Pasaport krizi!

İstanbul'dan yeni döndüm. Bu ay benzer nedenlerle 2-3 kez daha gideceğim ancak endişeliyim. Sanırım söyleye söyleye tersi oldu: "Türkiyeliler Kıbrıslıları sevmiyor".

Bunun tersini 1989'da gittiğim üniversite hayatım boyunca ve sonrasında binlerce kez duydum. Sizler de defalarca duymuşsunuzdur. Böyle olmadığını ve bu algının neden oluştuğunu anlatmak için çaba gösterdim. Başardığımı düşünmüyorum. Hatta bu iş tersineymiş artık onu anladım.

Hani o Ana - Yavru hikayesi var ya, bakın bakalım aşağıda yazacaklarımda bu ilişki nerede!

*

İstabul'a girerken havaalanı polisi, yanımdaki arkadaşlarımın 5 yaşındaki kızlarını ülkeye almadı. Kontroldeki polis, çocuğun pasaport bitiş tarihine 1 ay kaldığını ve 60 günden az süresi kalan pasaportlarla ülkeye giremeyeceğini söyleyerek önce kimlik kartını istedi ama o da olmayınca "şefin masasına" yönlendirdi. "Şef ve diğerleri" inanın 5 yaşındaki çocuk ve ailesine "terörist muamelesi" yaptılar. O kadar da değil, "alın çocuğunuzu ve geri gidin" diyecek kadar, hatta bir bardak suyu çocuktan esirgeyecek kadar ileri gittiler.

Bu kadarı da olmaz dedirten hadisede nihayet polis memuru, tüm anlatma gayemize ve nezaketimize rağmen ağzındaki Teksas usulü soruyu sordu: "Siz, bana rağmen bu ülkeye gireceğinizi mi sanıyorsunuz?"

"Şefin Masası" sanırım "Şerif'in masası"ydı.

Mesel bu ego ve "siz Kıbrıslılara tanımadığımız imtiyaz kalmadı" düşüncesi.

Yüz ifadelerinden sözcüklerine yansıyan gergin nefret söylemleri ve insafsızca tavırlar. Ağlayan 5 yaşındaki bir çocuğun gözlerine baka baka, "siz girin, onu geri gönderin" deme cüretini de gösterdiklerinde, iş insani boyutu çoktan aşmıştı. Eş dost, akraba, yetkili, kısaca "hatırlı kişiler" aranmak zorunda kalındı ve işleyen telefonlar, gelen yetkililer sonrasında aynı polisler, sadece 15 dakika geçmeden, bu sıkıntıyı nasıl gideririz diye deliye döndüler.

Meğer KKTC 12 yaşına kadar Kimlik Kartı vermediği için Doğum Kağıdı da geçerliymiş. Doğum kağıdı faksla geldi, sağolsun İstanbul'daki önemli yetkililerimiz bizzat gelerek imzaladılar ve bireysel anlamda sorunumuz giderildi.

Ancak bilinmelidir ki, kurulan "farklılıklarla dolu" devletimiz KKTC'nin, "özel" konumu nedeniyle ve mecburen, bazı konularda Türkiye'de yaratılan özel uygulamaların sorumlusu biz değiliz. İnanın tüm KKTC halkı ne imtiyaz isteriz ne de bu yapıdan memnunuz. Ama şu an yapacak birşey gelmiyor elimizden. Buna rağmen umutsuz da değiliz.

fakat bu ve benzeri konularda, 60 günden kısa sürede pasaportu biten bir yolcuyu hele çocuğu KKTC'den çıkarken uyarmayan başta CAS olmak üzere, İçişleri Bakanlığı, Ulaştırma Bakanlığı gibi makamlarımızın, bu durum nedeniyle mağduriyetler artmadan, acilen düzeltici önlemler almaları gerektiğine inanıyorum.

Ayrıca bunca yıldır, neden doğan çocuğa yüzlerce ülkedeki ve hatta Güney Kıbrıs ve Türkiye'deki gibi doğumundan itibaren Kimlik Kartı verilmiyor, bunun da konuşulması gerektiğini düşünüyorum.

Belki bu tür adımlar, el alemin vatandaşımıza bu şekilde ölçüsüz hadsizlik yapmalarını engeller.