Yitimlerimiz bize armağandır

Yayın Tarihi: 11/05/18 07:00
okuma süresi: 3 dak.
A- A A+
Bir gelenek gibi, her yıl Haziran'ın ilk haftası Kemal Tunç'la ilgili yazıyorum. Sevgimden. Uzun zaman tanımış olmaktan. Paylaştıklarımız unutulmaz şeyler olduğundan. Cumartesi sabahı, evden çıkarken aklıma Yücel Köseoğlu'nu ziyaret etmek geldi. Uzun zamandır ziyaretine gitmemiştim. Yücel Köseoğlu ile dört yılımız birlikte geçti. Bu dört yılın hemen her gününde birlikteydik. Tıpkı Kemal Tunç gibi, onunla da çok özel ve güzel zamanlarımız hatıralarımız oldu. Hatta zaman zaman üçümüzün birlikte zamanları da oldu. Kalbimde ikisinin de çok özel yerleri vardır.

Arabamı ebedi mülk alanına sürdüm.

Ayrı ayrı ikisini de ziyaret ettim. Ve elbette her gittiğimde ziyaretimi esirgemediğim Doğan Harman'ı da ziyaret ettim. onun yeri de apayrı.

Mezarlıklar bir yüzleşme mahkemesi gibi! İnsan iki nefes arasında yaşadığını anlıyor. Aldığın nefesi veremedin mi, verdiğin nefesi yeniden alamadın mı, bitti.

Yine de bu ziyaretler gülümsetirken boğazımı da düğümler. Kalemimi de düğümler. Oysa hep mutlu şeyler yazmak ister insan sevdikleri ile ilgili. Şimdi zaman tüm giden sevdiklerimizin arkasından olduğu gibi, güzel anıları koleksiyondan çıkarma ve kullanma zamanıdır...

*

Ulus Baker'i çok sevdiğim ve ustam Aziz Nesin'i bir o kadar. Bir sabah da acısını içtim, çok sevdiğim büyükbabamın, başka bir günün akşamüzeri ise babaannemin. Bir başka gün Atila Türk'ün ve nicelerinin. Yaşım büyüdükçe yaşadığım artan yitimlerim.

Hani bazı insanlar vardır, o kadar hiçbir şeydir ki ürettikleri, yirmilerinde otuzlarında ölürler de fizikleri yaşıyor diye seksenlerinde gömülürler. Bazıları da ellilerinde altmışlarında ya da yetmişlerinde gömülürler ama ölmezler. 80'lerinin sonunda bir çok çalışmada birlikte olduğum, neredeyse her hafta gördüğüm Harid Fedai hocam bunlardan.

Ya da dünyaları kalbime sığdıran Şeyhim. Nazım Kıbrısi'nin ardından durduramadığım gözyaşlarım. Bunca bizi eksiltenlerin yerleri dolmaz ki! Biz eksildiğimizle kalırken, her yitimle yüzleştiğimizde sığındığımız Allah, sabrını bir şekilde verir.

Her gidenin ardınan başlayan, sürekli tekrar tekrara yaşanan bir dejavu gibi, sevdiklerimin yolculuklarında el sallamak.

İşte budur Azrail'e inat yapılması sanatın, edebiyatın ve hayatım boyunca yazdıklarımın.

İşte budur, Vamık Volkan'ın "yitimler armağandır bir bakıma" deyişi. Anlayan için.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Dr. Ferhat ATİK yazıları