Amelya Hanım'ın kızı Adela

Yayın Tarihi: 19/06/18 07:00
okuma süresi: 4 dak.
A- A A+
Televizyondan benim adımı hiç söylemedi ama ben hep bekledim.

Ona o zamanlar kızıyordum. Şimdiyse onun yaşadığı dönemlerin Türkiyesine kızıyorum.

*

Edvard Munch bir ressam. Dışavurumcu. Bana sorarsanız resim çizmeye içe kapalı ve feci ruh halleri ile başladı. Ama yaşamının sonuda doğru bunu toparladı, hatta yaşama sevincine bile kavuştu.

Ruhsal konuları işledi aslında. En iyi bilinen resmi ne yazık ki o ilk ruh hali ile çizdiği "Çığlık"tır. Ancak ben onun ileriki meslek yaşlarında, örneğin 1913'te çizdiği "Spring"i severim. Renk ve coşku doludur. Göl kenarında, sırtı dönük ama birbirine sevgi ile sokulmuş çift, ağaçlar, rengarenk bir doğa. Bahar.

Hayatının son baharında, baharı çizen ressam.

Bu arada bir bilgi vermek gerekirse, "Çığlık" hemen herkesin bildiği bir tablodur ama ilk adı "Umutsuzluk"tu.

Sonradan değişti.

Bazen kendi zamanımızda, kendi isimlerimizi dahi kullanamadığımız olur.

Sonraları o dönemleri genellikle "korku dolu" olarak sıfatlandırabiliriz.

*

Örneğin, yazımın girişinde bahsettiğim Adile Naşit gibi. Ben de onun kuzucuklarındanım.

"Uykudan önce" ile uyudum hep.

Son zamanlarda hakkında ne kadar da çok konuşuldu. İleri geri.

Birisi kalkıp "o dönemi küçümseyince ve kötüleyince" hemen Adile Naşit sahiplenildi.

İyi de yapıldı.

Ancak, "o dönem" Adile Raşit'in gerçek adını kullanamadığı bir Türkiyeydi. Kimse bunu görmedi konuşmadı.

Adile teyzemiz üzerinden bir "zaman kötülemesi" yapmak elbette hoş durmadı. Ancak Adile teyzemizi sahiplenirken, zamanı da arada sahiplenmekten kaçınılması gerekiyor.

Dönemin korku devletini anlatmak için sadece "Kenan Evren ve cuntası ve öncesi" ifadesini kullanmak yeterli.

*

Bir Ermeni ve Rum melezi olan Amelya Hanım'ın kızı olan Adela Naşit ya da bizim bildiğimiz ismi ile Adile Naşit, o yıllarda ismini ve kökenini söyleyemeyecek ve kullanamayacak bir korku devletinde yaşıyordu.

Bugün Adile teyzemizi ne kadar sevdiğimi hatırlarsam, insanların öz isim ve kökenlerini söylemekten korktukları yılları da o ölçüde sevmediğimi de hatırlıyorum.

Oğlunun ameliyat parasını herkesin desteği ile güç bela denkleştirip Amerika'ya göndermesine rağmen, ölüm haberini alan ve bu haberi aldıktan sadece 15 dakika sonra sahneye çıkıp insanları güldüren bir sanatçıydı Adile Naşit. Bu onun gerçek hayatıydı. Bir film senaryosu değildi.

Gerçek adını hiç kullanamadı ama gerçek acılarla bir hayat yaşadı.

Hem ona, hem de her gece biz kuzucukları mutlu uykulara gönderme fikrinin sahibi olan İlhan Şengün'e Allah'tan rahmet dilerim.

*

Bu arada 2012 yılının Mayıs ayında "Çığlık" tablosu 120 milyon dolara satılarak, açık arttırma yoluyla satılan en pahalı sanat eserlerinden biri oldu.

Edvard Munch'ın sanatı her zaman hatırlanıyor, hatırlatılıyor.

Bir dönemin büyük tiyatrocusu Adela Naşit gibi, sadece kavga gürültünün arasında hatırlanmıyor!

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Dr. Ferhat ATİK yazıları