tarihi: 22/02/18 07:00
okuma süresi: 5 dak.
A- A A+

Feminizmin bir sonucu olan "kadın hakları savunuculuğu" başlığı altında bilmeyenimiz yoktur.

Kadının haklarını savunma yolunda ün yapmış feministler yüksek oranda bir çalışma performansı ile çalışmalarını yüzyılımızda da sürdürürlerken, başarılarını yadsıyamayız.

Kadın haklarını ön plana çıkarma konusunda feminizm yanlılarının çalışmalarındaki başarıyı kanıtlayan ve hatta aşırılığını ortaya koyan bir önemli sonucu paylaşalım. Öylesine ileri gidilmiş ve saptırılmış bir teori ki, yaşamın doğasında olan eşitliği en modern toplumlarda bile bozacak kadar ileri gidilmiş olunmasına bir örnek: Maskülizm.

Maskülizm esas olarak erkeklerin deneyimleri üzerine bina edilmiş toplumsal teori ve politik bir hareket tarzıdır. Maskülizmin çoğu sözcüsü bir yandan toplumsal ilişkilerin eleştirisini yaparken bir yandan da toplumsal cinsiyet eşitsizliği, erkeklerin hakları ve sorunları gibi konular üzerine yoğunlaşmaktadırlar.

*

Burası oldukça önemli bir teori kesiti: Maskülistlere göre feministler, cinsiyetleri hemen hemen her alanda aynı kapasiteye sahip görmekte ve farklılaştırılmış cinsiyet rollerini baskıcı suni bir inşa olarak kınamaktadırlar. Feministlerin bu tip görüşlerinin aksine derin cinsiyet farklılıklarının insan doğasında mevcut olduğuna inanmakta ve feministlerin bu farklılıkları kanunlar yoluyla yok etmeye teşebbüs ettiklerini ve diğer yollara başvuran insanları aldatıcı bir deneyimin içinde kabul ettiklerini savunmaktadırlar.

Çoğu maskülist, aşırı feminizmin kaynağını yüksek boşanma oranları, cinsiyetlerin yabancılaşması, dişi şovenizmi, aşk utangaçlığı, çözülen topluluklar, babasız çocuklar, lise terk, uyuşturucu müptelalığı, tüketimcilik, ergen hamileliği, erkek intiharı, şiddet suçu ve öfke eğilimi ile sonuçlandırırlar. Cinsiyetten yola çıkarak taraf olma ve karşı tarafı ötekileştirme fikirlerinin tamamında empati kuramama, kompleks ve hoşgörüsüzlük öncelikleri olduğu görülebilir.

Bu ayrımların saptama noktalarına bakmaya devam edersek, güncel örneklerle beslenen iki karşıt cinsiyet teorisinin birleşme ve çatışma noktalarının da farkındalığına ulaşabiliriz.

Medya yoluyla, tek tüketici erkekmişçesine kadını bir seks objesi olarak tüketiciye sunma ve cinsel dürtü yaratacak şekilde ürün tanıtımına 'al beni' yaratma gayreti de bir satış çabası olmaktan çok, kadına yönelik yaratılan aşırılığın doğurduğu diğer bir dengesizlik belirtisidir.

*

Feminizmin etkileri sonucu erkek haklarının hiçe sayıldığını vurgulayan bazı maskülistler, üniversitelerde "Kadın Araştırmaları" şeklindeki yanlış yönlendirici bir başlık altında feminist ideolojinin öğretildiğini öne sürmektedirler.

Maskülistler arasındaki en büyük anlaşmazlık noktası cinsiyet rollerine ilişkin dini yasaklarla ilgilidir. Yine bazı maskülistler erkeğin genel liderlik rolünü desteklemekteyken diğer bazı maskülistler cinsiyetler arası izafi bir eşitlik öne sürmektedirler.

Maskülistler arasında bir başka anlaşmazlık konusu sekülarizm ve dindir. Hareketin içindeki muhafazakar kanat kadın konusuna dini bir perspektiften yaklaşırken liberal kanat ise cinsiyet konusunda daha nötr bir tutumu tercih etmektedir. Kimileri bu her iki kanadın arasında yalnızca dinamikler açısından farklılık bulunduğunu ancak hareketin hedefleri konusunda genel bir uzlaşma olduğunu öne sürmektedirler.

Öteki düşüncenin mümkünse yok olması, herkesin saece kendi savundukları "izm"in peşinden koşarak aynı düşünden olması gibi ütopik beklentilerin anlamsızlığını ortaya çıkaran en temel iki karşıt düşünce, feminizm ve maskülizmdir.

Her iki teorinin içlerindeki aşırıları nedeniyle birbirlerine kendi düşüncelerini benimsetme gayreti bulunsa da, temel cinsiyetleri nedeniyle bunun mümkün olamayacağı gerçeği, düşünce farklılıklarının olması gerekliliği üzerine en iyi ve en temel örnektirler.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Dr. Ferhat ATİK yazıları